Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin 133'ü tutuklu 143 sanığın yargılandığı dava karara bağlandı.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 133 tutuklu sanık, müştekiler ve avukatlar katıldı.
Davayı karara bağlayan mahkeme, aralarında tutuklu sanıklar eski Yarbay Turgay Ödemiş ve eski Binbaşı Ahmet Taştan'ın da bulunduğu 72 sanığı "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı.
Mahkeme, 22 sanığa "Anayasal düzeni ortadan kaydırmaya teşebbüse yardım" suçundan 17 yıl yedişer ay, 5 sanığa da aynı suçtan 15'er yıl hapis cezası verdi.
Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un şehit edilmesine ilişkin 12 sanığı "kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran mahkeme, ayrıca bazı vatandaşların şehit edilmesine ilişkin birçok sanığı da aynı cezaya mahkum etti.
44 sanık beraat etti
Mahkeme bir asteğmen ve 43 erin beraatine karar verdi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada verilen beraat kararına, bazı şehit yakınları ve gaziler tepki gösterdi.
Mahkeme salonu dışına çıkan bazı vatandaşlar ile bina dışında bekleyen bir grup arasında sözlü tartışma yaşandı.
Karara sinirlenen bir kişi, yakınındakiler tarafından duruşma salonu dışına çıkarıldı. Bu kişi jandarmanın güvenlik bariyerlerine tekme atarak, karara tepki gösterdi. Bu sırada rahatsızlanan bir kişiye sağlık ekipleri müdahale etti.
Öte yandan 15 Temmuz Derneği üyeleri de duruşmanın gerçekleştiği binanın önünde dev Türk Bayrağı açarak "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganları attı.
Bazı vatandaşların, "Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı", "Asım'ın nesli burada", "İhanetinizin bedelini ödeyeceksiniz", "Şehitlerin kanında boğulacaksınız", "Tek bayrak altında yaşayan bu büyük milleti bölemezsiniz" pankartları taşıdığı görüldü.
Duruşmayı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavançı Kan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Fatih Belediye Başkanı Hasan Suver, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve üyeleri, şehit yakınları ve gaziler de izledi.
Başsavcılık beraat kararını temyiz edecek
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasında, taleplerine aykırı olarak 39 sanık hakkında verilen beraat kararını temyiz edecek.
Başsavcılığın, yargılama sürecinde mahkemeye sunulan esas hakkındaki mütalaada; darbe girişiminin başladığı saatlerde durumu anlayarak silahlarını bırakan tank personeli 5 sanık için beraat, diğer tüm sanıklar için Türk Ceza Kanunu'nun "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan mahkumiyet (müebbet hapis cezası) verilmesi talebine aykırı kurulan hükmü temyiz edeceği öğrenildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, taleplerine aykırı olarak 39 sanığa verilen beraat kararlarını temyiz ederek, Bölge Adliye Mahkemesi'nden bu sanıklar yönünden hükmün bozulmasını isteyeceği belirtildi.
AK Parti Sözcüsü Ünal: "Onlar millet tarafından sonsuza kadar affedilmeyecek"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal davada verilen kararı, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde TRT canlı yayınında değerlendirdi.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasında karar açıklandı. AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal açıklama yapıyor. https://t.co/2fVBw3R6Xz
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 12 Temmuz 2018
Bu davanın en kritik davalardan biri olduğunu vurgulayan Ünal, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün, 15 Temmuz gecesi darbenin adeta başlangıç yeri ve 34 şehidin verildiği bir nokta olduğunu anlattı.
Mahir Ünal, 15 Temmuz'un ikinci yılı yaklaşırken adaletin tecelli ettiğini belirterek, "Israrla bu 2 yıl zarfında birilerinin hem uluslararası kamuoyuna hem iç kamuoyuna dönük, Türkiye'de FETÖ'cülerin yargılanmasına dönük yürüttükleri kara propagandanın netice vermediğini, bugün adaletin tecelli ettiğini ve 72 kişinin müebbet hapse mahkumiyetiyle beraber bugün, pazar günü yıl dönümünü kutlayacağımız 15 Temmuz ruhunun, bilincinin hukuka, adalete yansımasını da gördük." dedi.
