Türkiye'de çok satan gazeteler ve bunlara ait sosyal medya hesaplarında yer alan küresel terör haberlerine yönelik, dil ve söylem çerçevesinde incelemelerde bulunan Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sosyoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Yenen, bazı haberlerde bir terör örgütünden "dinci" veya "İslami" diye bahsedilebildiğini, bunun çok sağlıklı ve normal bir durum olmadığını belirtti.
Yenen, "Dil bizim açımızdan çok önemlidir. Bu tip kavramlar toplumu maalesef bütünleştirmekten daha çok uzaklaştıran araçlar olarak karşımıza çıkıyor." diye konuştu.
"Sosyal medya üzerinden taarruza maruz kalıyoruz"
"Terörün beslendiği en önemli kaynak iletişim. Çünkü terör faali̇yetleri̇ni̇n amacı doğrudan bi̇r sonuç elde etmek değil aslında. Terörde en büyük kazanç psikolojik, sembolik kazanç." diyen Yenen, şunları kaydetti:
"Yani terör, insanların zihinlerine, bilinçlerine nüfus edebilmeyi, kendi yapmış oldukları mücadelenin doğruluğuna, haklılığına ikna edebilmeyi esas almış ve bunu zihinlerde yaygınlaştırmayı amaçlar. Şimdiye kadar terör örgütlerinin, 'Hedefimiz doğrudan şudur ve bu hedefi şu şekilde gerçekleştireceğiz.' dediğini görmüyoruz. Sürekli amaç, araç değiştiriyorlar. Haliyle böyle bir amaçsızlık içinde en büyük amaç etki oluşturabilmek, ses getirebilmek ve toplumda bir kaos oluşturmak. Kaos oluşturmanın en kolay, etkili yolu iletişim araçlarından geçmektedir. Bu anlamda terör ve iletişim arasında çok ciddi bir bağın olduğunu görebiliyoruz. Maalesef sosyal medya üzerinden çok daha fazla taarruza maruz kalıyoruz."
"İletişim bir kamu hizmetidir"
"Sosyal medya terör örgütleri için bulunmaz bir fırsat. Çünkü bütün insanlara ulaşabiliyorlar. Biz vatandaşlar olarak terör örgütlerinin işini kolaylaştırmamamız gerekiyor." uyarısında bulunan Yenen, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Terör saldırılarıyla ilgili yayın yasakları var. Bu yasaklara tepkiler var. Yapılan haberin haber değeri vardır ancak topluma ne gibi bir faydası olacaktır düşünmemiz gerekir. Çünkü bunlar çok kolaylıkla toplumsal hareketliliği, refleksleri mekanizma halinde harekete geçirebilecek durumlardır. Biz de terör örgütü ya da örgütlerinin kullandığı araçları 'aynı şekilde kullanalım ve tepki verelim' dersek doğru bir şey yapmış olmayız. İster özel sektör isterse devlet tarafından yerine getirilsin. Bütün kamu hizmetlerinde şu soruyu sormamız gerekir. 'Bu hizmetten kamuya ne fayda vardır?' Terör haberlerinin kamuya ve topluma zararı varsa ve bunu görebiliyorsak bunu sınırlandırmak hatta gerekirse engellemek gerekir." AA