Barış ve huzuru bozmaya yönelik bombalı ve silahlı saldırılarla güvenlik güçlerinin yanı sıra sivilleri de hedef alan bölücü terör örgütü PKK'nın, Türkiye'de 35 yıldır gerçekleştirdiği saldırılarda, başta güvenlik güçleri olmak üzere aralarında bebek, çocuk ve kadınların da bulunduğu 15 bini aşkın kişi şehit oldu, binlerce kişi yaralandı.
Terör örgütü binlerce çocuğu öksüz ve yetim bıraktı
Türkiye ve Irak'ta PKK/KCK, Suriye'de YPG/PYD, İran'da ise PJAK adıyla yaşamı hedef alan katliamlarını sürdüren bölücü örgüt, işgal ettiği yerlerde insanları göçe zorlayıp demografik yapıyı değiştirmeye çalışıyor.
Kanlı eylemlerinde binlerce kişinin yaşam hakkını elinden alan, yaralıları kaybettikleri uzuvlarıyla hayatlarını sürdürmek durumunda bırakan terör örgütü, binlerce çocuğu öksüz ve yetim, kadınları dul, anne ve babaları evlatsız bıraktı.
Terör örgütünün kanlı tarihi
Diyarbakır'ın Lice ilçesinin Fis köyünde 1978 yılında yapılan toplantıyla kuruluşunu ilan eden terör örgütü PKK'nın faaliyetlerinin güvenlik güçleri tarafından deşifre edilmesiyle teröristler, Suriye üzerinden Lübnan'a geçerek Bekaa Vadisi'ne yerleşti.
Teröristbaşı Abdullah Öcalan Suriye'nin başkenti Şam'ı karargah olarak seçerken 12 Eylül 1980 askeri darbesinde yurt dışına kaçamayan birçok örgüt mensubu yakalandı. Terör örgütü bu dönemde emir ve eğitim merkezini yurt dışına taşıdı.
Şam'da 20-25 Ağustos 1982'de 2. kongresini yapan terör örgütü, bağımsız bir sözde devletin silahlı mücadele yoluyla kurulması, eğitim gören örgüt mensuplarının saldırı yapmaları için Türkiye'ye gönderilmesi kararı aldı.
Bu kararın ardından 15 Ağustos 1984 gecesi Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerindeki jandarma karakolları ve subay lojmanlarına baskınlar düzenlendi. PKK'nın bu saldırıları asker, polis ve sivillere yönelik silahlı ve bombalı katliamlarla sürdü.
Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın, Kenya'da yakalanmasının ardından 23 Ocak 2000'de İran-Irak sınırının kuzeyindeki Kandil bölgesinde yapılan 7. kongrede, terör örgütünün silahlı eylemlerine sözde ara verildiği ve tümüyle siyasallaşma sürecinin başlatıldığı iddia edildi.
Bölücü terör örgütü, sınır hattında oluşturduğu yapılanma ve yurt içinde gerçekleştirdiği kanlı eylemleriyle büyük bir tehdit oldu.
Bebek katili olarak tescillendi
Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde 15 Ağustos 1984'te ilk saldırılarını düzenleyen terör örgütü, en büyük katliamlarını Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sivil halka yönelik gerçekleştirdi.
Terör örgütünün 1990'a kadarki süreçte yerleşim yerlerine ve güvenlik noktalarına gerçekleştirdiği baskınlarda güvenlik güçlerinin yanı sıra kundaktaki bebekler, çocuk ve kadınların da aralarında bulunduğu çok sayıda sivil hedef alındı.
Siirt'in Baykan ilçesine bağlı Derince köyünde 21 Ekim 1993'te PKK'lı teröristlerin okul bahçesinde kurşuna dizdiği 13'ü çocuk 22 kişi arasında yer alan, 3 yaşında kefene sarılı bedeni kurşunlanmış küçük Serkan'ın fotoğrafını çeken gazeteciler, terörün acımasız yüzünü dünya kamuoyuna da göstermiş oldu. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan da bu katliamdan sonra "bebek katili" olarak hafızalara kazındı.
