Makedonya’nın başkenti Üsküp’te Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Strateji ve Gelişim Enstitüsü tarafından “Türkiye’nin Balkanlar Politikası ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı” konulu panel düzenlendi.
YTB Başkanı Abdullah Eren’in konuşmacı olarak katıldığı panele, Türkiye’nin Üsküp Büyükelçisi Tülin Erkal Kara, Makedonya’nın Türk kökenli Devlet Bakanı Elvin Hasan, Strateji ve Gelişim Enstitüsü Başkanı Tuna Eyüp Kahveci, diplomatlar, milletvekilleri, siyasiler, ülkedeki Türk kurum ve kuruluş temsilcileri ve diğer davetliler katıldı.
"Dünyanın tüm ülkelerinden öğrenci getirip burslandırma yapıyoruz”
Eren, Türkiye’nin 1992-2011 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde “Büyük Burs Projesi” adıyla bir burs programı gerçekleştirdiğini ifade ederek, “2011 yılından itibaren de biz YTB olarak sadece soydaşlarımızın olduğu ülkelerden değil dünyanın tüm ülkelerinden öğrenci getirip burslandırma yapıyoruz.” dedi.
Şu an Türkiye’de 130 bin uluslararası öğrenci bulunduğunu dile getiren Eren, bunların 17 bininin YTB burslusu olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin yurt dışında TİKA, Yunus Emre, Maarif Vakfı ve YTB aracılığıyla farklı alanlarda faaliyetler gerçekleştirdiğini söyleyen Eren, Türkiye’nin mevcut olduğu bölgedeki sorunların merkezinde bulunduğunu ve bu sorunların hepsine çözüm üretmeye çalışan bir ülke olduğunu belirtti.
Türk dış politikasının Balkanlara yönelik bakışına da değinen Eren, “Osmanlı Devleti’nin uzun yıllar bu topraklardaki hakimiyeti, kültürel çeşitliliğe önem vermesi, etnik çeşitliliği ve kültürel çeşitlilik noktasındaki harmoniyi devam ettirecek politikalar gütmesi, Türkiye’nin bugün dahi elini güçlendiren bir unsur.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin tüm sorunlarıyla mücadele etmeye çalıştığının altını çizen Eren, “Türkiye’nin iç politikada kendi sorunlarını çözmeye yönelik bu özgüveni ve azmi, dış politikada elini güçlendiren bir unsur oldu.” dedi.
"Türkiye Balkan ülkeleriyle eşit derecede ilişkiler kurmaya çalıştı"
Türkiye’nin Orta Doğu ve Balkanlar'a yakın ilgi göstermeye çalıştığına ve burada yapıcı politikalar uyguladığına dikkat çeken Eren, “Türkiye’nin Balkanlar'a yönelik iki tane prensibi de her zaman işletmeye çalıştığını görüyoruz. Bunlardan bir tanesi bölgesel sahiplenme, ikincisi de kapsayıcılık. Türkiye olabildiğince Balkan ülkelerinin hemen hepsiyle eşit derecede ilişkiler kurmaya çalışarak kapsayıcılık ve kazan-kazan ilkesine çok önem verdi.” diye konuştu.
Makedonya’nın isim değişikliği konusunda da Eren, “Makedonya Anayasası'nda hangi isim yazıyorsa Türkiye Makedonya’yı o ismiyle tanıyacaktır ve ilişkilerimiz de o minvalde devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
Soydaşların yaşadığı ülkelerin istikrarının Türkiye’nin öncelikleri arasında olduğu ve Türkiye’nin olabildiğinde ahlaklı ve şeffaf bir dış politika gütmeye çalıştığının altını çizen Eren, “Bunu Suriye’de de böyle yapıyor, Irak’ta da böyle yapıyor, Balkan politikasında da böyle yapıyor. Dolayısıyla bizim soydaş politikamızda bir farklılık yok.” diye konuştu.
Büyükelçi Kara ise panel açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bu bölgede yaklaşık 500 yıllık bir geçmişi olduğunu anımsatarak, “Bizim buradaki temel gayemiz Makedonya’nın Türkiye ile kardeş ülke olması vesilesiyle bu dostluğun ilelebet devam etmesi ve çok daha ileriye götürülmesidir.” dedi.
“Türkiye her zaman Makedonya’ya dost olmuştur.” ifadesini kullanan Kara, Türkiye’nin hiçbir etnik yapıyı ayırt etmeksizin bütün toplulukları bir arada kucaklayarak en güzel dostluk örneğini sergilediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Türkiye’nin insani ve yardımlaşma noktasında standartlarını çok ileri bir seviyeye getirdiğine işaret eden Kara, “Hangi ülkede Türkiye’ye ihtiyaç duyuluyorsa emin olun ki Türkiye her daim yanlarında yer almıştır ve özellikle Balkanlar'da da yer almaya devam edecektir.” şeklinde konuştu.
Strateji ve Gelişim Enstitüsü Başkanı Kahveci de başında bulunduğu enstitünün ekonomik, politik ve sosyal sektör olmak üzere üç sektörde çalışmalar yürüttüğünü belirterek, “Zaten bizim enstitü olarak amacımız yaptığımız çalışmalarla Makedonya merkezli olarak diğer Rumeli’de halkların daha müreffeh ve daha barışçıl bir ortamda yaşamalarına katkı sunmak.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA