Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, 2021 yılının iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ağır ve yoğun hissedildiği bir yıl olduğunu, uzmanların yangınların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin devam etmesiyle ilerleyen yıllarda da artarak devam edebileceği yönünde tahminleri olduğunu söyledi.
Karacabey, orman yangınlarıyla mücadelede 'önleme', 'söndürme' ve 'yangın sonrası rehabilitasyon' şeklinde 3 temel stratejileri olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi:
"En önemlisi mümkünse yangınların önlenmesidir. Bunun da en önemli unsuru eğitimdir. Eğer vatandaşlarımız daha dikkatli olurlarsa, şu ana kadar yapmış oldukları veya normalde yaptıkları yangınlara sebep olmayan birtakım davranışların artık iklim değişikliğinin etkileriyle yangınlara sebep olduğunun farkında olurlarsa faydalı olacağına inanıyoruz. Bu maksatla özellikle orman köylerinde yaşayan vatandaşlarımız başta olmak üzere yoğun bilinçlendirme eğitim faaliyetlerinde bulunduk. 21 bin personel, 4 bin teknik eleman olmak üzere kendi personelimizin de eğitimlerini tazeledik. Gelişen, değişen şartlara göre dikkatli olunması konusunda yineleme eğitimlerini de gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yıl 13 binlerde olan orman yangını gönüllüsü sayımızda bu yıl 105 bine ulaştık. Bu vatandaşlarımız bize orman yangınlarının söndürülmesinde yarımcı ve destek olmakla birlikte taşıdıkları hassasiyetle çevrelerindeki insanlara aynı zamanda eğitim gönüllüsü olarak bilgiler veriyorlar, dikkat çekiyorlar."
'İHA'larla anlık gözetliyoruz'
Karacabey, 2020 yılında ilk defa kullanmaya başladıkları İnsansız Hava Aracı (İHA) sayısını, geçen yıl 4'e bu yıl 8'e çıkardıklarını kaydederek, "Bu sayede yangına hassas olan yaklaşık 12 milyon 500 bin hektar orman alanımızı İHA’lar sayesinde anlık olarak gözetleyebiliriz. Çıkan en ufak bir dumandan en geç 2 dakika içerisinde haberdar oluyoruz. Aynı zamanda yangının çıktığı bölge müdürlüğümüz de yangını haber alıyor ve ekiplerimizi hareket ettiriyoruz. Bu bize çok büyük bir hız kazandırıyor. Yangına erken müdahale etmemizi sağlıyor. Yangına hassas bölgelerde 11 dakika içerisinde biz bu yangınlara erken haber almak sayesinde müdahale etmiş olduk" dedi.
'İhtiyaç durumunda rezerv güç devreye girecek'
Karacabey, Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde bulunan 25 helikopter, 2 uçak, 2 İHA'nın rezerv güç olarak orman yangınlarında kullanılacağını da hatırlatarak, "Biz elimizdeki imkanları kullandığımızda ihtiyaç anında o kuvvetler de devreye girmiş olacak. Ayrıca bu yıl 5 bin yeni kara birliklerinden arkadaşımız, 21 bin personelimizin arasına katılacak. Bin 350 arazöz, 779 iş makinesi, 2 bin 270 ilk müdahale aracıyla bu yıl yangınlarla mücadele ediyor olacağız. Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bu yıl orman yangınları ilk defa Toplumsal Afet Müdahale Planı kapsamına alındı" ifadelerini kullandı.
'Gece görüşlü helikopterleri bekliyoruz'
Karacabey, orman yangınlarında kullanılan gece görev yapabilen helikopterlerin dünyada çok sık kullanılmadığını ifade ederek, "Daha önceki yıllarda Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da denendiğini biliyoruz; ancak beklenen sonuç ve fayda elde edilemedi. Şu anda da dünyada Avustralya’da kısmen kullanıldığını biliyoruz. Dünyada kullanılan her türlü teknolojiyi de her türlü imkanı da ülkemizde kullanmak istiyoruz. Bu manada bu yıl gece görev yapabilen helikopterleri de ülkemizde kullanmak için Savunma Sanayi Başkanlığı aracılığıyla ihale yapıldı. Bu ihale ile Türk Hava Kurumu’nun verdiği en uygun teklifle 10 adet gece görev yapabilen helikopter ülkemize gelecek. Türk Hava Kurumu tedarik sürecini devam ettiriyor. Bizler de bekliyoruz. Bugünlerde gelmesini bekliyoruz. Bu helikopterler gündüz de görev yapabilecek, ihtiyaç olduğunda gece de görev yapabilecek" dedi.
'İzinli alanlarda piknik yapsınlar'
Karacabey, Türkiye’de çıkan orman yangınlarının yüzde 88’inin insan kaynaklı olduğunu anımsatan, "Bunun tamamı kasıtlı değil. Sadece yüzde 5’lik kısmı kasıt. Geri kalan kısmının tamamı ihmal ve dikkatsizlik sonucudur. Sebepleri değişkenlik gösterebiliyor. Bazen bir sigara izmariti, bazen söndürülmeden bırakılmış piknik ateşi, bazen de tarla temizliğinden sonra ortaya çıkan artıkların yakılması veya anız yakılması. Netice itibarıyla orman yangınları insan kaynaklıdır. Özellikle yangın riskinin arttığı bugünlerde ki önümüzdeki süreçte daha da artacak. Evet, vatandaşlarımızın ormanları çok sevdiğini ve oraya gitmek istediklerini de biliyoruz. Ancak lütfen kendileri için ayrılmış olan izinli orman parkları eski adıyla 'mesire alanları' var; o alanları kullansınlar. Bu alanlar her ilimizde de var. Orman Genel Müdürlüğü olarak tesis ettiğimiz 1744 izinli orman park alanımız var. O alanlarda yangınlarla ilgili gerekli tedbirler alınmış durumda. Lütfen bu alanlarda piknik yapsınlar ve vakitlerini geçirsinler" ifadelerini kullandı.