Kırsalda umduğunu bulamadığı için eylemlerini şehir merkezlerine taşıyan PKK, çok sayıda sivilin yaşam hakkını elinden aldı. Hain saldırılar, çocukları öksüz veya yetim, kadınları dul, binlerce sivili sakat bıraktı, evlatlarını yitirenlere ömür boyu sürecek yürek acısı yaşattı.
Başbağlar'da 33 sivili katlettiler
PKK'lı teröristler, 5 Temmuz 1993'te Erzincan'ın Başbağlar köyündeki kanlı eylemlerinde 33 vatandaşı kurşuna dizdikten sonra köyü ateşe verdi.
Dershane önünde bombalı saldırı
Diyarbakır'ın merkez Yenişehir ilçesindeki dershanenin önünde 3 Ocak 2008'de PKK'lı teröristlerce askeri servis aracına yönelik bombalı saldırıda 6'sı dershane öğrencisi 7 kişinin yaşamını yitirmesi hafızalardan silinmedi. 7 eve ateş düşüren hain saldırıda 73 kişi yaralandı.
Sivillerin bulunduğu araçlara ateş açtılar
PKK'lı teröristler, 20 Eylül 2011'de 6 genç kızı hedef aldı. Zeynep Evin, arkadaşlarıyla otomobille gezerken teröristler araca ateş açtı. Otomobilde bulunan genç kızlardan 4'ü hayatını kaybetti, 2'si yaralandı.
Batman'da 26 Eylül 2011'de terör örgütü mensupları hac yolculuğuna hazırlanan anne ve babasını ziyaretten dönen Talat Doru ve ailesinin bulunduğu araca ateş açan teröristlerin kanlı eyleminde, 4 çocuk annesi ve 8 aylık hamile Mizgin Doru ile kızı Sultan Doru yaşamını yitirdi. Anne karnındaki erkek bebek, olay sonrasında sezaryenle kurtarıldı ancak hastanede bir gün yaşayabildi. Baba Doru ile bir kızı da saldırıda ağır yaralandı.
Sebze almak için evden çıktı, hayatını kaybetti
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde 30 Ağustos 2015'te evinden sebze almak için çıkan 6. sınıf öğrencisi 13 yaşındaki Fırat Simpil, terör örgütü PKK mensuplarınca yola yerleştirilen patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu yaşamını yitirdi.
Eli kanlı örgüt, kaymakamı şehit etti
Derik Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Muhammed Fatih Safitürk'ün makam odasına 10 Kasım 2016'da PKK'lı teröristlerce yerleştirilen el yapımı patlayıcı infilak ettirildi. Saldırıda Kaymakam Safitürk şehit oldu.
16 kişiyi katlettiler, 36 çocuğu yetim bıraktılar
Teröristler, 12 Mayıs 2017'de 15 ton patlayıcı yükledikleri kamyonu Diyarbakır'ın Dürümlü mezrasında infilak ettirdi. Patlamada 16 kişi yaşamını yitirdi, 23 kişi yaralandı. Saldırı 36 çocuğun yetim, 8 kadının da dul kalmasına neden oldu.
Eğitimcileri hedef alan saldırılar
Batman'ın Kozluk ilçesinde 9 Haziran 2017'de teröristlerce düzenlenen silahlı saldırıda karne dağıtım töreninin ardından evine giden müzik öğretmeni 22 yaşındaki Şenay Aybüke Yalçın ağır yaralandı. Yalçın, kaldırıldığı Kozluk Devlet Hastanesinde şehit oldu.
Teröristler, 16 Haziran 2017 günü de sınıf öğretmeni olarak görev yaptığı Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı Çiftçibaşı köyünden memleketi Gümüşhane'ye giden Necmettin Yılmaz'ı otomobilini kurşunladıktan sonra kaçırdı. Tunceli'de 12 Temmuz 2017'de Pülümür Çayı'nın kenarında bulunan erkek cesedinin DNA incelemesi sonucu Yılmaz'a ait olduğu belirlendi.
