Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde gördüğü duruşmada, Uzman Çavuş Metehan Tağaç, tanık sıfatıyla 15 Temmuz'da yaşadıklarını anlattı.
Darbe girişiminin yaşandığı gün 3. Emniyet ve Muhafız Bölüğü'nde nöbetçi olduğunu belirten Tağaç, "yat yoklamasının" ardından nöbetçi heyetinin 7 nolu kapıda toplanması için telsizden anons yapıldığını belirtti.
Daha sonra Özbek garajında yapılan içtimaya katıldığını anlatan Tağaç, burada askerlere hitap eden sanık eski albay Hasan Yılmaz'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yönetime el koyduğunu söylediğini bildirdi.
Bunun üzerine kendisine darbenin ne olduğunu soran bir askere, "Her şey bozulacak. Yani ülkenin anası ağlayacak" dediğini belirten Tağaç, ilerleyen saatlerde tanımadığı bir astsubayın, "İçeriye girmeye çalışan sivil veya polis olursa tereddüt etmeden ateş edin" dediğini kaydetti.
Bu duruma anlam veremediğini dile getiren Tağaç, söz konusu astsubayın uzaklaşmasından sonra askerleri "Sakın polis ve sivillere ateş etmeyin" diye uyardığını anlattı.
Darbe girişimine ilişkin bilgi almak için radyoyu açmak istediğini ancak bir yarbayın karşı çıktığını söyleyen Tağaç, darbenin püskürtülmesinden sonra evine gittiğini sözlerine ekledi.
Cephaneliğin kapısını balyozla kırmaya çalışmışlar
Astsubay Alpay Adakoğlu da, tanık sıfatıyla 15 Temmuz'da yaşadıklarını anlattı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Destek Kıtalarına bağlı Lojistik Bakım Bölüğünde görev yaptığını belirten Adakoğlu, olay tarihinde nöbetçi olduğunu, akşam saatlerinde nöbetçi heyetinin toplanması için telsizden anons yapıldığını söyledi.
Anonsun kimin tarafından yapıldığına ilişkin bilgisinin olmadığını söyleyen Adakoğlu, toplanma alanına gittiğinde sanık eski Albay Hasan Yılmaz'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koyduğunu, emir komutanın kendisinde olduğunu söylediğini bildirdi.
Sanık Yılmaz'ın karargahın güvenlik tedbirlerini arttırmak için bir manga asker hazırlattığını ifade eden Adakoğlu, "Hasan albay benden mühimmat istedi, karşı çıktım ama sonunda vermek zorunda kaldım. Cephaneliğin kapısını spiral, çekiç ve balyozla kırmaya çalışıyorlardı. Mühimmatları askerlere dağıttım." dedi.
Adakoğlu, darbe girişiminin püskürtülmesinden sonra dağıttığı mühimmatları askerden aldığını sözlerine ekledi.
"Albayı zorla götürdüler"
Tanık Astsubay Gürkan Ayhan da olay tarihinde karargahta nöbetçi olduğunu söyledi.
Ayhan, akşam saatlerinde Özbek garajına giden er ve erbaşları gördüğünü, neler olduğunu sorduğunda içtimanın bu bölgede yapılacağı bilgisini aldığını aktardı.
Daha sonra görüştüğü askerlerin kendisine, Destek Gurup Komutanı Albay Tuncay Polat'ın zorla götürüldüğünü söylediğini bildiren Ayhan, bu bilgiyi Hizmet Tabur Komutanı Binbaşı İhsan Bozkurt ile paylaştığını anlattı.
Askerlerin toplandığı Özbek garajında sanık eski Albay Hasan Yılmaz'ın "TSK'nın yönetime el koydu, yeni Destek Grup Komutanı benim." dediğini ifade eden Ayhan, ilk başta bu duruma anlam veremediğini dile getirdi.
Askerleri dikkatli olmaları konusunda uyardığını ifade eden Ayhan, ilerleyen saatlerde kışladaki durumu anlatmak için 155 polis hattını aradığını ancak telefonlarına cevap verilmediğini söyledi.
Kendisinden 20 tüfek isteyen Binbaşı Levent Akçaoğlu'na "Silahlar için önce beni öldürmen gerekir" dediğini iddia eden Ayhan "Bana, kuvvet komutanın emri olduğunu ve kışlanın emniyetini alacaklarını söyledi. Ben de 'Emniyet alınacaksa bu bizim görevimiz değil mi? Gerekirse 50 silah alırız ancak benim böyle bir emirden neden haberim yok' diye sordum ve silahları vermedim." diye konuştu.
Kaynak: AA