Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından Demokrasi Meydanı'nda on binlerce kişinin katılımıyla devam eden demokrasi nöbetine, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'da katıldı.
“Dış güçlerin Erdoğan’ı istememelerini anlamak mümkün”
Meydanda halka hitap eden Bakan Ahmet Arslan, 2002 yılında yola çıkan Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin yaptıkları projelerle Türkiye’yi şaha kaldırdıklarını belirterek, “Kıtaları denizin altından demiryolları ile birleştirerek, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüp Geçişi, Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsünü yaparak dediler ki biz sadece coğrafi köprü olmayacağız, dünyanın her yeri için kıtaları birleştiren, coğrafi, kültürel ve siyasi olarak köprü olacağız. Bu da yetmedi Kanal İstanbul’u, 3 havalimanını yapacağız dediler. İşte dünyadaki büyük güçler, dünyadaki pastanın büyük paylarını alanlar bundan rahatsız oldular. 2023 hedefleri doğrultusunda emin adımlarla ilerleyen, Dünya lideri olma yolunda ilerleyen, Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmeyi hedefleyen Erdoğan’ı istemediler, kabullenemediler. Dış güçlerin Recep Tayyip Erdoğan’ı istememelerini anlamak mümkün. Çünkü Türkiye onların pastasından daha büyük bir pay istiyordu. Ama onlara bu ülkede maşası olanlar, içimizdeki hainler bir şeyi hesaba katamadılar. Dış güçlere, şer odaklarına maşa olurken, Sakarya’dan yükselecek sesi 15 Temmuz’da hesaba katmadılar. Sakarya’dan yükselen sesi ta Edirne’den, Kars’tan, Trabzon’dan duyulabileceğini hesaba katmadılar. 786 bin KM’nin her karışından ben milletim, ben bu toprakların sahibiyim diye yükselen sesleri hesaplayamadılar. İşte Türkiye’de 15 Temmuz akşamı milletin gür sesi yükseldi ve tüm dünyada yankılandı. Bu ülkenin sahipsiz olmadığını, gerek dış güçlerin, gerekse onların maşası olan ihanet şebekelerinin istedikleri gibi Türkiye’ye operasyon yapamayacaklarını, canı pahasına ülkesine sahip çıkacağını yüce milletim bütün dünyaya bir kez daha gösterdi.” ifadelerini kullandı
Olağanüstü bir süreçten geçildiğini belirten Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de, "Bu geçişi kim gerçekleştirdi? Bunun kahramanlarını siz biliyorsunuz ama biz de biliyoruz. Biz biliyoruz ki bu yanlış gidişat, bu alçaklara dur diyen milletimiz, Sakaryalılar, sizlersiniz." diye konuştu.
Çelik, er meydanını şer güçlere teslim etmeyen büyüklerin ellerinden, gençlerin ise gözlerinden öptüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Sakaryalılar, biz tarih boyunca çok düşman gördük, ne kadar düşman ne kadar şer odakla mücadele ettik. Buna Sakarya şahittir. Sakarya bunu çok iyi bilir ama biz 15 Temmuz'da yaşananları görünce tarih boyunca yaşadıklarımızı bir gözden geçirdik. Böyle bir düşman görmedik. Bizim tarihimizde böyle bir düşman yok. Bakınız uçak bizim uçak, tank bizim tank, top bizim top, vurulan bizim insanımız, bizim kurumlar. Peki vuranlar kim? Bu olanlar sizin verginizle, sizin paranızla elde edilen bu tankı, topu, uçağı millete kullananlar. Ahmet'e, Mehmet'e, Ayşe'ye, Fatma'ya kullananlar bu memleketin evladı olabilir mi, insan olabilir mi? Bunlar nedir diye her meydanda soruyorum. Bazıları bunlar hayvan diyor. Değil, ben Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanıyım, bunlara hayvan demek hayvana yapılacak en büyük hakarettir."
"Milli irade destanı yazıldı"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da milli irade destanının yazıldığını kaydetti.
Yılmaz, çocuk ve torunlara gururla anlatacak bir destan yazıldığını vurgulayarak, "O destan şu: Siz bu ülkenin asli sahiplerisiniz. Bu ülkede gerçek güç millete aittir. Yönetim hakkı millettedir. Eğer birileri gelir de sizin yönetim hakkınızı gasbederse çalarsa ona dur diyen de işte bu aziz millettir. Kendi hakkınızı korudunuz, Allah razı olsun." diye konuştu.
Bu destan yazılırken milletin tank, top, helikopter ve uçaklarının birileri tarafından gasp edildiğini belirten Yılmaz, "Tankın topunu size çevirdiler ve ateş ettiler. Sizde tank, tüfek yoktu, uçak yoktu ama ne vardı? İnanmış bir yürek ve yumrukla, öyle bir yürek öyle bir yumruk ki memleket kadar. Ve şunu gördük ki inanmış insandan büyük silah yok, inanmış insandan büyük güç de yok." dedi.