Mahkeme Başkanı Murat İlhan, üye hakimler Cengiz Aydıner ve Şaban Oğuz Canbolat'ın imzasının yer aldığı 4 bin 583 sayfadan oluşan gerekçeli kararda, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsüne Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı personelinin büyük bir kısmının iştirak ettiği, alayda görevli askerlerin darbe teşebbüsüne ilişkin faaliyetlerini eski Alay Komutanı Albay Muhsin Kutsi Barış'ın emir ve talimatlarıyla bizzat yönlendirdiği belirtildi.
Barış'ın 15 Temmuz öncesinde değişik askeri karargahlarda ve kurumlarda görevli üst rütbeli personelle alayda darbe planlamasına yönelik toplantılar yaptığının tespit edildiği, bu görüşmelerini gizlemek amacıyla da gelen kişilerin kaydının nizamiyelerde tutulmaması emrini verdiği belirtilen gerekçeli karada, bu toplantılara darbe bildirisini TRT'de zorla okutan eski Yarbay Ümit Gençer ve TRT binasına yönelik işgali yöneten eski Albay Muhammet Tanju Poshor'un da katıldığının belirlendiği kaydedildi.
Gerekçeli kararda, "Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda 15 Temmuz öncesinde yapılan söz konusu gizli toplantılara katılan kişilerin konumu ve rütbeleri dikkate alındığında, bu toplantılarda darbe teşebbüsünün Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı ayağındaki planlamanın ötesinde tüm ülke genelindeki darbe teşebbüsüne ilişkin planlamanın yapıldığı anlaşılmaktadır." tespitine yer verildi.
Barış'ın, alay karargahında görevli rütbeli personelle de 15 Temmuz öncesinde son bir haftaya yoğunlaşan toplantılar, yüz yüze ve telefon görüşmeleri yaparak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayının darbe teşebbüsündeki konumunu belirlediği, gerekli planlamaları yaptığı ve bu planlamalar dahilinde 15 Temmuz darbe teşebbüsüne ilişkin faaliyetlerin tamamını "Pars" kod adıyla isimlendirdiği vurgulandı.
"Pars darbe planı" çerçevesinde alayda mevcut birliklerden kaç subay, astsubay, uzman erbaş, erbaş ve erin darbeye iştirak edeceğine ilişkin sayısal bilgilerin yer aldığı çizelge hazırlandığı belirtilen gerekçede, "Toplam 13 ayrı grup halinde hareket edecek olan darbeci askerlerin isimleri, rütbeleri, birliğe intikal sağlayacak araç sahibinin asil veya yedek olup olmadığı, her birinin adres ve telefon numaraları ile adreslerinin bulunduğu mevki bilgilerinin yer aldığı tespit edilmiştir." ifadelerine yer verildi.
Sanıkların "tatbikata gidiyorduk" savunması çöktü
15 Temmuz darbe teşebbüsüne iştirak eden sanıkların savunmalarında, olay günü kendilerinin alarm eğitimi ve tatbikata katıldıklarını düşünerek hareket ettiklerini, darbe yapıldığını anlamadıklarını söyledikleri hatırlatılan gerekçeli kararda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Dosya kapsamında ayrıntıları tespit edildiği üzere olay gecesi WhatsApp grupları üzerinden kışlaya çağrılan subay, astsubay, uzman çavuş, erbaş ve erlerden oluşan personelin tamamına birkaç şarjör içerisinde mühimmat dağıtılmıştır. Bu mühimmatı alan personel atış alanları dışında meskun mahal içerisinde yer alan başka birliklere veya başka kamu kurumlarına gitmişlerdir. Bilirkişi raporuna göre, tüm profesyonel personelin rutin bir alarm ya da tatbikatta mühimmat dağıtılarak meskun mahale çıkılmasının mümkün olmadığını bilmesi gerekmektedir.
