Otizm, doğuştan gelen, Genellikle yaşamın ilk üç yılında iletişim sorunları ile baş gösteren, gelişimsel bir farklılık.
Görülme sıklığı her geçen gün artan otizmde, erken tanı ve uygun rehabilitasyon programı, hayata kazandırılmalarında büyük rol oynuyor.
Tohum Otizm Vakfı'nın verilerine göre, 1985 yılında her 2 bin 500 çocuktan biri, bugün ise 44 çocuktan biri otizm riski ile dünyaya geliyor.
Türkiye'de yaklaşık 2 milyon otizmli birey bulunuyor. Bursalı Ahmet Emir Uç da onlardan biri...
Otizmli olduğunu 2 yaşında annesi fark etti, 3 yaşında tanısı konuldu.
Baba dahil olmak üzere çok kişiye bunu inandıramadığını söyleyen anne Gamze Uç, "Böylelikle 1 sene geçti. Aslında 1 sene kaybımız oldu bana göre. 3 yaşına geldiği zaman konuşmaya başladı fakat şöyle bir konuşma vardı. 'Adın ne' diyorduk, 'adın ne' diyordu." diye konuştu.
Çocuğunun 4 sene anaokuluna, ardından da 8 sene özel okula gittiğini anlatan anne Uç, "Allah razı olsun bu çocuklara onlar rengimiz, okulumuzun renkleri diye bakıyorlardı. Sınıflara birer tane böyle öğrenci koyuyorlardı." dedi.
Ahmet Emir'in gelişimine TOGEMDER Meslek Lisesi de katkı sağladı.
Son durağı ise Üsküdar Engelsiz Yaşam Merkezi oldu. Ahmet Emir, bu merkezde, ahşap boyama, filografi ve ebru gibi sanat dallarıyla uğraşıyor.
Bir anne olarak çok sevindiğini anlatan Uç, bu çocukların topluma kazandırılması gerektiğini, evde bir köşede durmaması gerektiğini söyledi.
Ahmet Emir, eğitimler sonucunda büyük bir özgüven kazandı, sanatla hayata tutundu.