Kazı heyeti başkanı ve Floransa Üniversitesi Tarih, Coğrafya, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Marina Pucci, bu yıl kazıların yaklaşık bir ay önce başladığını ve dört farklı üniversiteden büyük bir ekiple çalışma yürütüldüğünü söyledi.
Bu yıl üç farklı noktada, Helenistik, Demir ve Orta Bronz Çağı tabakalarında kazı yaptıklarını anlatan Pucci, Demir Çağı tabakalarına ulaştıkları alanda bu yıl Orta Bronz Çağı tabakalarına da ulaştıklarını aktardı.
Pucci, milattan önce 1800'lere tarihlenen alanda sur hattı ve onunla ilişkili bir yerleşim yeri bulunduğunu dile getirdi.
Aksaray'daki Acemi Höyük ve Kayseri'deki Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü'nde Orta Bronz Çağı Dönemi'ne ait yerleşimlerin olduğuna dikkati çeken Pucci, şöyle konuştu:
"Bunların bir kısmı kendi içlerinde küçük krallıklar gibi kendi bölgelerine hükmeder şekildeler. Belki Suriye'nin kuzeyiyle de bağlantıları olacak şekilde. Bu bölgede daha önce Orta Bronz Çağı ile ilişkili yerleşim yoktu. Bor Ovası dediğimiz alanda Toroslar'dan Hasan Dağı'na, neredeyse Aksaray'a kadar olan yerde yoktu. O yüzden bu bölgenin Orta Bronz Çağı'ndaki siyasi ve sosyopolitik durumunu anlamak açısından Kınık Höyük'te bu dönemde böyle bir merkez olması önemli."
Bölgeyi bir şehir olarak tanımladıklarını ifade eden Pucci, "Elbette bir aşağı şehre sahip. Akropol alanında tepenin üzerinde yaşayan insanlar var ama bir de hemen yakın çevresinde çiftlik ve köy yerleşimleri de olan, oralara da hakim olan bir şehir. Bir krallık diyemeyiz tabii ki ama Bor Ovası'nda gördüğümüz alanın bir bölümüne hükmeden önemli bir şehir yerleşmesi olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
Pucci, yaklaşık 14 yıldır bölgede kazı çalışmalarının sürdürüldüğüne işaret ederek, kazı süresince Kınık Höyük yerleşiminin tarihsel sürecinde nasıl bir değişim gösterdiğini anlamaya çalıştıklarını vurguladı.
Aynı zamanda burasının Demir Çağ'da önemli bir idari yönetim merkezi olduğunu anlatan Pucci, "Hititlerin dağılmasından sonra 'Post Hitit' dediğimiz dönemde burada güçlü bir siyasi irade vardı. Onu da görüyoruz. Helenistik Akhamenid döneme geldiğimizde özellikle Akropol üzerinde tapınak şehri olarak adlandırabileceğimiz bir kutsal alana dönüşümünü de anlamaya çalışıyoruz. Böylece Kınık Höyük'te Bor Ovası'ndaki bütün bu bölgedeki yerleşmenin karakterini ortaya koymaya çalışıyoruz" diye konuştu.