Siyasetçiler de hedef alındı
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 9 Mart 2017'de AK Parti Esendere Belde Başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi Murat Ayhan, teröristlerin silahlı saldırısı sonucu yaralandı. Murat Ayhan, tedavi gördüğü hastanede müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Diyarbakır'da 30 Haziran 2017'de AK Parti Lice İlçe Başkan Yardımcısı Orhan Mercan evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Ankara'da 22 Mayıs 2007'de Anafartalar Çarşısı'na bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda 9 kişi hayatını kaybetti, 100'den fazla kişi yaralandı.
İstanbul Güngören'de 27 Temmuz 2008'de PKK'lıların bıraktığı 2 bombanın 10 dakika arayla patlatılması sonucu 5'i çocuk 18 kişi hayatını kaybetti, yaralanan 154 kişi tedavi altına alındı.
35 ilde gerçekleştirilen saldırılarda 31 kişi hayatını kaybetti
HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun çağrısı üzerine 6-7 Ekim 2014'te Aynularab (Kobani) bahanesiyle PKK/YPG yandaşlarının gerçekleştirdiği saldırılarda, Diyarbakır'da Kurban Bayramı dolayısıyla yoksullara kurban eti dağıtan Yasin Börü ve üç arkadaşının da aralarında bulunduğu 31 kişi hayatını kaybetti, 221 vatandaş ile 139 polis yaralandı.
Terör örgütü yandaşlarının saldırıları sonucu çok sayıda ev ve iş yeri ile okul, Kur'an kursu, kültür merkezi, müze ve yurt binasında hasar oluştu, olaylar nedeniyle zarar gören esnafa devlet tarafından yaklaşık 50 milyon liralık ödenek sağlanırken şiddet eylemlerinin devlete maliyeti 300 milyon liranın üzerinde oldu.
Şehir merkezlerine çukur kazdılar, bomba tuzakladılar
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kanlı saldırılar düzenleyen ancak kırsalda umduğunu bulamayan PKK, 2000'li yıllardan sonra yeni strateji geliştirdi.
Şehir merkezlerini hedef seçen terör örgütü, 4 yıl önce Muş'un Varto, Diyarbakır'ın Bismil, Sur ve Silvan, Mardin'in Dargeçit ve Derik, Şırnak merkez ile İdil, Silopi ve Cizre ile Hakkari'nin Yüksekova ilçelerinde çukur kazıp barikat kurarak silahlı ve bombalı saldırılar gerçekleştirdi.
Bu saldırılarda güvenlik güçlerini ve sivilleri hedef alan teröristlere yönelik güvenlik güçlerince müşterek operasyonlar yapıldı. 700'ü aşkın güvenlik görevlisinin şehit olduğu operasyonlarda 4 binin üzerinde terörist etkisiz hale getirildi, teröristlerin saldırısı sonucu çok sayıda sivil de yaşamını yitirdi.
Teröre karşı mücadele ederken katledildiler
Diyarbakır'ın Dürümlü mezrasında PKK'lı teröristlerin kendilerini takibe alan vatandaşlardan kaçamayacaklarını anlayarak patlayıcı yüklü kamyonu infilak ettirmesi sonucu 16 kişi yaşamını yitirdi, 23 kişi yaralandı.
Köydeki 36 çocuğu yetim, 8 kadını dul bırakan katliam, PKK'nın sivil katliamlarıyla ilgili tarihteki yerini aldı.
PKK'nın en büyük finans kaynağı uyuşturucu
En büyük finans kaynağı uyuşturucu olan terör örgütü PKK, yurt içi ve dışındaki saldırılarını gerçekleştirmek için esrar ve eroin üretimi ile kaçakçılığını sürdürüyor.
Terör örgütü PKK/KCK, bir insanlık suçu olarak değerlendirilen uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını yıllarca saklamaya çalışsa da operasyonlarda terör örgütünün uyuşturucu madde ticaretinin tüm aşamalarında rol oynadığı ortaya çıkıyor.
Örgüt elebaşı Abdullah Öcalan başta olmak üzere yakalanan sözde yöneticilerin önemli itiraflarda bulunması ve son yıllardaki terör bağlantılı uyuşturucu operasyonları, terör örgütü PKK/KCK'nın uyuşturucu suçlarına karıştığının ulusal ve uluslararası kamuoyunca görülmesini sağladı.
