AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, "Türkiye ile bu sembolik dayanışmayı dahi göstermeyen bazı yetkililerin, hükümetimizin darbe sonrası aldığı tedbirlere karşı tehditvari bir siyasi dil kullanmalarını kabul etmiyoruz" dedi.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, demokrasinin AB ile Türkiye'nin paylaştığı ortak bir değer olduğunu, darbe girişiminin de buna saldırı niteliğini taşıdığını ifade etti.
Çelik, "Liderlerinin ortak demokratik değerlerimize karşı yapılan bu vahşi saldırı karşısında Türkiye'ye gelip dayanışmaları gerekirdi. Türkiye ile bu sembolik dayanışmayı dahi göstermeyen bazı yetkililerin, hükümetimizin darbe sonrası aldığı tedbirlere karşı tehditvari bir siyasi dil kullanmalarını kabul etmiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin tarihin gördüğü "en vahşi" darbe saldırısı karşısında demokratik değerlere bağlılığını ispat ettiğini vurgulayan Çelik, şunları ifade etti:
"Eleştiriye açığız ama tehditvari söylemleri kabul etmiyoruz. Demokrasimiz uğruna bedeller ödenmiş ve hakkedilmiş bir demokrasidir. Demokratik değerlere bağlı olanların açık ve net Türkiye ile dayanışma içinde olması gerekir. Darbeyi bir cümle ile eleştirip arkasına hükümeti eleştiren 10 cümle yerleştirenlerin yaptığı olan biteni anlamamaktır."
Juncker'dan tehditkar üslup
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, France 2 televizyonuna yaptığı açıklamada, Türkiye'de idam cezasının geri getirilmesi halinde AB üyelik sürecinin duracağını söylemişti.
"Türkiye, yarın sabah idam cezasını geri getirirse biz de müzakere sürecini anında durdururuz" ifadelerini kullanan Juncker, idam cezasını tanıyan bir ülkenin AB'de yerinin olmadığını vurgulamıştı.
Juncker, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum nedeniyle yakın gelecekte ya da uzun vadede AB üyesi olabileceğine inanmadığını da dile getirmişti.