COVID-19 salgını kapsamında alınan tedbirler ve uygulamaya konulan kısıtlamalar, ulaşımdan sanayiye, sağlıktan eğitime, üretimden tüketime, ekonomiden dış politikaya kadar birçok alanda hayatı yeniden şekillendirirken, şenlik havasında geçen bayramları da etkiledi.
İslam alemi, bir yandan "on bir ayın sultanı" rahmet, bereket ve mağfiret ayı ramazanın ardından bayrama kavuşmanın sevincini yaşarken, bir yandan da bayramı salgının gölgesinde geçirecek olmanın burukluğunu hissediyor.
Pandemi, bayram namazı ve kutlamaları ile asırlardır uygulanan aile büyüklerini ziyaret etme ve el öpme, misafir karşılama ve ikramda bulunma, bayramlık kıyafet giyinme, çocuklara şeker ve harçlık verme gibi birçok geleneği bu Ramazan Bayramı'nda sekteye uğratacak.
Bayram namazı kılınamayacak
Diyanet İşleri Başkanlığının COVID-19 tedbirleri kapsamında camilerdeki toplu ibadet ve faaliyetlere ara vermesi nedeniyle bayram namazı da kılınamayacak. Bayram sabahları hıncahınç dolan Süleymaniye, Sultanahmet, Eyüp Sultan, Büyük Çamlıca ve Fatih başta olmak üzere ülkedeki tüm camiler tarihi bir sessizliğe bürünecek. Namazın ardından cemaatin birbirleriyle bayramlaştığı, lokum ve şekerlerin ikram edildiği cami avlularında mahzunluk hakim olacak.
Sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle arife günü ve bayram sabahı yapılamayacak olan kabir ziyaretleri de arife öncesinde yapılabilecek. Sadece şehit yakınları ve refakatçileri bayramın birinci günü şehitlikleri ziyaret edebilecek.
Herkes bayramı evinde geçirecek
Aile büyüklerinin evlerinde toplanıldığı, hem göze hem mideye hitap eden, özenle hazırlanan büyük sofralarda 7'den 70'e tüm aile bireylerinin bir arada yemek yiyip sevincini paylaştığı Ramazan Bayramı, bu yıl buruk geçecek. Herkesin kendi evinde çekirdek ailesiyle geçireceği bu bayramda, sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle bayramların olmazsa olmazı ziyaretler ve el öpme adeti de yapılamayacak.
Bayram alışverişi için akla ilk gelen yerlerden olan ve arife günü vatandaşların doldurduğu Eminönü'ndeki Mahmutpaşa ve Mısır Çarşısı da sokağa çıkma kısıtlamasının ilk gününe denk gelmesi nedeniyle boş kalacak.
"Hani ya o özlem?"
Bayramın burukluğunu en çok da çocuklar ve yaşlılar yaşayacak. En güzel kıyafetlerini giymek için heyecanla bayramı bekleyen çocuklar, şeker ve harçlık toplayamayacak.
Çocuklarının ve torunlarının gelmesini dört gözle bekleyen ve kalabalık bayram sofralarının mimarı olan yaşlılar ise hayatlarında ilk kez böyle bir bayrama tanıklık edecek. Belki de salgın, son yıllarda tatil olarak değerlendirilen ve ziyaretlerin azaldığı bayramların önemini bir kez daha hatırlatacak.
Bayram boyunca uygulanması planlanan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle vatandaşlar bu yıl, bir arada bulunmanın tadına varamayacak olmanın hüznü ve mahzunluğuyla Ramazan Bayramı'nı bekliyor.
Şair Abdurrahim Karakoç'un "Bayramlar Bayram Ola" şiirinde yer verdiği gibi, "Ana, bu bayram mı? Aman çok ayıp/Çocukken gördüğüm bayramlar hani?/Mübarek elleri öpüp, koklayıp/Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani?/Hani ya o özlem, hani ya o tat?/Ne dışım kaygusuz, ne içim rahat/Haftalar öncesi her gün, her saat/Babamdan sorduğum bayramlar hani?" dedirtecek buruk bir bayram sabahına uyanılacak.