PKK'nın başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde aktif olarak uyuşturucu ticareti yaptığı düzenlenen operasyonlarla tescillendi.
Türkiye'yi uyuşturucunun Avrupa'ya sevkiyatında transit ülke, Avrupa'da üretilen sentetik uyuşturucular bakımından da hedef ülke haline getiren PKK'nın, Irak'ın kuzeyindeki kamplarda kurduğu imalathanelerde eroin imal ettiği, ticaretinde de aktif rol aldığı raporlara yansıyor.
Şimdilerde Irak'ın kuzeyindeki kamplarda ve Türkiye sınırına yakın köylerde uyuşturucu imal ederek dünya pazarına sunan örgüt, özellikle Afgan afyonunu işleyerek elde ettiği eroini Avrupa'ya pazarlıyor.
Uyuşturucunun dünya üzerindeki en önemli üretim merkezlerinin Afganistan, Pakistan ve İran olduğu dikkate alındığında terör örgütü, Türkiye'yi bu ülkeler ile Avrupa arasında transit geçiş noktası olarak kullanıyor.
Bu güzergah, terör örgütü PKK/KCK'nın ürettiği veya kaynağından temin ettiği uyuşturucuları Avrupa'ya ulaştırmasını sağlıyor.
Terör örgütü PKK'nın Balkanlar, Kuzey ve Güney Afrika ile Kafkaslar olmak üzere uyuşturucu sevkiyatında dört önemli rotasının olduğu görülüyor.
Bunlara ek olarak, örgütün Afrika'nın çeşitli yerlerinde uyuşturucu temin ettiği veya taşıdığı durak noktaları bulunuyor.
PKK genellikle bu rotaları kendini ifşa etmeyecek yöntemlerle kullanarak, uyuşturucuyu esas pazar olarak gördüğü Avrupa'ya taşıyor. Örgütün sıklıkla kullandığı ve örtülü şekilde uyuşturucu kaçırdığı rotaların başında Balkanlar geliyor. Bu rota coğrafi olarak sırasıyla Afganistan-İran-Türkiye-Balkan ülkeleri-Avrupa istikametinden oluşuyor.
Terör örgütü Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki vatandaşları kenevir ekimi için zorlayarak, sözde vergi adıyla topladığı paralarla terör saldırılarını finanse etmeye çalışıyor.
Birçok farklı suç türünden gelir elde eden terör örgütünün, yalnızca uyuşturucu kaçakçılığından yılda 1,5 milyar ile 3 milyar dolar arasında gelir sağladığı belirtiliyor. PKK, bu geliri örgüt mensuplarının barınması ve silahlanlamada kullanıyor.
Türkiye'de güvenlik güçleri tarafından kırsalda ve şehir merkezlerinde yürütülen narko-terör operasyonlarıyla terör örgütüne olduğu kadar finans kaynağı uyuşturucuya da büyük darbe vuruluyor.
2019 dünya uyuşturucu raporunda, 2017'de dünyada ele geçirilen eroinin yüzde 17'sinin Türkiye tarafından yakalandığı da yer alıyor.
Uyuşturucu sevkiyatı yapılan beton tüneller bulundu
Türk Silahlı Kuvvetlerince, Suriye'nin Afrin bölgesine yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nda ağır darbe alan PKK, bu bölgede yürüttüğü uyuşturucu faaliyetlerini Münbiç'e kaydırmış, Afrin'de ortaya çıkarılan kilometrelerce uzunluktaki beton tüneller, uyuşturucunun Türkiye'ye transferinde kullanıldığının kanıtı olmuştu.
Türkiye'de sadece 1980-2017 yıllarında güvenlik güçlerince düzenlenen 414 narko-terör operasyonunda 62 ton 610 kilogram esrar, 5 ton 413 kilogram eroin, 88 milyonu aşkın Hint keneviri ele geçirildi, bin 325 şüpheli hakkında işlem yapıldı.
