İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 63 tutuklu sanıkla avukatları katıldı.
Bazı müdahiller ve avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Müşteki Ayhan Aktaş 15 Temmuz'da Orhanlı Gişelerine vardığında, polis aracının arkasında yaralıların olduğunu gördüğünü ve vatandaşlara doğru ateş açıldığını söyledi.
Vatandaşlara gelen ateşi kesmek için şirketlerine ait aracı yarım marş yaparak yola çektiğini ve otobüsten ayrıldığını ifade eden Aktaş, "Bir ara ateş kesildi. Vatandaşlar tekbir getirerek geliyordu. Ben de otobüsü olay yerinde çekmek ve yaralıları götürmek istedim. Bir silah patlaması duydum ve ayağımda acı hissettim. Sol ayağımdan yaralanmıştım . Ayağımı kemerle bağladım. Otobüsün arkasına bir yaralı aldım ve Sultanbeyli gişelere kadar devam ettim. Ayağım uyuştuğu için daha fazla gidemedim. Otobüsteki yaralıyı başka bir araca bindirdim. Ben de hastaneye gittim." dedi.
Müşteki Üzeyir Civan, TRT'deki sözde sıkıyönetim bildirisini gördükten sonra yerinde duramadığını, aile bireyleri olarak Sabiha Gökçen Havalimanı'na doğru yola çıktıklarını söyledi.
"Sol kolumu kaybettim"
Aydınlı'ya geldiklerinde birçok vatandaşı yollarda gördüklerini aktaran Civan, silah sesleri duyduklarını ve bazı polislerin yaralandığını anlattı.
Yüksek bir yere çıkarak "Asker, polis kardeştir" sloganı attığını ifade eden Civan, " Bu sıra sol kolumdan yaralandım. Sol kolum sarkıyordu ve kopmak üzereydi. Motosikletli bir kardeşim beni götürmek istedi ama ben bu halde ona binemem dedim. Bir kardeşimizin de ayaklarından vurulduğunu fark ettim. Daha sonra hastaneye gittim ama sol kolumu kaybettim." diye konuştu.
"Anne vuruldum, bacaklarımı hissetmiyorum"
15 Temmuz'da Kocaeli'de bulunan yazlıklarında kızı ve eşiyle olduklarını söyleyen müşteki Emine Tolun ise, "Köprünün kapatıldığı haberleri ve bildiri okunmasını gördük. Kızım Ayşenur Tolun 'Ben gidiyorum.' dedi. Babası 'Dur bakalım olayların ne olduğunu anlayalım.' dedi. Kızım ise 'Duramam baba, ben vatan için gidiyorum.' dedi. Ben de kızımla birlikte yola çıktım." ifadelerini kullandı.
Kızıyla gişelere geldiklerini aktaran Tolun, araçların yolu kapattığını ve vatandaşların üzerine ateş açıldığını belirtti.
Kızının kendisine bir anda "Anne vuruldum, bacaklarımı hissetmiyorum" dediğini aktaran anne Tolun, şu beyanlarda bulundu:
"Kızım Ayşenur, belinin üst tarafından vurulmuştu. Çok kan kaybediyordu. Kızımın sıcak kanı avuçlarıma doluyordu. Kızıma 'Allah' dememiz gerektiğini söylüyordum. Kızımla birlikte kelimeişehadet getiriyorduk. Gençlerden birine aracın anahtarını verdim. O kasıklarından vurulduğu için aracı başka bir genç getirdi. Kızım 19 Temmuz'da ciddi bir omurga ameliyatı geçirdi. Belden aşağısında his kaybı var ve hareket edemiyor. Onu ayağa kaldırmak ve suçluların cezasını çekmesi için elimden geleni yapacağım. Darbe girişimine iştirak eden kişilere de hakkımı helal etmiyorum."
Tolun'un beyanlarını tamamlamasının ardından müşteki ifadeleri sona erdi.
Ara karar
Sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyelerini talep etti.
Cumhuriyet savcısı, müştekilerin davaya katılma talebinin kabulünü, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı yönünde karar verilmesini, ayrıca esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın kendisine gönderilmesini istedi.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanlığı, TBMM ile bir kısım müştekilerin avukatları aracılığıyla yaptıkları davaya katılma taleplerini kabul etti.
Heyet, sanıklara atılı suçun vasıf ve mahiyeti, güvenlik kamera görüntüleri, müşteki ve tanık beyanları, Adli Tıp Kurumu'ndan alınan raporları dikkatte alarak tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verdi.
Dosyanın mütalaa hazırlanması için savcılığa gönderilmesine hükmeden mahkeme heyeti, duruşmayı 15 Şubat'a erteledi.
187 asker yargılanıyor
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Tuzla Orhanlı gişeler ve Mehmetçik Vakfında meydana gelen olaylara yer veriliyor.
İddianamede, biri polis 6 kişinin şehit edilmesi, 42 kişinin yaralanmasına ilişkin 4 subay, 178 Hava Harp Okulu öğrencisi ve 5 er olmak üzere 184'ü tutuklu 187 asker "sanık", 118 kişi "mağdur-müşteki" sıfatıyla bulunuyor.
Darbeci askerlerin Yalova Hava Meydan Komutanlığından İstanbul'a intikal ederek, Tuzla Orhanlı gişeler ile Sultanbeyli / Mehmetçik Vakfı bölgelerinde faaliyet gösterdikleri anlatılan iddianamede, Orhanlı gişelerinde darbecilerin tüm uyarılara rağmen teslim olmadıkları, bölgede görev alan kolluk kuvvetleriyle çatışmaya girdikleri belirtiliyor.
Söz konusu çatışma sırasında darbeci subaylar Binbaşı Ferhat Günay ve Teğmen Emre Demirbilek'in etkisiz hale getirildiği kaydedilen iddianamede, sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede, bazı sanıkların ise "kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, silahla kasten yaralama, cebir ve tehdit kullanarak, silahla ve birden fazla kişi ile birlikte kişileri özgürlüklerinden yoksun kılma, mala zarar verme, iştirak halinde kamu malına zarar verme" suçlarından 10 yıl ila 5 kez müebbet hapis cezası arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.
Dava dosyaları ayrılmıştı
Mahkemece, yargılama konusunun iki ayrı olay olduğu, birbirleriyle bağlantısının bulunmadığı, davaların Orhanlı Gişeleri ve Sultanbeyli-Mehmetçik Vakfı olarak bilindiği kanaatine vararak, yargılamanın etkin ve hızlı yürütülmesi, müşteki ve tanıklarla delillerin bir bütün olarak ayrı dosya içerisinde değerlendirilmesi için ayırma kararı vermişti.
İddianamedeki 3'ü rütbeli, 2'si er, 116'sı öğrenci 121 sanık "Sultanbeyli-Mehmetçik Vakfı", 62'si Hava Harp Okulu öğrencisi 66 sanık da Orhanlı gişeleri davasında yargılanıyor.
Kaynak: AA