Velimeşe Mahallesi'nde, 4 Eylül 2021 sabahı Kapıkule-Halkalı seferini yapan yük treni, hemzemin geçitte kapalı bariyerlerin arasından geçmeye çalışan Bilal Küllü'nün kullandığı fabrika işçilerini taşıyan minibüse çarptı.
Kazada Suzan Aksoy, eşi Halil Aksoy, Nebibe Korkmaz, Cangül Akın, Hülya Dinçkol, Yaşar Yüce, Nusret Açıkgöz yaşamını yitirdi, 5 kişi de yaralandı.
Minibüs sürücüsü Küllü'nün tutuklanmasının ardından kazayla ilgili İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Ulaştırma Birimi'nden Prof. Dr. Zübeyde Öztürk, Öğretim Görevlisi Dr. Adem Faik İyinam ve Öğretim Görevlisi Dr. Nurbanu Çalışkan Özüer'den oluşan bilirkişi heyetinin hazırladığı raporda şoför Küllü 'asli', TCDD ve Karayolları Genel Müdürlüğü yerel idaresi ise 'tali' kusurlu bulundu.
Kazayla ilgili Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame Çorlu 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Minibüs şoförü Bilal Küllü'nün kazada ölen 7 kişi için ayrı ayrı 'olası kastla öldürme' suçundan 20’şer yıla kadar olmak üzere 140 yıl, yaralanan 5 kişi içinse ayrı ayrı 'basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek derecede kasten birden fazla kişiyi yaralama' suçundan 5'er yıla kadar olmak üzere 25 yıl hapsi talep edildi.
İddianamede, yaklaşmakta olan yük treni nedeniyle bariyerlerin her iki yönden kapatıldığı, ses ve ışık sistemlerinin çalışır vaziyette olduğu belirtildi.
İşçileri minibüsle taşıyan şoför Bilal Küllü'nün önünde kırmızı ışıkta bekleyen aracın sağından geçerek, sola dönüş yaptığı ve kapalı olan 8 metre bariyer uzunluğundaki yerde bariyerin 5,5 metre olması nedeniyle açık kalan kısmından zikzak çizerek, geçmeye çalışırken trenin çarptığı kaydedildi.
Yargıtay kararına atıfta bulunuldu
Bilirkişi raporuna da atıfta bulunulan iddianamede, Bilal Küllü'nün 'asli' kusurlu bulunduğunu, makinistler Abidin Yeşilmen ve Ali Dinç'in kazanın oluşumunda kusur ve kabahatlerinin olmadığı yönünde rapor düzenlendiği belirtildi.
Makinistler hakkında takipsizlik verilirken, şoför Küllü'nün eylemini 'bilinçli taksir' mi yoksa 'olası kastla öldürme' suçunu mu oluşturduğu konusunda hukuki değerlendirme yapılan iddianamede şöyle denildi:
"Olası kast ile bilinçli taksir arasındaki en büyük farkın olası kasıtta kişinin ikinci neticeyi göze alma durumu mevcutken, bilinçli taksirde kişinin neticeyi öngörmesine rağmen neticeyi istememesi ancak şahıs, kişisel yetenek, bilgi ve beceri gibi etkenler doğrultusunda hareket ederek eylemi gerçekleştirmesidir.
Bilinçli taksire verilebilecek en açıklayıcı örnek; sollama yasağı ve hız sınırı olan bir yolda aşırı hız ile sollama yaparak bir başkasının ölümüne neden olan kişinin bilinçli taksir doğrultusunda ceza almasıdır. Olası kast ise fail öngördüğü ve istediği sonucu elde etmek için gerçekleştirdiği fiil ile meydana gelen ikinci sonuçları ifade eder.
Yani olası kastta fail asıl amacını gerçekleştirirken icra ettiği hareket ile ikinci nitelikli bir olaya, olaylara da sebebiyet verir. Olası kastta fail asıl amacı dışında ortaya çıkabilecek sonucu öngörür. Ancak umursamaz. Failin umursamaz tavrı, olası kast sonucu gerçekleşen olayı istediği yönünden algılanmamalıdır. Trafik kazalarında olası kast ile bilinçli taksir farkını belirleyecek olursak bilinçli taksiri, olası kasttan farklı yapan şey, kişinin olayların sonucunu öngörmesi ancak böyle bir sonucun doğmasını istememesidir.