PKK Suriye'deki varlığını YPG/PYD üzerinden sürdürüyor
Terör örgütü PKK'nın, Suriye'de yaklaşık 16 yıl önce kurdurduğu YPG/PYD, örgütün bu ülkedeki eylemlerini sürdürmek için PKK'nın taktiklerini sürdürüyor.
Kadrosu Kandil Dağı'nda eğitilen YPG/PYD, iç savaşın başlamasından sonra Suriye'nin kuzeyinde hızla yuvalandı. DEAŞ ile mücadele bahanesiyle yoğun uluslararası destek alan terör örgütü, Suriye-Türkiye sınırının yüzde 65'inde kurduğu işgal düzenini pekiştirmek için halkı göçe zorladı ve silah altına aldı.
Suriye'de Mart 2011'de Beşşar Esed rejimine karşı başlayan gösterileri fırsata çeviren terör örgütü PKK/PYD, ülkenin kuzeyindeki yuvalanma faaliyetlerine hız verdi.
2015'ten itibaren DEAŞ ile mücadele ettiği gerekçesiyle PYD'ye gönderilen dış yardımın artmasıyla, örgüt, ana gövdesi PKK'ya silah ve mühimmat aktarmaya başladı.
Terör örgütü PKK tarafından seçilen PYD üst düzey terörist kadrolarında Kandil'deki kamplarda bulunmuş çok sayıda PKK üyesi yer alıyor.
PKK ile örgütün Suriye'deki yapılanması PYD'nin elebaşıları arasındaki bağ 1980'li yıllara dayanıyor.
PYD'nin ilk sözde eş başkanı Barzani Muhammed'in, PKK'nın elebaşılarından Murat Karayılan ile bir diğer eski eş başkan Salih Müslim'in ise PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan ile eskiye dayanan ilişkileri olduğu biliniyor. Bu dörtlünün ilişkilerini gözler önüne seren fotoğraflar internet üzerinde de bulunuyor.
PKK'nın Türkiye'deki terör eylemlerini yürüttüğü silahlı kanadı HPG'nin birçok eski sorumlusu, Suriye'ye geçerek PYD'nin silahlı kanadını oluşturan YPG yöneticileri arasında yer alıyor.
Yine PKK'nın Türkiye, Suriye, Irak ve İran'daki unsurlarının bağlı olduğu çatı örgütü KCK yapılanmasında halihazırda rol üstlenen bazı teröristler, PYD'nin Suriye'deki mali ve silahlı faaliyetlerinden sorumlu.
PKK ile PYD iş birliği
Terör örgütü PKK, Türkiye, Irak, İran ve Suriye'deki tüm silahlı faaliyetlerini, Murat Karayılan'a bağlı HPG adı üzerinden yönetiyor.
PKK ve Suriye'deki kolu PYD, silahlı kanatları HPG ve YPG vasıtasıyla Suriye'deki faaliyetlerini eş güdümlü sürdürüyor. Bu yapı içinde Irak'ın kuzeyinden getirilen teröristler, Suriye'de PKK/PYD saflarında savaşıyor.
Türk güvenlik güçleri, 2015 ve 2016'da Türkiye-Suriye sınır hattında PKK'nın Türkiye'deki üyelerine ulaştırmak istediği çok miktarda patlayıcı madde, silah ve mühimmat ile örgütsel malzemeyi ele geçirmişti.
Sınır hattında örgüte ait olduğu tespit edilen ve imha edilen tüneller, örgütler arasındaki silah ve mühimmat ilişkisini ortaya çıkarmıştı.
PKK ve PYD'nin iş birliğini gösteren uluslararası açıklamalar
NATO'ya bağlı teröre Karşı Savunma Mülkiyet Merkezinin yıllık dergisi "Defence Against Terrorism"de (Terörizme Karşı Savunma) Andrew Self ve Jared Ferris imzalı ve "Dead Men Tell No Lies: Using Killed in Actions (KIA) Data to Expose PKK's Regional Shells Game" (Ölü İnsanlar Yalan Söylemez: PKK'nın Bölgesel Kılıf Oyununu Açığa Çıkarmak İçin Ölü Dataları Kullanmak) başlıklı makalede, "Suriye iç savaşında PYD/YPG, saflarında bulunan teröristlerin büyük ölçüde Türkiye, Irak ve İran'dan gelen PKK'lılar olduğu, bu teröristlerin yüzde 16'sının Türkiye'den geldiği, PKK'nın web sayfasındaki ölüm ilanlarında doğum ve katılım yerlerinin PKK-PYD-YPG- arasındaki geçişkenliği ortaya koyduğu" vurgulanmıştı.
