Yaz aylarının gelmesi ve koronavirüs salgınının etkisini kaybetmeye başlamasıyla birlikte hem tatil planları, hem de günlük yaşamdaki bazı aktiviteler sıkça tartışılmaya başlandı.
Havuzlu sitelerde yaşayanlar, sahillerin çok kalabalık olabileceği endişesiyle yaz mevsimini kendi sitelerindeki havuzda geçirmeyi planlasa da bu isteğin ne zaman gerçekleşeceği henüz netlik kazanmadı.
Sitelerde ‘yarı yarıya’ formülü mümkün olmayabilir
Bina, Tesis ve Enerji Yöneticileri Derneği Başkanı İsmail Kibici, Turizm Bakanlığının oteller için yayımladığı yönergelerde özellikle sosyal mesafenin vurgulandığını, şezlongların arasındaki mesafenin açılıp, otellere kabul edilen kişi sayısının yarıya düşürülmesinin tavsiye edildiğini hatırlattı.
Otellerin müşteri sayısını yarıya düşürmesinin mümkün olduğunu belirten Kibici, “Herkesin aynı aidatı verdiği koca bir sitede havuzda yarı sayıda kişiyi nasıl alacağız? Site sakinlerinin hangi saatte kimin gireceği ya da kaç saat içeride kalacağı gibi konularda sorun yaşamaması imkansız” dedi.
Sosyal mesafeyi ayarlamak en önemli sorunlardan biri
İsmail Kibici, havuza ya da diğer sosyal alanlara alınacak kişi sayısı belirlenebilse bile ‘sosyal mesafe’ sorununun yaşanabileceğini söyleyerek, şöyle devam etti:
“Şezlongunu yan yana çekmek isteyen yakın arkadaşlar ya da birbirinden ayrılmak istemeyen aile üyeleri sosyal mesafeyi yok sayacaktır. Bizim asıl korktuğumuz şey site sakinine havuzdan virüs bulaşması değil. Klor olmak üzere çeşitli kimyasalları bu riski en aza indiriyor. Ancak şezlonglarda, duş sırasında ya da havuzun giriş çıkışındaki risk bizi endişelendiriyor. Bu saydığım yerlerde virüsün yayılması gayet mümkün ve bunu engellemek için sadece bizim önlem almamız da yetmez.”
Site yöneticileri ‘açılmasın’ taraftarı
Kibici, halk sağlının her şeyden önde olduğunu ve genel itibarıyla yöneticilerin ‘şimdilik havuz ve diğer sosyal alanlar açılmasın’ görüşünde olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Tabi bu durum site sakinleri tarafından hoş karşılanmayacak. ‘O kadar aidat ödüyorum ve havuz bile kapalı. O zaman ben de aidatı eksik öderim’ gibi bir anlayış olsa da bu yanlış bir düşünce olur. Vatandaşlarımız unutmasın ki havuzları ve diğer sosyal alanları açmasak da buraların masrafı zaten devam ediyor. Bu alanların bakımları oldukça maliyetli. Kaldı ki aidatlarda herhangi bir aksama sitenin tamamındaki hizmetin aksaması anlamına gelir ki tahmin ediyorum kimse bunu istemez. Eğer havuzlu bir sitede oturuyorsanız bu tür sürdürülebilir işlerin masraflarını göze almışsınız demektir.
Sitelerde seçim sandıkları kurulabilir
Tüm bunlara rağmen site sakinlerinden ciddi bir baskı gelmesi durumundaki yol haritalarını da anlatan Kibici, “Önce site yönetimlerine ‘anket’ yapmalarını tavsiye edeceğiz. Eğer sitede yüzde 70 gibi bir çoğunluk açılsın derse, o zaman site yöneticilerinin basiretli sorumluluğu olur ve havuzlar açılır” dedi.
Kibici, şöyle devam etti:
“Eğer havuzlar ve diğer sosyal alanlar açılırsa o zaman atacağımız diğer adımlar da belli. Havuz giriş çıkışlarına dezenfektan konulması, sosyal alan hijyen koşullarının en üst seviyeye çıkarılması gibi önlemleri hemen hayata geçiririz. Şezlong mesafesini mümkün olduğu kadar sosyal mesafe kuralına uygun hale getiririz.
Ancak biz bunların hepsini yapsak da mutlaka eksikler olacaktır. Bu nedenle gözümüz, kulağımız Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nda. Sitelerdeki havuzlar ve spor salonları başta olmak üzere diğer sosyal alanlara yönelik tavsiye kararlarını merakla bekliyoruz. Eğer açıklama Sağlık Bakanlığından gelirse site yönetimlerinin de eli rahatlar. Çünkü vatandaşlarımız Bilim Kurulu’na çok değer veriyor ve oradan gelen yol haritalarına mümkün olduğunca uymaya özen gösteriyor.”