Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Aslı Özkırım ve ekibi ile Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği uzmanlarınca "Arı ölümleri" konusunda araştırma yapıldı.
Rapora dönüştürülen ortak çalışmada, arıcılığın yoğun yapıldığı 21 ilde 82 yerden alınan numuneler ve 11 yıldır sürdürülen gözlemler sonucunda, geçen yıl yüzde 10,2 olan arı ölümlerinin bu yıl yüzde 41,2'ye yükseldiği belirlendi.
Çalışma sonucunda önemli veriler elde ettiklerini kaydeden Doç. Dr. Özkırım, arıların sadece bal yapmadığını, bahçelerdeki meyve ve sebzelerin yüzde 75'nin döllenmesini sağladıklarını anlattı.
Özkırım, arıların olmaması durumunda meyve ve sebzeler başta olmak üzere bütün ekolojik dengenin altüst olabileceğinin altını çizdi.
"Arı ölümleri kaygı verici"
"Sağlıklı arılarınız varsa polinasyon yapar, sağlıklı arılarınız varsa bal üretir. Arı sağlığını ülke olarak çok önemsemeliyiz. Bal ve arı veriminin sürdürülebilir olması arı sağlığına bağlıdır." diyen Özkırım, arıların bazı dönemlerde, özellikle mevsim geçişlerinde hasta olduğunu, bir arının hastalığının kovandaki diğer arılara da sirayet edebileceğini söyledi.
Bir kovanın 20-30 kilo bal, tonlarca meyve, sebze anlamına geldiğini ifade eden Özkırım, "Türkiye'de 2006'dan beri arı ölümlerini kayıt altına alarak izliyoruz. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği ile 2006'da ölümler meydana geldiğinde numuneler alarak çalışmalar başlattık. Sonuca baktığımızda Hatay ile Edirne'deki arı ölümlerinin nedeni birbirinden farklıydı. Yani bir dizi silsileden dolayı arı ölümleri gerçekleşmişti. Ama bu yıl durum çok farklı. Tüm Türkiye'de arı ölümlerinde yüzde 30 civarında bir artış söz konusu ve bu kaygı verici bir durum." dedi.
"Ezbere arıcılık" ölüm getiriyor
Aslı Özkırım, kış arılarının, 6-8 ay, yaz arılarının ise 45-60 gün yaşadığını belirterek, arıcının kovanında 100 arıdan 10 tanesinin ölmesini normal kabul etmesi gerektiğini söyledi.
Özkırım, "Arılarda 'toplu ölüm' var diyebilmemiz için arıcı hatasının olmaması ve kıştan yaza geçerken yaşlı arı ile genç arıların görev değişiminde yaşanan normal ölümü bertaraf etmemiz gerekiyor. Bunların dışındaki anormal ölümlere 'toplu ölüm' diyoruz. Toplu ölümün tanımını doğru ifade etmeliyiz." bilgisini aktardı.
Arı ölümlerinin en önemli nedeninin sonbaharın kurak geçmesi ve arının yeterince nektar ve polen toplayamamasına bağlı genç nesil arının oluşamamasından kaynaklandığını anlatan Özkırım, şunları kaydetti:
"2017'nin ilk 3 ayında 21 ilimizden 82 toplu ölüm vakasını analiz ettik. Toplu arı ölümlerinin bu yıl yüzde 30'luk bir artış göstermesinin nedenlerinin başında arıcıların mevsimleri ve doğanın koşullarını takip etmemeleri geliyor. Arıcıların 'ezbere arıcılıktan' kurtulması gerekiyor. Arıcılarımız yeniliklere açık değil, alışkanlıklara bağlı arıcılık yapıyor."
Arı ölümleriyle ilgili rapor hazırladığı raporu Türkiye Arı Yetiştirici Birliği kanalıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına sunduğunu aktaran Özkırım, arı ölümlerinin bir diğer nedeninin ise zirai ilaçlamalar olduğunun altını çizdi.
Bazı ağaç türlerinin ilaçlanmasının zaruri olduğunu fakat gündüz ilaçlama yapılmasından dolayı arının ağacın çiçeğine yapışarak öldüğünü söyleyen Özkırım, çiftçilere ve üreticilere arıların zirai ilaçlardan etkilendiğinin anlatılmasının, ilaçlamaların gece yapılmasının ve arıcılara ilaçlama yapılacağının önceden haber verilmesinin şart olduğunu belirtti.
"Arıcılar mevsimleri doğru analiz etmeli"
Özkırım, mevsimlerin arıcılar tarafından yanlış algılandığını da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Arıcılığın ezberlediğimiz mevsimlere göre değil, değişen mevsimlerin meteorolojik verilerine uygun yapılmasını sağlamaya yönelik il bazında mevsimsel uyarıların zamanında yapılması gerekiyor. Sonbahar kuraklığına karşı polen takviyesi yapılmalı, uzun kış ihtimali durumunda kuluçkalıktaki bal durumu tayini konusunda arı il birlikleri arıcılara rapor gönderilmeli. İzlenecek bu metotlarla arı ölümlerini aşağıya çekebiliriz."
Türkiye'de kış ayının uzun ve soğuk geçmesinin arıcıların kovanlarını kontrol edememesine yol açtığını da kaydeden Özkırım, arıcıların kışın arının verimini artırmak için kovanını farklı bir iklime veya şehre götürdüğünü, bunun arının veriminin düşürerek, arı ölümlerinin artmasına neden olduğunu vurguladı.
Özkırım, "Bakanlığın ruhsatlı ilaçların ekonomik olmasına daha da önem vermesi gerekiyor. Merdiven altı üretimin durdurulması, kaçak ilaçların yaygınlaşmasını önlemek bakımından alınacak önemler bizim için değerli. Arıcıların kaçak arılara yönelmemesine önem versin ve denetlemeleri artırsın. Arıcılık il birliklerinin de arıların ölümleriyle ilgili kaydı tutması gerekiyor." dedi.
Toplu arı ölümleri bal fiyatlarına 1,5 kat etki edecek
Özkırım, arıcıların ruhsatlı ilaçların az ve pahalı olması, kaçak ilaçlardaki doz aşımı ve arıların ölmesi nedeniyle arıları için bitkisel karışımlar hazırlayarak kovana enjekte ettiklerini, bunun toplu arı ölümlerine sebep olduğunu belirtti.
Toplu arı ölümlerinin gelecek yılın bal fiyatlarına büyük oranda etkisi olabileceğini ifade eden Özkırım, arıcılık yapmak isteyenler için ortalama 300 lira olan koloni fiyatlarının ortalama 500 liraya yükseldiğini aktardı.
Özkırım, şunları kaydetti:
"Az bal elde edilirse bal fiyatlarında iki kat artış yaşanır. Eğer sezon bereketli geçer, piyasada çok güzel bal akışı olursa o zaman sadece koloni fiyatlarının artmasından etkilenmiş oluruz. Ama bal fiyatlarında 1,5 kat artışı kesin bekliyorum. Fakat temmuz, ağustos aylarında bu yıl çekilen sıkıntıların, toplu arı ölümlerinin bal fiyatlarındaki dışa vurumunu göreceğiz."