Eski ABD Savunma Bakanı Ashton Carter da 28 Nisan 2016'da kongredeki oturumda terör örgütü PKK/KCK ile YPG/PYD arasında ilişki bulunduğunu açıkça ifade etmişti.
İspanya polisinin YPG saflarında savaşmak için Suriye ve Irak'a adam gönderen şahıslara yönelik operasyona ilişkin Ocak 2017'de tamamlanan dava dosyasında sanıklara isnat edilen suçlar bölümünde, "PKK ile ilişkili yapılara adam kazandırmak, eğitim vermek ve eğitilen şahısların YPG saflarında savaşmak üzere savaş bölgelerine gidişlerine destek sağlamak" ifadelerine yer verilmişti.
PKK/PYD, yüz binlerce sivili yerinden etti
Terör örgütü PKK/PYD, Suriye'nin kuzeyinde işgal ettiği bölgelerde halkı baskı yaparak göçe zorluyor.
Suriye'nin kuzeyinin Kürtlere ait olduğunu öne süren PKK/PYD, Kürtlerin azınlık olduğu ya da Kürt nüfusun hiç olmadığı bölgeleri bile ele geçirmeye çalışıyor.
Demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlıyor
PKK/PYD, bu hedefle baskı ve işkence yaptığı yüz binlerce sivili yerinden etti.
Terör örgütü, ele geçirdiği bölgelerden kaçan sivillerin evlerine dönmesine de izin vermiyor. Örgüt, bölge halkının kimlik ve tapularının saklı olduğu merkezleri de tahrip ediyor, bölgenin Kürtlere ait olmadığının ispat edilmemesi için demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlıyor.
Terör örgütü PKK/YPG'nin, 2012'den itibaren yoğun biçimde silahlanarak Suriye'nin kuzeyindeki farklı noktalarda Arap, Kürt, Süryani ve Türkmen nüfusa yönelik tehcire başvurduğu, Afrin civarındaki bölgeler haricinde örgütün zorla göç ettirdiği nüfusun 2 milyona ulaştığı belirtiliyor.
Afrin'in güneydoğusunda yer alan Tel Rıfat ilçesi ve çevresindeki 60 yerleşimde 250 bin civarında sivilin terör örgütü PKK/PYD tarafından göç ettirildiği kaydediliyor.
İbadethanelere hain saldırılar
Binlerce kişiyi katleden bölücü terör örgütü PKK/PYD, hain saldırılarında ibadethaneleri de hedef alıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yıllardır yüzlerce camiyi tahrip edip yakan ve mühimmat deposu olarak kullanan PKK, camilerde ibadet eden cemaat ile imamları da katletti.
Bazı kiliseleri de tahrip eden eli kanlı terör örgütünün, Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Yolaç (Susa) köyünde 26 Haziran 1992'de camide ibadet eden masum 2'si çocuk 10 kişi ile 5 Temmuz 1993'te Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde aralarında camiden çıkan vatandaşların da bulunduğu 33 kişiyi katletmesi, hafızalardan silinmedi.
500 yıllık camiyi iki kez ateşe verdiler
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 1516-1520 yıllarında dönemin valisi Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından yaptırılan ve kubbelerinin kurşunla kaplı olması dolayısıyla "Kurşunlu" diye de anılan, kentteki ilk Osmanlı eseri Fatihpaşa Camisi, PKK'lı teröristlerce iki kez ateşe verildi. Bu saldırılar nedeniyle tarihi cami büyük zarar gördü.
Teröristler, Sur'da 2015 yılında aralarında iki kilisenin de bulunduğu 11 tarihi esere zarar verdi.
