Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, "AB, PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmesine rağmen örgüte kıta çapında serbest propaganda ve finans faaliyeti alanı sağlıyor. Örgüt, Avrupa'da topladığı yüz milyonlarca doları Türkiye, Suriye ve Irak'ta terörün finansmanı için kullanılıyor." dedi.
Acun, Ortadoğu'da yüz yıllık sınırların yeniden dizayn edilmeye, Türkiye'nin ise terör örgütleri marifetiyle bölgedeki "büyük oyunun" dışına itilmeye çalışıldığını belirterek, 15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlığının ardından Türkiye'nin terör eylemleriyle teslim alınmak istediğini söyledi.
Türkiye'nin yeni güvenlik doktriniyle saldırı püskürtme ve ulusal güvenliği tesis etme gayreti içerisinde bulunduğunu aktaran Acun, birçok sığınağı imha edilen terör örgütü PKK'nın Suriye'nin kuzeyindeki emellerine Fırat Kalkanı Harekatı ile ciddi darbe vurulduğunu ifade etti.
DEAŞ'ın sınır hattından temizlenmesiyle bu örgütün Türkiye içerisindeki hücrelerinin de tek tek etkisiz hale getirildiğini vurgulayan Acun, şöyle konuştu:
"Ancak, PKK terör örgütünün Türkiye ve Suriye içinde aldığı bu ağır darbelere, özellikle de kırsalda ciddi kayıp vererek hareket kabiliyetini kaybetmesine rağmen şehirlerde bombalı araç ve intihar saldırılarıyla sivil ve emniyet güçlerini hedef alma kabiliyetinin tamamen yok edilemediği anlaşılıyor. Ülke sathında atılan tüm bu adımlara rağmen terör örgütü PKK'nın Türkiye içinde saldırı yapabilme kapasitesini korumasında örgütün Suriye-Irak hattında yaşanan kaostan yararlanarak bu bölgelerde elde ettiği kazanımların belirleyici olduğunu görüyoruz. Bugün PKK'nın Suriye ve Irak yapılanmalarının, Afrin'den Ayn el Arab'a, Haseki'den Sincar ve Kandil'e kadar geniş bir alanı kontrol ettiğini, DEAŞ ile mücadele görüntüsü altında ABD ve Esed rejimi gibi güçlerle askeri angajmanlar kurduğunu ve nihayetinde bu ülkelerden temin ettiği silah ve mühimmatı Türkiye'deki saldırılarda kullandığı görülüyor."
Acun, PKK ve PYD'nin Avrupa'da büyük bir terör ağı kurduğunu ifade ederek, "AB, PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmesine rağmen örgüte kıta çapında serbest propaganda ve finans faaliyeti alanı sağlıyor. Örgüt, Avrupa'da topladığı yüz milyonlarca doları Türkiye, Suriye ve Irak'ta terörün finansmanı için kullanılıyor." dedi.
Türkiye'nin, teröre karşı savunma değil saldırı konseptini artırarak mücadele etmesi, PKK'nın elebaşılarına yönelik operasyonlar yapmayı sürdürmesi gerektiğini ifade eden Acun, şunları kaydetti:
"Örgütün orta ve üst düzey liderlerinin belli bir strateji dahilinde tasfiye ederek örgütlerin komuta kontrol yapısı çökertilmeli. Tüm bunların ötesinde Türkiye ulusal güvenliğini tesis edip terörü minimize etmek istiyorsa PKK'yı tüm alt unsurlarıyla birlikte Suriye ve Irak'ta yok etmeli. Gelinen noktada Türkiye için artık bu bir tercih değil zorunluluk arz ediyor. Fırat Kalkanı Harekatı ile ilk adım atıldı, Cerablus'un ardından El Bab kentinin de özgürleştirilmesiyle PYD'nin kantonları birleştirilmesi engellenmiş oldu ancak Afrin, Tel Abyad, Haseki gibi bölgelerde de PYD-YPG adım adım elimine edilmek zorunda. Yine örgütün Irak'ta Sincar'da üstlendiği bölgelerden, medya savunma alanı olarak ifade ettikleri sınır hatlarındaki üslerden ve nihayetinde Kandil'den bu örgüt sökülüp atılmak zorunda. Türkiye Suriye ve Irak'ta atacağı adımlarda konvansiyonel yöntemlerle birlikte asimetrik vekil unsurları da kullanacak bir kapasiteye yatırım yapmalı."
Örgütün Türkiye, Suriye, Irak'ta askeri ve siyasi olarak yok edilebileceğini aktaran Acun, Avrupa'ya yönelik de teröre desteklerinin kendilerine ağır maliyeti olacağının net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini vurguladı.
Acun, AB-PKK ilişkisinin uluslararası kamuoyu nezdinde tüm araçlarıyla deşifre edilerek siyasi baskı oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi.