Dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinden biri olan Sony, kısa bir süre önce düzenlenen dünyanın en önemli teknoloji odaklı fuarlarından CES 2020'de ilk otomobil modelini tanıttı. Konsept olarak üretilen tamamen elektrikli araç, ‘Teknoloji şirketlerinin otomotiv sektörüne iştahı nereden geliyor?’ sorusunu da beraberinde getirdi. Sony son örnek olsa da, daha önce Google, Apple ve Microsoft gibi firmaların da bu alana yöneldiği gerçeği sektörde önemli bir dönüşüme işaret ediyor.
Otomobiller hareketli bir elektronik sistem haline geldi
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Gökaşan, TRT Haber’e yaptığı değerlendirmede otomotivin günümüzde sadece hareketli bir araç olmadığına dikkat çekti, yeni dönemdeki otomobillerin veri alma, veri üretme, veri paylaşma, hesaplama yapma gibi yeteneklere de sahip olması gerektiğine işaret etti.
Bu yeteneklerin ileri bilgisayar, kontrol, elektronik ve haberleşme teknolojileri gerektirdiğini söyleyen Prof. Dr. Gökaşan, “Bu değişim, söz konusu alanlarda üretim yapan teknoloji devleri için araç üretimini çok cazip hale getirdi. Bu nedenle de veri, haberleşme ve elektronik teknolojisinin liderleri olarak bilinen Apple, Microsoft, Google ve Sony gibi firmaların bu alanda boy göstermeye başlamış olması şaşırtıcı değil” dedi.
TOGG ‘öncelikli alan’ olursa öne geçeriz
Otomotivde başı çeken ülkelerin sadece elektrikli değil, hem elektrikli hem otonom araç üretimine geçtiğinin altını çizen Prof. Dr. Gökaşan, şunları söyledi:
“Yani belli seviyelerde sürücüsüz gidebilen araç üretimine geçildi. Otomotivde lider olan ülkelerin önemli bir özelliği de aracın motorundan tutun, her türlü tahrik ve elektronik bileşenini hem donanım hem de yazılım olarak yıllardır üretebiliyor olmaları. Biz bunun önemini de biraz geç anladık. Ancak TOGG ülkemiz için hem büyük bir motivasyon, hem de gerek AR-GE gerekse eğitim için çok önemli bir ‘motor’ niteliğinde. Uzun süredir bu işi yapan ülkelerin önünde değiliz ama arayı kapatabilmemiz için çok önemli bir adım attık. Ülke çapında öncelikli bir alan olarak tanınması da öne bile geçmemizi sağlayabilir."
Gelecekteki araç kullanımı günümüzden farklı olacak
Sabancı Üniversitesi Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berrin Yanıkoğlu da gelecek dönemde bugünden çok daha farklı bir otomotiv endüstrisi ve ulaşım alışkanlığı olacağı görüşünde.
Arabaların her geçen gün daha da ‘akıllı’ olduğunu ve nihai hedefin sürücüsüz araçlar olduğuna değinen Prof. Dr. Yanıkoğlu, “Sadece otomotiv firmaları değil, dev teknoloji şirketleri de bu yarışta. Böylesine yeni ve önemli bu teknoloji alanına yatırım yapmanın, Türkiye’nin otomobil üretimi ve yan sanayideki deneyimi ve istihdam potansiyeli de dikkate alındığında, teknolojiden geri kalmamak adına doğru bir adım olduğu söylenebilir.” şeklinde konuştu.
“Ancak rekabetin çok güçlü olduğu bu alanda çok uzun yıllardır çalışan ülkelerin yanında başarılı olmanın zorluğu da göz önünde bulundurulmalı” ifadesini kullanan Yanıkoğlu, şöyle devam etti:
“Gelecekte araçların paylaşımlı kullanıldığı, bireylerin otomobil sahibi olmak yerine ulaşım servisi satın aldığı bir dünya öngörülüyor. Bu servisin ise akıllı, otonom, hem birbirleriyle hem de çevredeki binalar, trafik ışıkları, elektrik şebekesi vb. ile iletişim kurabilecek araçlarla sağlanacağı düşünülüyor. Gereken bu otonom özelliklerin, özellikle elektrikli araç platformunda daha iyi uygulanabilir olacağı söylenebilir. Çünkü bu araçlar daha az hareketli parça içeriyor, ayrıca elektrikli motorları sürmek bilgisayarlar için daha kolay.
Akıllı araba kavramı yapay zeka ve bunun için de bilgisayar sistemi gerektiriyor, dolayısıyla yeni nesil otomobillerde bilgisayar sistemi ve ekranlar doğal olarak olmalıdır. TOGG dizaynında da bunun görülmesi beklentilere ve yeni teknolojilere uygun.”
Türkiye doğru adımları atarsa yeni dönemde güçlü bir yer tutabilir
Otomotiv alanında uzman gazeteci Emre Özpeynirci ise yeni dönemde otomobilin 4 tekerlekli bir ulaşım aracı olmaktan ziyade teknolojik bir makine haline geldiğini belirtti.
Dev otomobil firmalarının ‘otomobil üretmeyi’ bildiklerini ancak işin özellikle teknoloji boyutunda yeterince iyi olamadıklarına vurgu yapan Özpeynirci, “Teknoloji alanındaki firmalar da ‘otomobil üretmeyi’ bilmiyor. Bu süreç her iki tarafın da ortak iş yapabilmesinin önünü açıyor. Apple, Google, Microsoft otonom araç işine girerken, son olarak Sony bir konsept modelle sürece dahil oldu. Aslında Sony bu adımla ‘üreteceğiz’ demedi, ‘İşin teknoloji tarafında biz de varız’ mesajı verdi” diye konuştu.
Otomobili üretmekten ziyade pazarda yer almak daha önemli
Türkiye’nin bu yeni başlayan sürece bir şekilde TOGG ile dahil olmaya çalıştığını anımsatan Özpeynirci, sözlerini şöyle tamamladı:
“TOGG aslında ‘Treni kaçırmadık’ yaklaşımının bir ilanı. Elektrikli-akıllı araçlar çağında doğru adımları atabilirsek mutlaka yer ediniriz. Ancak bu çağda üretmek kadar ‘Kime satacağız?’ sorusunun yanıtı da son derece önemli. Bizim nihai hedefimiz dünyada yer bulabilecek bir otomobil üretmek. Ve bu yarışta rakibimiz geleneksel otomotiv markaları değil, yeni oluşumlar, teknoloji şirketleri ve start-up oluşumlar.”