Camiler mühimmat deposu olarak kullanıldı
Mardin'in Nusaybin ilçesinde 2014 yılında terör örgütü PKK'nın gençlik yapılanması tarafından "karargah" gibi kullanılan Şemsettin Yosma Camisi'nde abdest alınan yerin üstünde 24 molotofkokteyli ele geçirildi. Cami içi ve çevresinde yapılan incelemede üstü seccadeyle örtülü çok sayıda roketatar, uzun namlulu silah, mermi ve örgütsel doküman ele geçirildi.
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde Demirkuyu Mahallesi Toklar mezrasındaki cami ve çevresinde 2015 yılında çok sayıda tüpün içine yerleştirilmiş bomba düzeneği, patlayıcı yapımında kullanılan amonyum nitrat, uzun namlulu silaha ait mermi, örgütsel doküman, tıbbi malzeme ve çeşitli malzemeler bulundu.
PKK/YPG Ermeni kilisesini de karargah olarak kullandı
Terör örgütü PKK/YPG'nin, Fırat Nehri'nin doğusundaki Tel Abyad ilçe merkezinde Ermenilere ait kiliseyi karargaha çevirdiği ortayı çıktı.
AA'nın görüntülediği kilisede papazın dua etmek ya da vaaz vermek üzere kullandığı kısmın, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan posterleriyle donatıldığı göze çarpıyor.
Elebaşının iki ayrı posterinin asılı bulunduğu duvarda, bunların hemen üzerinde haç ve dini semboller yer alıyor.
Ermenilerin "horan" adını verdikleri bu bölüm, Hristiyanlar açısından mahremiyeti bulunan ve sadece papazın girebileceği bir alan olarak biliniyor. Kilisenin diğer duvarında da üzerinde Ermenice yazılar bulunan ve vaftiz havuzunun yer aldığı bölüm görünüyor.
Terör örgütünün baskı ve taciz politikası
Terör örgütü PKK/PYD, işgal altında tuttuğu bölgelerde baskıyla taciz politikasını sürdürüyor.
Yıllardır farklı etnik ve dini unsurların iç içe yaşadığı ve şu anda PKK/YPG/PYD'nin işgal altında tuttuğu bölgelerde azınlık unsurlara yaşam ile inanç hakkı tanınmıyor.
İnsanları zorla evlerinden ve yurtlarından eden, "zorunlu askerlik" adı altında kadınları, çocukları kullanan terör örgütünün insan hakları ihlalleri raporlara yansıyor.
Gençleri zorla silah altına alıyorlar
Eleman temin etmek için çocukları dahi hedef seçen eli kanlı örgüt, yurt içi ve dışında uluslararası toplumun tüm çağrılarına rağmen çocukları kullanarak savaş suçu işliyor, insan haklarını ihlal ediyor.
Türkiye'de PKK, Suriye'de terör örgütü DEAŞ ile mücadele kisvesi altına saklanan PKK/PYD, yoğunlukla 2015’ten itibaren 14 ile 18 yaş arası çocukları terör örgütü saflarına katarak silahlı ve bombalı saldırılarda kullanıyor.
Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD, silahlı kadrolarını güçlendirmek ve yuvalandığı bölgelerin işgalini sağlamlaştırmak için bu yola sıkça başvuruyor.
PYD, işgal ettiği bölgelerde yaşayan ailelerin çocuklarının baskı ve tehdit ile örgüt saflarına katılımını sağlıyor. Örgütün safında yer almak istemeyen çok sayıda genç bölgeden kaçmak zorunda kalıyor. Örgüt, böylece kontrol ettiği bölgelerdeki aileleri de parçalıyor.
Teröre darbe
En büyük finans kaynağı uyuşturucu olan terör örgütüne narko-terör operasyonlarıyla yurt içinde ağır darbe vuran Türkiye, güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, terör örgütünün işgali altındaki bölgelere barış ve huzur getirmek amacıyla da "Zeytin Dalı", "Pençe 1-2-3", "Barış Pınarı" harekatları ve hava operasyonlarıyla terör örgütüne karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığının, ülkenin huzurunu bozmaya çalışan terör örgütlerine yönelik amansız takibi, güvenlik korucularının da desteğiyle kararlılıkla devam ediyor.
