İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Rüzgar Çetin'in, "bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına ve tahliye edilmesine yönelik hükmünün gerekçesini açıkladı.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin gerekçeli kararında, iddia, savcılık mütalaası, savunma, deliller, mağdur ve tanık beyanlarına yer verilirken, dosyadaki birbirleriyle uyumlu trafik kazası tespit tutanağı, bilirkişi raporu, tanık beyanları, Adli Tıp Kurumu raporu, kazaya ilişkin CD ve delil niteliğindeki bütün evrakların birlikte değerlendirildiği kaydedildi.
Polis memurları İsmet Fatih Alagöz'ün ölümü, Emre Tetik’in ise yaralanmasıyla sonuçlanan kazanın nasıl gerçekleştiğinin aktarıldığı kararda, sanıkla ilgili Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinden aldırılan 29 Ocak 2016 tarihli raporda, sanığın 29 Ocak saat 02.10 itibariyle 0,902 promil alkollü olduğunun tespit edildiği belirtildi.
Kazanın meydana geldiği Çırağan Caddesi'ndeki yolun 3 şeritli, ışıklı kavşak alanı olduğu, havanın açık, yol düzeyinin kuru olup, ortada kalan şeridin kazanın meydana geldiği saatte her iki yönden gelen araçlar tarafından kullanıldığının tespit edildiği aktarılan kararda, kazaya ilişkin olay yerinde düzenlenen 29 Ocak 2016 tarihli kaza tespit tutanağında, "34 RUZ 27 plakalı otomobil sürücüsü sanık Çetin'in, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda belirtilen, 'şeride tecavüz etme ve kavşaklara yaklaşırken, yerleşim yeri dışında 150 metre, yerleşim yerinde ise 30 metre mesafe içinde ve kavşaklarda şerit değiştirmeleri yasaktır' kurallarını ihlal etmesi nedeniyle birinci derece kusurlu olduğu, diğer sürücü polis memuru Emre Tetik’in ise kusursuz olduğunun tespit edildiğinin." belirtildiği dile getirildi.
Sanığın kaza sırasındaki alkol oranına ilişkin tespit
Dosyaya giren 5 Şubat 2016 tarihli bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden aldırtılan 9 Ağustos 2016 tarihli raporların da bilirkişi raporuyla uyumlu olduğu ve bu raporlarda sanık Çetin'in kusurlu, mağdur ve maktulün ise kusursuz olduğu tespitinin yapıldığı belirtilen kararda, sanığın kazadan 1 saat 4 dakika sonra alınan sağlık raporunda 0,902 promil oranında alkollü olduğunun tespit edilmesine dikkat çekilerek, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin bir kararı örnek gösterildi.
Bu kararda, "kandaki alkol düzeyinin bir saatte ortalama 0,15 promil gram azaldığının tıbben belirlendiği ve 1.00 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceği" yönünde tespit bulunduğu hatırlatılan gerekçeli kararda, sanık Çetin'in kaza anındaki alkol oranının bu veriler ışığında değerlendirildiği ve bu verilere göre sanığın alkol oranının kaza anında 1.07 promil civarında olduğunun anlaşıldığı ifade edildi.
Sanık avukatları tarafından adli tıp uzmanı bilirkişilere hazırlattırılan, "sanığın alkol oranının güvenli sürüş yeteneğini etkilemeyeceğine" yönelik rapora, dosya muhteviyatına uygun olmaması nedeniyle itibar edilmediği belirtilen kararda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15 Aralık 2015 tarihli karar içtihatında da belirtildiği üzere, cezanın kanunlarda yer alan objektif ölçütler terk edilerek, tamamen subjektif olan hak ve nesafet gereğince tayin edilebileceğinin kabul edilmesi halinde kişilere göre değişkenlik gösterecek olan adaletsiz uygulamalar ortaya çıkabileceği, kanunda yer alan "orantılılık" ilkesi gereğince cezanın belirlenmesi gerektiği dile getirildi.
"Eylemde olası kast koşulları oluşmamıştır"
Sanık Rüzgar Çetin'in olay günü 1.07 promil alkollü olduğu, güvenli bir şekilde aracını sevk ve idare edebilecek durumda olmamasına rağmen hızını da mahal şartlarına göre ayarlamadığı, direksiyon hakimiyetinde gerekli özen ve dikkati göstermeyip hakimiyetini kaybederek, üç şeritli yolun sol şeridine geçtiği, şerit ihlalinde bulunduğu ve bu eylemi sonucunda kazanın meydana geldiği vurgulanan kararda, şu değerlendirme yapıldı:
"Kaza sonucunda bir kişinin öldüğü, bir kişinin de hayati tehlike geçirecek ve vücudunda 6. derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, sanığın güvenli sürüş yeteneğini kaybedecek şekilde alkollü olması, seyir halinde olduğu en sağ şeritte önündeki araçların mesafelerinin kısa olmasına rağmen öndeki aracı sollamak amacıyla aniden orta şeride geçtiği, öngördüğü halde kendi tecrübesinde şoförlük yeteneklerine, orta şeridin boş olduğu ihtimaline güvenerek, böylelikle sanığın objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek ön gördüğü ancak istemediği neticeye neden olduğu, eylemini bilinçli taksirle gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Kazanın direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi neticesinde kısa bir süre zarfında meydana geldiği, bu sebeple sanığın ön gördüğü netice ile ilgili olursa olsun şeklinde bir ön görüsünden bahsedilemeyeceği, dolayısıyla kazada olası kastın koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır."
