Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın dördüncü duruşmasına sanık Cemal Metin Avcı, tutuklu bulunduğu cezaevinden, tutuksuz yargılanan Mertcan Avcı ise İzmir Adliyesi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Gültekin'in ailesi ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatının da aralarında bulunduğu taraf avukatları, duruşma salonunda hazır bulundu.
Tanık: "Bana 200 bin lira önerdiler"
Duruşmada, Diyarbakır'dan SEGBİS ile dinlenen Mehmet Yusuf Özten, Cemal Metin Avcı'yı Isparta'dan tanıdığını, bir arkadaşı vasıtasıyla tanıştığını söyledi.
Kendisinin uyuşturucu kullandığını belirterek, Cemal Metin Avcı'nın da uyuşturucu kullandığını öne süren Özten, kendisini Muğla'ya davet ettiklerini iddia etti.
Daha sonra iletişimlerinin kesildiğini savunan Özten şöyle konuştu:
"Sosyal medyadan yazışmalarımız oldu. Diyarbakır'a gelmek istediğini söylediler ve geldiler. Avcı'nın ailesi, Pınar Gültekin'i Cemal'den uzaklaştırmak ve korkutmak için 200 bin lira teklif ettiler. Pınar, Cemal Metin Avcı'ya şantaj yapıyormuş. Pınar Gültekin'in o dönemde cezaevinde olan ağabeyi, Cemal Metin Avcı'ya tehdit mektubu göndermiş. 'Seni öldürürüz, namusumuza leke getirdin' diyerek. Ben parayı kabul etmedim, aracı olmadım. Daha sonra iletişimimiz kesildi."
Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir'in "CİMER'e, Cemal Metin Avcı'nın tek başına bu işi yapacak kişilikte olmadığını yazmışsınız" ifadesine karşılık Özten, "Evet ben Metin Avcı'nın olayı tek başına yaptığına inanmıyorum. Para teklifini kabul etmedim" dedi.
Cemal Metin Avcı da mahkemede dinlenen tanığı hiç tanımadığını iddia ederek, "Hayatımda hiç Isparta'ya veya Diyarbakır'a gitmedim. Şu an akıl tutulması yaşıyorum. Bütün maddi gerçeği ortaya ben çıkardım. Çok üzgün ve pişmanım. Avukat bey beni medya önünde linç etmeye çalışıyor. Ben kadın düşmanı veya canavar değilim" diye konuştu.
Avcı'nın savunması devam ederken taraf avukatları arasında sözlü tartışma yaşandı. Mahkeme başkanı her iki tarafı söz verilmeden konuşmamaları konusunda uyardı.
İzmir Ağır Ceza Mahkemesi'nden SEGBİS ile bağlanan, tutuksuz yargılanan sanık Mertcan Avcı da, İzmir'de olduğu için SEGBİS ile bağlandığını, suçsuz olduğunu öne sürdü.
"Adalet istiyorum ve mahkeme heyetini reddediyorum"
Baba Sıddık Gültekin de kızının ölümünün kendisini üzdüğünü, ailesinin tek tek dağıldığını belirterek, "Ailemi kurtarmak için güçlü durmaya çalışıyorum. Ben bu mahkemeden adil bir karar çıkacağına inanmıyorum. Adalet istiyorum ve mahkeme heyetini reddediyorum" dedi.
Anne Şefika Gültekin ise kızının ölümünden sonra toparlanamadıklarını, diğer kızının iki aydır evden çıkmadığını dile getirdi.
Ailesinin dağıldığını öne süren Gültekin, "Bu mahkemeyi istemiyorum. Benim canım gitmiş, başka kadınlar ölmesin" ifadesini kullandı.
Avukat ve ailesinin reddihakim talebi, mahkemece reddedildi.
Duruşma 12 Temmuz'a ertelendi
Mahkeme heyeti, sanıklardan Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenmesine, android şifresi ile ilgili yazılan müzekkere ile ilgili, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne gönderilmesine hükmederek duruşmayı 12 Temmuz'a erteledi.
Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD'ye yazılan müzekkerenin mahkeme sürecini uzatacağını savundu.
Buna gerek olmadığını belirten Epözdemir, müvekkilinin ailesinin, sanığın hakaretine maruz kaldığını, reddihakim talebini yenilediklerini, sanığın haksız tahrik indiriminden yararlanmak için savunma yaptığını ileri sürdü.
Mahkemede sanığın, kendisini rahatsız eden açıklamalar nedeniyle sürekli "ben cani değilim" dediğine dikkati çeken Epözdemir, "Sanığın emsal mahiyette cezayı alması için her alanda mücadelemizi sürdüreceğiz. Hiçbir gerekçe bu cinayeti meşrulaştıramaz" diye konuştu.
Pınar Gültekin 16 Temmuz 2020'de öldürülmüştü
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020'de Akyaka Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de deliller ortaya konunca bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin'i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkiindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, "delil karartmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Dava sürecinde ne olmuştu?
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Cemal Metin Avcı'nın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'nın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Yaklaşık 10 saat süren 9 Kasım 2020'deki ilk duruşmada mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Pınar Gültekin'in kesin ölüm nedeninin saptanması için İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili 1. Adli Tıp İhtisas Kuruluna yazı yazılarak yeniden rapor istenmesine ve olay yeri inceleme uzmanı ve bilirkişi marifetiyle olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 4 Ocak 2021'e ertelemişti. İkinci duruşmada Baba Sıddık Gültekin, mahkemede adil yargılama olmadığını öne sürerek salonu terk edip reddihakim talebinde bulunmuş, duruşma 15 Şubat'a ertelenmişti.
Üçüncü duruşmada mahkeme heyeti Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, kardeşi Mertcan Avcı'nın yurt dışı yasağı ile tahliyesine karar vermiş, yeniden keşif talebini de reddeden mahkeme heyeti, bu celse dinlenemeyen tanıklardan birinin dosyaya yeni bir şey katmayacağından dinlenmesine yer olmadığına, bir tanığın ise sonraki celseye zorla getirilmesine, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenmesine hükmederek duruşmayı 26 Nisan'a ertelemişti.