Gece gündüz demeden şehir merkezi ile kırsal alanların yanı sıra yurt dışında da teröristlerin peşini bırakmayan, olumsuz hava koşulları ve zorlu arazi şartlarına rağmen haftalarca arazide kalarak operasyonlarını sürdüren güvenlik güçlerince sadece bir yılda, aralarında çeşitli kategorilerde arananlar listesinde yer alan örgüt mensuplarının da bulunduğu yüzlerce terörist etkisiz hale getirildi, yüzlerce terörist de yakalandı.
Bu kapsamda sadece terör örgütünün kış üslenmesini bertaraf etmek için yapılan operasyonlarda 118 terörist etkisiz hale getirildi.
Sınır ötesinde "terörle mücadele"
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, Türkiye hudutlarında ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla Suriye'nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ'a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek ve bölge halkını terörün baskı ve zulmünden kurtarmak üzere 20 Ocak 2018'de başlatılan Zeytin Dalı Harekatı 24 Mart 2018'de başarıyla tamamlandı.
Afrin'de tüm belde ve merkezler kontrol altına alındı, PKK/YPG'nin sözde yönetim binasına Türk bayrağı çekildi, harekatta 3 bin 603 terörist etkisiz hale getirildi.
Irak'ın kuzeyinde bulunan Sinat-Haftanin bölgesindeki teröristleri ve kullandıkları mağara, sığınakları imha etmek amacıyla 23 Ağustos 2019 tarihinde başlatılan Pençe-3 Operasyonu sürüyor.
120'yi aşkın teröristin etkisiz hale getirildiği, Hava Kuvvetleri uçakları, Kara Havacılık unsurları, SİHA/İHA ve Fırtına obüsleri ile desteklenen operasyon planlandığı şekilde başarıyla sürüyor.
Barış Pınarı Harekatı
Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetlerince gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekatı'nda, şu ana kadar bölgede TSK kontrolüne geçen alan büyüklüğü 4 bin 220 kilometrekareye ulaştı.
765 teröristin etkisiz hale getirildiği harekatta 12 Ekim'de Rasulayn, 13 Ekim'de Tel Abyad ve meskun mahalleri kısa sürede kontrol altına alındı.
Sivillere havan ve roketatarla saldırılar
Terör örgütü PKK/YPG'nin Suriye'de işgali altındaki bölgeden Mardin'in Nusaybin, Kızıltepe ve Derik ilçeleri ile Şanlıurfa'nın Akçakale, Ceylanpınar, Suruç ve Birecik ilçelerine gerçekleştirilen havan ve roketatarlı saldırılarda aralarında Suriye uyruklu 9 aylık Muhammed Omar'ın ve çocukların da bulunduğu 20 kişi şehit oldu, 187 kişi yaralandı.
Dağa kaçırılan çocuklar için evlat nöbeti
Diyarbakır'da anne Hacire Akar, dağa kaçırılan oğlu Mehmet Akar için 22 Ağustos'ta sorumlu tuttuğu HDP'nin il binası önünde oturma eylemi başlattı.
Oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı oturma eylemi sonuç veren anne Akar, kararlı mücadelesiyle 24 Ağustos'ta oğluna kavuştu. Hacire annenin oğlu için gösterdiği mücadele, benzer acıyı yaşayan, yüreği evladına duyduğu özlemle yanan diğer annelere de örnek oldu.
Akar'ın mücadelesini örnek alan Fevziye Çetinkaya, Remziye Akkoyun ve Ayşegül Biçer'in 3 Eylül'de başlattığı oturma eylemine katılan ailelerin sayısı her geçen gün arttı. Partinin il binası önünde gün boyu bekleyişlerini sürdüren annelerin oturma eylemine destek ziyaretleri, Türkiye'nin her ilinden devam ediyor.
HDP'lilerin tehdit ve hakaretlerine rağmen evlatlarına kavuşma özlemiyle eylemlerinden vazgeçmeyen aileler, yağmur altında da olsa evlat nöbetine devam ediyor.
Kaynak: AA