Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı İlhan Yerlikaya, yaptıkları denetimlerle ile ilgili açıklamalarda bulundu. Evlilik programlarının, vatandaşların yoğun tepkisi ve 6112 sayılı yasa kapsamında uygulanan müeyyidelerin ardından sona erdiğini hatırlattı.
"Bu şekilde devam ederlerse mücadelemiz sürecek"
Bazı programların da format değişikliğine giderek, yoluna devam ettiğine işaret eden Yerlikaya, "Görüyoruz ki bu formatlara da şikayetler artmaya başladı" dedi.
Yerlikaya, toplumu aydınlatmak için yapılan iyi yayınlarla birlikte kişilik haklarını zedeleyen, insanları rencide eden ve mahremlerine giren yayınların da yapıldığını vurguladı.
"Evlilik programlarında da benzer şeyler oluyordu, kişilerin mahremlerini didikleye didikleye ne varsa 80 milyona anlatılıyordu. Şimdi benzer durum, buralarda da olmaya başladı ve şikayetler de artmaya başladı. Yani bu şekilde devam ederlerse düzenlemezlerse reyting uğruna yapılıyor tabi bunlar, o zaman bunlarla ilgili de 6112 sayılı yasa kapsamında mücadelemiz sürecek."
RTÜK'ün bu tip yayınlarla ilgili para cezasından lisans iptaline kadar uzanan yaptırımları bulunuyor. Yerlikaya, bu konuları zaman zaman yayıncılarla görüştüklerini, yine de düzeltilmezse yaptırımları uyguladıklarını söyledi.
"Yani yayıncıların da şikayet barının ne kadar yükseldiğinden veya indiğinden haberleri var. O bakımdan bazen düzeltiyorlar ama bazen de düzeltmiyorlar. İşte reyting yarışı, rekabet koşulları maalesef bu tür ihlallerin olmasına sebep veriyor ve o zaman biz de müdahale ediyoruz."
"Üzülerek uyguluyoruz"
Her zaman karşılıklı diyalogla hareket etmekten yana olduklarını ve müeyyidenin son aşamada uygulandığını aktaran Yerlikaya, şunları söyledi:
"Çok tartışarak, üzülerek uyguluyoruz bu müeyyideleri, isteyerek vermiyoruz. Esas olan yayıncılarımızın etik kurallar çerçevesinde, toplumsal sorumluluk bilinci içerisine bu işi yapmaları. Daha önceki yıllarda radyo, televizyon kanallarıyla birlikte Yayıncılık Etik İlkeleri'ni belirledik. Yayıncılarımızın hepsi de bunu imzaladı. Önümüzdeki günlerde bu etik ilkeler güncellenecektir. Dolayısıyla onlardan beklentimiz biz bir şey yapmadan onların öz denetim mekanizmalarını çalıştırarak bu işi düzeltmeleridir."
"'Zararlı madde' de, niye 'keyif verici madde' diyorsun?"
RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya, bağımlılıkla mücadele konusunda da özellikle haber bültenlerinde kullanılan dilin önemine işaret etti. Bu konuda yanlış ifadelerin haber bültenlerinde yer alabildiğine değinen Yerlikaya, "Uyuşturucu kullanımı, bağımlılıkla ilgili konularda haberlerde 'keyif verici madde' denilebiliyor. 'Keyif verici madde' olur mu, sen baştan çocuklarda merak uyandırıyorsun. 'Zararlı madde' de, niye 'keyif verici madde' diyorsun?" dedi.
Bazı haberlerde de "50 milyon dolar değerinde uyuşturucu madde bulundu" gibi cümlelerin kullanılabildiğini aktaran Yerlikaya, bu tip zararlı maddelerin parasal değerine yer vermenin özendirici bir işlev yüklenmesi sebebiyle doğru olmadığını vurguladı.
"Dizi filmde 'Kafam iyi oldu' diyor"
Yerlikaya, kimi dizi filmlerde de alkol ve madde bağımlılığı konusunda benzer ifadelerin geçtiğini, bunun da özendirici nitelik taşıdığının altını çizdi.
"Dizi filmde 'Kafam iyi oldu' diyor mesela. Eğer aşırı alkol, uyuşturucu aldıysan kafan bozuk demektir. Yani zihinsel melekelerin bozuk demektir. 'Kafam iyi' demek onu teşvik ediyor gibi bir anlama geliyor. Dolayısıyla bu tür haberlerde, dizilerde kullanılan dil de çok önemlidir. Bunların hepsini 'illa Radyo ve Televizyon Üst Kurulu söyleyecek' diye bir şey yok. Bunu kendilerinin de düşünmesi lazım."
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ başkanlığındaki Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulunun çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan Yerlikaya, RTÜK olarak da bu konudaki hassasiyeti, düzenledikleri toplantı ve sempozyumlarda sık sık dile getirdiklerini belirtti
"Televizyon, internet, anne babalar tarafından 'dadı' gibi düşünülüyor"
RTÜK Başkanı Yerlikaya, aynı zamanda "internet ve medya bağımlılığı" gibi bir rahatsızlığın da bulunduğunu anlatarak, medya ve internet sınırlamasının da bilinmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Özellikle çocuklarımız ve gençlerimizde bu kontrol yapılamıyor. Maalesef televizyon, internet, anne babalar tarafından bir 'dadı' gibi düşünülüyor. Çocuktan sıkıldığında, durduramadığında televizyonu, cep telefonunu veriyor 'hadi şununla oyalan' diyor. Kendisi de başka işini yapıyor. Böyle de düşünmemek lazım."
Kaynak: AA