Acılarının çok büyük olduğunu dile getiren Ünal, şunları kaydetti:
"Duygu olarak 15 Temmuz'u unutmuyoruz, unutmayacağız. Çünkü biz 15 Temmuz gecesini unutursak her şeyi unuturuz. Eğer o gece Türkiye'ye yaşatılmak istenen şeyleri, bir milletin elinden devletinin, bağımsızlığının, istiklalinin, hayallerinin, çocuklarının, her şeyinin alınmak istendiği geceyi unutursak, o gece kanıyla, canıyla bu ülkeye sahip çıkan şehitlerimizi, gazilerimizi unutursak her şeyi unuturuz. Bugün verilen cezalar hukuki olarak bir ceza ama 15 Temmuz darbesine kalkışanlar ve bu ülkeyi elimizden almak isteyen kökü dışarıda bu hain terör örgütü, bizim kalbimizde, vicdanımızda sonsuza kadar mahkum olmuştur. Onlar bizim kalbimizde, vicdanımızda sonsuza kadar haindir, onlar sonsuza kadar bizim için bir ihanet şebekesidir ve onlar bu millet tarafından sonsuza kadar affedilmeyecektir. Bugün hukuki olarak bir karar verilmiştir ama bu millet nasıl ki 1071'i, Alparslan'ı unutmadıysa, Kudüs'ün önündeki Selahaddin'i unutmadıysa, bu millet Fatih'i unutmadıysa, bu millet kahramanlarını unutmadıysa, hainlerini de unutmamıştır."
"15 Temmuz ruhu, irade zaferi olarak sonsuza kadar hatırlanacak"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, 15 Temmuz gecesi tankların, helikopterlerin önünde göğüslerini siper edenleri unutmayacaklarını dile getirerek, "O gecenin hainlerini de biz unutmayacağız. 15 Temmuz ruhu bu topraklarda bir bağımsızlık ruhu olarak, bir bağımsızlık bilinci olarak, bir irade zaferi olarak sonsuza kadar hatırlanacak." diye konuştu.
Kararın teknik ve hukuki yönünün konuşulacağını, tartışılacağını dile getiren Ünal, bugün adaletin tecelli ettiğini, hukukun kararını verdiğini söyledi.
Ünal, 15 Temmuz'da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 22.00'de 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde olacaklarını, şehitlerin ruhunu yad edeceklerini bildirdi.
"44 sanığa beraat kararı verilmesi müştekilerden tepki aldı. Bunu nasıl yorumlamak istersiniz?" sorusuna Ünal, şöyle cevap verdi:
"Mahkemenin verdiği kararın gerekçesine bakmak gerekir. Henüz daha kararın sonucu açıklanacak, yüklenecek. Yani köprüye çıkan askerlerin ve erlerin bir kısmının ateş etmediğine hükmederek mi bu karar verildi, yoksa hakimin elinde başka deliller var ve o delillere göre mi bu kararı verdi? Şimdi bu kararı hemen sıcağı sıcağına değerlendirmek doğru olmaz, bunun gerekçesine bakmak gerekir, gerekçe açıklandığında bunun üzerinde gerekli değerlendirmeler yapılır."
Müştekiler sanıklardan şikayetçi olmuştu
Geçmiş davalarda duruşmalara yoğun katılım sağlayarak davayı izleyen müştekiler de mahkemede o gece yaşadıklarını anlattı.
Müştekilerden İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın olay tarihindeki Koruma Amiri Mehmet Onay, Mustafa Çalışkan'ın geri adım atmadığı için darbeci askerler tarafından öldürülmek istendiğini anlattı.
Köprüde üzerlerine ateş açılınca yere yattıklarını ifade eden Onay, "Omzumdan ve belimden mermi isabet etti. Vücuduma çok sayıda platin takıldı. Yaklaşık 17 gün sonra gözlerimi hastanede açtım. Halen de tedavim devam ediyor." dedi.
Müşteki Memiş Sıdar, sanık yakınlarının gerek sosyal medyada gerekse duruşma aralarında karşılaştıklarında kendilerini affetmelerini istediklerini söylediğini aktardı.
