4 Nisan 2010 yılında 350 milyon nüfuslu bir coğrafyaya hitap etme misyonuyla kurulan TRT Arapça kanalı, 7 Ocak Pazartesi günü yenilenen yüzü ve yenilenen yayın politikası ile bu kez tüm dünyanın karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Yeni bir haber kanalı olarak geçmiş yayın politikasında büyük değişikliğe giden TRT Arapça’nın iletişim ağı yalnızca Arap yarımadası ve Ortadoğu ile sınırlı kalmayacak.
Kudüs, Bağdat, Tahran, Beyrut, Umman, Kahire gibi şehirlerin yanı sıra Londra, Moskova, Washington’da da temsilcilikler kuran TRT Arapça, dünyadaki tüm gelişmeleri yerinden takip edecek. Günümüzün modern teknolojisini hem stüdyolarına hem de yayınlarına yansıtan kanal, dijital habercilikle de entegre bir şekilde hareket edecek.
Yeni yayın politikasıyla birlikte çalışanlarını ve ekran yüzlerini de yenileyen TRT Arapça, yirmi bir Arap ülkesinin tamamına hakim çok sayıda gazeteciyi de bünyesine kattı.
Haber programlarının yanı sıra Arap coğrafyası ve Ortadoğu hakkında çeşitli belgeseller de yayınlayacak olan kanal, hem Türkiye’nin hem de bulunduğumuz bölgenin dünya genelinde daha çok tanınmasını hedefliyor.
“Hakkaniyetli yayıncılığın yanında yer alıyoruz”
TRT Arapça Kanal Koordinatörü Resul Serdar Ataş, sadece doğrulanmış ve spekülasyonlardan uzak bilgileri izleyenlerine aktaracaklarını söyledi.
Kanalın yayın politikasının sadece objektiflikte sınırlı kalmayacağını belirten Ataş, "TRT Arapça zalimin karşısında mazlumun, katilin karşısında maktulün yanında yer alacak" dedi.
Sadece ajanslardan beslenerek masa başı habercilik yapan hiçbir kanalın geleceğinin olmayacağını söyleyen Ataş, TRT Arapça olarak her gelişmeyi yerinden takip ederek tıpkı TRT World gibi uluslararası bir marka olmayı hedeflediklerinin altını çizdi.