Olay gecesi alarm verildiği, önceden oluşturulan WhatsApp grupları üzerinden personele duyurulmuştur. Oysa bilirkişi raporuna göre, bu şekilde bir sivil haberleşme vasıtasının rutin alarm veya tatbikatta kullanılması mümkün değildir. Olay gecesi Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayından bir kısım personel Genelkurmay Karargahına, bir kısım personel ise TRT binasına resmi araçlarla intikal etmiştir. Bu intikal sırasında meskun mahalde hiçbir emniyet ve kontrol tedbiri alınmadan sivil trafiğe açık yollardan geçilerek asfalt yollara, alt ve üstyapı tesislerine, sivil araçlara zarar vermişlerdir. Bilirkişi raporunda, alarm eğitimlerinde personelin araçlarla kışla dışına intikal etmesi ancak birkaç ay önceden yapılan hazırlıklar neticesinde mümkün olduğu, ayrıca bu faaliyetin önceden herkes tarafından bilinmesi gerektiği, meskun mahalde gerekli emniyet ve kontrol tedbirleri alınmadan sivil trafiğe açık yollarda gelişigüzel intikal ederek, asfalt yollara, alt ve üstyapı tesislerine, en önemlisi sivil araçlara zarar vererek tatbikat icra edilemeyeceği bildirilmiştir."
Gerekçede, darbe teşebbüsüne katılan sanıkların kışladan çıkış emrini başlangıçta hiçbir şekilde sorgulamadan yerine getirdikleri, gecenin ilerleyen saatlerinde ve ertesi gün teşebbüsün başarısız olacağını anladıkları anda emirleri geçmişe dönük sorgulamalarının sanıkların hukuki statülerini olumlu olarak etkilemesinin mümkün olmadığının altı çizildi.
Hüküm
Gerekçeli karara göre, darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda kalan 108 sanıktan 6'sı, "anayasal düzeni ihlal suçuna yardım"dan 6 yıl 3'er ay ile 15 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezasına çarptırıldı. Alayda kalan aralarında erlerin de bulunduğu 102 sanık beraat etti.
Genelkurmay Başkanlığına baskın için alaydan ayrılan 117 sanıktan eski binbaşılar Fedakar Akça ve Halil Çınar, "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Hüseyin Turan ise aynı suçtan müebbet hapis cezası aldı. Bu grupta yer alan 27 sanık, "anayasal düzeni ihlal suçuna yardım" suçundan 13 yıl 4'er ay ile 15 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezası aldı. Tamamı er 77 sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kuruldu. 10 sanık beraat etti.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndan Milli Savunma Bakanlığı lojmanlarına giden 103 sanıktan eski binbaşı Osman Koltarla'ya "anayasal düzeni ihlal" suçundan müebbet, 3 sanığa "anayasal düzeni ihlal suçuna yardım"dan 16 yıl 8'er ay, 13 sanığa ise aynı suçtan 15 yıl hapis cezası verildi. Bu gruptaki tamamı uzman çavuş 81 sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararlaştırıldı. 5 sanık beraat etti.
TRT baskınına gidenler
TRT kampüsüne baskına giden 141 sanıktan eski albay Muhammet Tanju Poshor, eski yarbaylar Ümit Gençer ve Ekrem Işık ile eski binbaşı Anıl Aktaş, "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Biri yüzbaşı 14 sanık aynı suçtan müebbet, 46 sanık ise "anayasal düzeni ihlal suçuna yardım" suçundan 15'er yıl ile 16 yıl 8'er ay arasında değişen sürelerde hapis cezasına çarptırıldı. Bu grupta yer alan 2'si uzman çavuş 71'i er 73 sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kuruldu. 4 sanık beraat aldı.
"Cumhurbaşkanına suikast" suçundan yargılanan eski albay Muhammet Tanju Poshor'a, bu suçtan ayrıca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, eski yarbay Emin Güver ise "cumhurbaşkanına suikast suçuna yardım"dan 16 yıl 8 ay hapis cezası aldı.
Genelkurmay çatı davasında "anayasal düzeni ihlal" suçundan 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı kurmay albay Muhsin Kutsi Barış, bu davada "kişiyi hürriyetini yoksun kılma" ve 5 kişiye yönelik "yaralama" suçlarından 61 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.