"Neyi Neyi affedelim?" diyerek tepki gösteren Sıdar, "Bayrağı seccade edip namaz kılan insanları taradılar. Yaralı insanları çığlık atarken katlettiler. Askerlik anısı nasıl uzun anlatılıyorsa, 15 Temmuz gecesi de benim için anlatılacak öyle uzun bir gece. Ben orada parçalanmış insan bedeni parçaları topladım. Bu insanların hiç merhameti yoktu. Bu zulmü uygulayanlar onlar. Hiçbirine acımıyorum. Devletine, milletine ihanet edenlerden hesabı sorulsun." ifadelerini kullandı.
Şehit eşinden sanıklara "Yine aldanıyorsunuz"
15 Temmuz Şehitlerinden Erol Olçok’un eşi, Abdullah Tayyip Olçok’un annesi müşteki Nihal Olçok da ifadesinde, şunları söyledi:
“Sizi kandırıyorlar. Yine sizi aldatıyorlar, yine aldanıyorsunuz. Burası Yusuf Makamı değil. Yusuf Makamı, çile makamıdır. Burası tövbe makamı, Hazreti Hamza’nın ciğerini söken Vahşi’den Hz. Vahşi olma makamı. Çünkü tövbe ettiğin takdirde Resulullah affetti, bağışladı; çünkü Allah affetti. Vahşi bir anda Hz. Vahşi oldu. Bu çok önemli. Bunu bu çocukların idrak etmesi lazım. Dünyaları yandı. Vicdan denen şey en büyük ölümden daha büyük ölümdür. Bunlar Abdullah’ı cennete koyabilmek için kendi cennetlerini yaktılar. Ama fırsat var. En ufak bir şey söyleseler, bir sürü şey değişecek. Ama konuşmuyorlar. Bu kapı, tövbe kapısıdır. Kafanızı eğmeyin, kaldırın, ne biliyorsanız söyleyin. Ben o akşam orada değildim. Orayla ilgili hiçbir şey anlatamam. Ama 21 yıl, iyi kötü hayat paylaştığım insanın yüzünü görmedim, ben Abdullah’ın yüzünü gördüm sadece altıncı katta. Düşünün, içimde dönüştüremediğim öfkeyi. İnsanız nihayetinde ve kadınsın, acizsin, annesin. Kalanların da annesisin, gidenin de... Kendi acımı unutsam, Şamil’le Emir’in acısını unutamam ben. Çünkü onlar iki baba ve bir abi kaybetti. Erol Olçok, bizim hayatımızda, başkalarının hayatında olduğundan daha az vardı. Abdullah, onların aynı zamanda babasıydı.” dedi.
"Çok pişkinler, hepsinden şikayetçiyim"
Şehit Erol Olçok'un kardeşi, şehit Abdullah Tayyip Olçok'un amcası Cevat Olçok ise "Yaklaşık 26 celsedir bu salonda oturan hainleri sabırları dinledik. Bu kadar sanıktan sadece biri halkın üzerine ateş ettiklerini söyledi. Suçüstü yakalananlar, sabaha kadar halka ateş edenler görüyoruz ki çok pişkinler. Hepsinden şikayetçiyim." dedi.
Müştekilerden Gazi Hakan Keleş, ‘’Elinde bayraktan başka bir şey olmayan insanlara ateş ettiler. Gece 02.30 civarında bacağımdan vuruldum. Bir polis elinde kalkanla gelip beni aldı. Ondan gördüğüm sıcaklığı ailemden görmedim." diye konuştu.
Şehit Kemal Ekşi'nin annesi müşteki Hayriye Ekşi gözyaşları içinde ifade vererek, "Oğlum göğsünden tek kurşunla vurularak şehit oldu. Vatan, millet, bayrak aşkına köprüye gitmişti. Onlara hakkımı helal etmiyorum. Oğlumla gurur duyuyorum. Bana geride bir onur bıraktı. Burada şehit annesi olarak, bu sanıkların karşısında konuşmak çok ağır geliyor. Hem bu dünyada hem ahirette sanıklardan şikayetçiyim." dedi.
Kaynak: AA