Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlere görev başında yakalanan ve oğlu enkazda kalan itfaiye eri Mehmet Demir, görevinden ayrılmayarak 1050 kişinin kurtarılmasına vesile oldu.
"Asrın felaketi" olarak nitelenen depremlere, 112 Acil Çağrı Merkezindeki nöbetinde yakalanan itfaiye eri Mehmet Demir, eşinden haber aldıktan sonra görevini yapmaya devam etti.
Çağrı merkezine gelen ihbarları not alarak, telsizden ekipleri bilgilendiren ve çalışmaya devam eden Demir, eşinden acı bir telefon aldı. Küçük oğlunun yatılı olarak kaldığı ve içinde 50 öğrencinin bulunduğu Kur'an kursunun yıkıldığını öğrendi.
Oğlu enkaz altındayken görev yerinden ayrılmadan ihbar almaya devam eden Mehmet Demir, yaşadığı zorlu süreci anlattı.
Sarsıntıyla birlikte ilk önce dışarı çıktıklarını ve 112 Acil Çağrı Merkezi'nin yakınlarından çığlık sesleri duyunca ihbar almak için tekrar binaya girdiklerini anlatan Demir, "Elektrik yoktu ve bilgisayarlarımız hep devrilmişti. Onları toparlamaya çalıştık. El telsizinden muhabere yaparak diğer gruplarımızın durumunun hasarsız olduğunu öğrendim ve evi aradım. Eşim, oğlum Muhammet Nejat ve yeğenim Tayfun Kayra'nın kaldığı yurdun yıkıldığını söyledi" dedi.
"Aldığım ihbarlar gözümün önüne geldi"
Oğlu ve yeğeninin enkazda kaldığını duyunca şok geçirdiğini anlatan Demir, o esnada çağrı alıcıların kurduğu analog sistemden birçok ihbarı not aldığını ve onların gözünün önüne gelmesiyle görevini bırakıp gidemediğini söyledi.
Demir, eşinden acı haberi almadan önce çağrıya düşen birçok ihbarı not alıp il dışından gelecek olan ekipleri yönlendirmek üzere plan yaptığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bilgisayar sistemi yoktu ama analog olarak çağrı alıcılar, sistemin devam etmesini sağladı ve çağrı almaya başladık. Enkaz altındakilerin ihbarlarını, konumları alarak not ediyorduk. Eşim sürekli arıyor ve acil gelmemi söylüyordu ama kalkıp gitsem, bir sürü ihbar aldım. İl dışından gelecek ekipleri koordine edeceğim. Bizim personeli, merdivenleri araçları ve personelle irtibatı sağlıyordum. Bırakıp gitsem orada yapılan işler boşa çıkacak yardıma muhtaç insanlar var. İtfaiye personeli benden ihbar bekliyordu bunların hepsi gözümün önüne geldi."
"Devletimizin bana en çok ihtiyacı olduğu gün çalışmaya devam ettim"
Aldığı her ihbarda farklı bir duygu yaşadığını vurgulayan Demir, bütün ihbarların aciliyet gerektirdiğini bu yüzden zorlu bir süreç yaşadığını anlattı.
Demir, depremin büyüklüğünün farkında vardıktan sonra "Rabb'im evladım sana emanet" diye dua ettiğini ve çalışmayı bırakmadığını dile getirerek, "Devletimizin bana en çok ihtiyacı olduğu gün çalışmaya devam ettim. Eşim çocukların üzerinde bir şey olmadığını, atlet pijama ile çıktıklarını, en küçüğü kucağında çıkardığını ve ayakkabısı bile olmadığını söyledi. Ben o esnada planlama yaparak ekiplerimizi gelen ihbarlara yönlendirdim. Yaklaşık 6 saat boyunca bu şekilde çalıştım." ifadelerini kullandı.
Oğlunun enkaz altında kaldığı yurttaki 50 öğrenciden, oğlunun da aralarında bulunduğu 26 kişinin vefat ettiğini, oğlunun cansız bedenini 17 saat sonra çıkardıklarını aktaran Demir, "Görev başındayken yaptığım yönlendirmelerle 1050 kişinin hayatının kurtarılmasına vesile olduğumu öğrendim. Bu sürecin belki de iş hayatımda benim dünyaya geliş maksadımın sınavı olduğunu ve çok büyük bir sınav olduğunu gördüm." diye konuştu.