Yani istememe bilinçli taksirin en önemle ayırt edicisidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 02/07/2019 tarihli 121/518 sayılı içtihadında, '2.46 promil alkollü olan sanığın sevk ettiği araçla kendisine kırmızı ışık yanmasına ve diğer araç durmasına rağmen hızını azaltmadan kavşakta nizami geçiş yapan araca çarparak sürücüsünün öldüğü olayda, neticeyi göze aldığından olası kast ile sorumludur' şeklindeki kararı yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2010/122 esas numaralı dosya kararında kırmızı ışıkta geçen sürücü hakkında olası kastla ölüme sebebiyet verme suçunun oluştuğuna dair karar vermiştir."
"Olası kastın yoğunlaşmış haliyle eylemi gerçekleştirdi"
Şoför Bilal Küllü'nün öncelikle önünde bekleyen aracın sağından geçmek suretiyle kural ihlali yaparak, ikinci kez ise kırmızı ışıkta geçmek suretiyle kural ihlali yaptığı kaydedilen iddianamede şu ifadeler kullanıldı:
"Kazanın meydana geldiği dikkate alındığında şüphelinin yaklaşık 20 metre mesafedeki treni görmemesinin mümkün olmadığı, havada sis olmadığı, görüş açısının net olup havada yağmur olmadığı, dolayısıyla şüphelinin Velimeşe Mahallesi'ne dönmek için 45 derece açıyla trenin geldiği yöne döndüğünde çan ve flaşörler sesleri çalışır vaziyette.
Yüksek sesli trenin geldiğine dair çan sesini de şüphelinin duymama ihtimali bulunmuyor. Şüpheli trenin geldiğini göre göre tren gelmeden geçerim düşüncesiyle ve çan sesiyle flaşör ile uyarılara rağmen hemzemin geçide girdiği, dolayısıyla şüpheli olası kastla öldürme suçundan olası kastın yoğunlaşmış haliyle eylemi gerçekleştirdi.
Tüm dosya kapsamında; trafik kazası görüntüsünü içeren tren yolu güvenlik kamera kaydı müşteki beyanları, şüpheli ifadesi, doktor raporları ve diğer deliller ışığında; şüphelinin sevk maddesinde açıkça belirtilen suçu işlediği, bu haliyle, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği hususunda kamu davası açmaya yeterli şüphenin oluştuğu, şüphelinin yargılamasının mahkemenizde yapılarak eylemine uyan suçtan yazılı sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına."
"Gözümü açtığımda, kaza yaptığımı anladım"
Bilal Küllü, daha önce hazırlanan rapordaki ifadesinde, Velimeşe'ye dönecek araçlar için kırmızı ışık yanıp, yanmadığını görmediğini belirtti.
Küllü, "Çerkezköy istikametine yanan yeşil ışığı gördüğüm için önümdeki araçlar da durduğu için 'Neden gitmiyor?' diye korna çaldım. Geri vitese takıp, aracın sağından geçerek sola döndüm. Bariyerlerin birini geçip, tren yoluna vardığımda da treni görmedim. Işık da görmedim, ikaz seslerini duymadım. Gözümü açtığımda, kaza yaptığımı anladım" dedi.
Bilal Küllü'nün asli kusurlu bulunduğu raporda, şu ifadeler yer verilmişti:
"Şüpheli sürücü Bilal Küllü servis minibüsünü kullanan bir şoför olarak, aracını dikkatli kullanması, sinyalin kendisine kırmızı yandığı yol kesiminde yeşil sinyali beklemesi, bariyeri kapalı olan ve uyarı sistemleri aktif olan geçide yaklaştığında, bu uyarıları dikkate alması ve hattın geçişe uygun olduğu anda hemzemin geçidi kullanması gerekirdi.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 76'ncı maddesine göre; sürücülerin ışıklı veya sesli 'dur' talimatına uyması ve demir yolu aracının yaklaşmadığından emin olduktan sonra geçmesi gerekirken, sürücü Bilal Küllü'nün bu kuralı ihlal ettiği ve tren hemzemin geçide yaklaşmaktayken hatta girerek kazanın meydana gelmesinde etkili olduğu için asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır."