Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Fransa, provokatif tavırlarla Doğu Akdeniz'de sık sık tansiyonu yükseltiyor. Ankara ise bu adımlara karşı kararlı duruşunu sürdürerek hem Türkiye'nin hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin meşru haklarını korudu.
Aynı zamanda diyalog kapısını açık tutarak, gereksiz gerilimlerin önüne geçebiliyor. Ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) uzlaşmaz tavırlarına her gün yenilerini ekleyip Doğu Akdeniz’de suların yeniden ısınmasına sebep oldu.
Rum kesimi sondaja yeniden başlayacak
Rum kesiminin eylül ayında sözde münhasır ekonomik bölgede sondaja yeniden başlayacağını duyurması, bölgede yeni bir gerginliğe yol açtı. Önce 29 Eylül’de NAVTEX yayımladı. Ardından bir araştırma gemisi Türk kıta sahanlığına izinsiz girmeye teşebbüs etti ve Türk Deniz Kuvvetleri unsurlarınca engellendi.
Bu gelişme sonrası Türkiye bir kez daha sağduyu gösterdi. Daha sonra Doğu Akdeniz’deki ihtilafın iş birliği ve hakça paylaşımla çözülmesi çağrısını yaptı.
Son olarak Rum Yönetimi 19 Kasım-30 Ocak tarihlerini kapsayan yeni bir NAVTEX ilan etti. Bu kapsamda bir Amerikan enerji şirketinin sondaj çalışmalarına başlayacağı duyuruldu. NAVTEX, Rum kesiminin ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölgelerden 10’uncu parseli kapsıyor.
GKRY tarafından ilan edilen sözde MEB parsellerinden, Kıbrıs'ın güneybatı açıklarındaki 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerin Türk kıta sahanlığı ile 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı parsellerin de KKTC'nin hak iddia ettiği alanlarla çakıştığı görülüyor. GKRY, bu alanlarda Türkiye ve KKTC'ye ait hak ve menfaatleri ihlal ediyor.
Bölgede yalnızca sözde 10. ve 11. parsellerde çakışma meydana gelmiyor.
NAVTEX deniz seyir ikazlarını, meteorolojik tahminleri ve ikazları, arama kurtarma ilanlarını ve gemiler için yayımlanan benzer bilgileri gemilere anında iletmek için tasarlanmış uluslararası iletişim sistemine deniliyor. NAVTEX ilanı da bu cihaz üzerinden yapılan bildirim anlamına geliyor.