"Şikayetten vazgeçilmiş ise de.."
Gerekçeli kararda, yargılama aşamasında yaralanan mağdur Emre Tetik'in şikayetinden vazgeçtiğine de dikkat çekilerek, "Kazanın bilinçli taksirle meydana gelme sebebiyle, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK), 'taksirle meydana gelen yaralanmanın nitelikli olması halinde, bilinçli taksirle işlenen suçlardan şikayet koşulunun aranmayacağının' belirtilmesi sebebiyle mağdurun hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı kazada, bilinçli taksirde bulunduğundan yasal şartları oluşmamakla, mağdur yönünden açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmeyerek, sanığın taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olması suçundan cezalandırılması yönüne gidilmiştir." denildi.
Sanık avukatlarının, kemer takma zorunluluğu bulunduğuna dair savunma yaptıkları belirtilen kararda, "Sanığın eylemi sonucunda meydana gelen netice ile sanığın kusuru arasındaki nedensellik bağını müteveffa ve mağdurun kemer takma zorunluluğuna uymamasının ortadan kaldırmayacağı, sanığın tam kusurlu olması sonucunu değiştirmeyeceği kanaati ile sanık müdafilerinin savunmalarına itibar edilmemiştir." ifadesi yer buldu.
"Ehliyete el koymada alt sınırdan uzaklaşıldı"
Kararda, "Sanık hakkında hüküm kurulurken, sanığın olayda tam kusurlu olması, karşı tarafın kazada bir kusurunun bulunmaması, sanığın alkollü bir şekilde araç kullanarak hızını yol ve mahal koşullarına göre ayarlamaması, mağdur Emre Tetik'in yaralanmasının niteliği, bir kişinin ölümü ve bir kişinin nitelikli bir şekilde yaralanmasına neden olması, meydana gelen zararın ağırlığı, kazanın meydana geliş şekli, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun benzer olayla ilgili cezasının alt ve üst sınırının uygulanması ile ilgili emsal kararları dikkate alınarak, kanuna, hukuka ve vicdani kanaate uygun olarak takdiren ve alt sınırdan uzaklaşılarak sanığın 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir." ifadesi kullanıldı.
Sanık Çetin'in, ön gördüğü neticeyi istememesine karşın neticenin meydana geldiğinin anlaşıldığı ve bilinçli taksir sebebiyle kazanın meydana geliş şeklinin de dikkate alındığı aktarılan kararda, TCK uyarınca sanığın cezasından takdiren yarı oranında artırım yapıldığı, sanığın kazadan sonra olay mahalline terk etmemesi, olaydan sonra ve duruşma sırasındaki iyi hali, pişman olduğunu dile getirmesi, mağdurların şikayetten vazgeçmelerinin de lehine takdiri hafifletici sebep sayılarak cezasından 1/6 oranında indirim yapıldığı ve ehliyetinin de kusur durumuna göre alt sınırdan uzaklaşılarak 1 yıl 6 ay süre ile geri alınmasına hükmedildiği anlatıldı.
Tutukluluk durumu
Gerekçeli kararda, sanık Çetin'in 8 ay tutuklu olarak yargılandığı hatırlatılarak, tutuklamanın bir tedbir olduğu ve cezalandırma olarak kullanılmaması gerektiği ifade edildi.
Sanığın suçunun katalog suçlardan olmadığı, kaçma şüphesinin bulunmadığı, delillerin tamamen toplandığı, verilen ceza miktarı ile tutuklulukta geçen sürenin dikkate alındığı belirtilen kararda, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 5275 sayılı kanuna eklenen geçici 6. maddede değişlik yapılarak, "cezaların yarısının ceza infaz kurumunda çekilmesi halinde hükümlünün bırakılacağı" ve "1 yıllık süresi kalan hükümlülerin denetimli serbestlik şartıyla salıverilme süresinin 2 yıla çıkarıldığı" düzenlemelerinin yürürlüğe girdiği belirtildi.
Verilen cezaya göre sanığın 5 ay 15 gününü cezaevinde geçireceği ve tutukluluk halinin devamının mağduriyete sebebiyet vereceğinin açık olduğu kaydedilen kararda, bu nedenlerle sanığın tahliyesine karar verildiği dile getirildi.
Kararda ayrıca, mahkeme heyeti başkanı Erdoğan Şimşek'in karara koyduğu muhalefet şerhine de tekrar yer verildi. AA