Bugüne kadar savaş meydanlarından, mermilerin ve bombaların gölgesinden, insanlık dramlarının yaşandığı yerlerden en sıcak gelişmeleri vatandaşlara ulaştıran gazeteciler, koronavirüs salgınında da ön cephede "haber" için mücadele verdi.
Kimi zaman hastanelerin yoğun bakım servislerinde yatan hastaların hayata tutunma çabası, onlar için canlarını hiçe sayarak çırpınan sağlık çalışanlarının zorlu mesaileri kimi zaman da güvenlik güçlerinin çalışmaları, gazetecilerin kaleminden ve objektifinden kitlelere ulaştı.
Devletin aldığı önlemleri, siyaset kanadından yapılan açıklamaları, COVID-19 tedavileri ve aşılarıyla ilgili güncel gelişmeleri anbean kamuoyuna aktaran medya mensupları, kimi zaman da çarşıda, pazarda, sokakta halkın nabzını tuttu, esnafın, çiftçinin, işçinin dertlerini duyurdu.
59 ülkeden 600’den fazla gazeteci salgına yenik düştü
Muhabirinden kameramanına, foto muhabirinden editörüne kadar tüm alanlardaki medya çalışanlarından salgına yenik düşenler, en yakınlarını bu hastalığa kurban verenler de oldu. Tüm zorluklara rağmen gazeteciler haber peşinde koşmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi.
İsviçre'nin Cenevre kenti merkezli sivil toplum kuruluşu Press Emblem Campaign'in 5 Ocak'ta yaptığı açıklamaya göre, mart başından bu yana 59 ülkeden 600'den fazla gazeteci COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Salgın nedeniyle Türkiye'de de 17 gazeteci vefat etti.
Hayatını habere adayan basın mensuplarının günü
Vatandaşların haber alma hakkını teslim etmek için 7 gün 24 saat çabalayan basın mensupları için yarın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanacak.
Basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan "212 sayılı Kanun"un 4 Ocak 1961'de kabul edilip 10 Ocak 1961'de Resmi Gazetede yayımlanması, gazetecilik mesleği için dönüm noktası oldu.
10 Ocak, basın mensuplarını onurlandırmak için sadece Türkiye'de kutlanmasının dışında, haber uğruna görev başında hayatını kaybeden gazetecilerin anıldığı bir gün olma özelliği de taşıyor.