Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 2,9 büyüdüğünü belirterek, "Türkiye'miz, onca engellemelere rağmen büyümeye, güçlenmeye devam ediyor. Ülkelerinde hiç bir sıkıntı yaşamayan Avrupa ülkelerine bir bakın aşağı yukarı 1,5 civarında büyüdüler. İşte bizim farkımız. Biz büyümeye, güçlenmeye Allah'ın izniyle devam edeceğiz." dedi.
Mersin'in Aydıncık ilçesinde muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda konuşan Elvan, muhtarların, demokrasinin çekirdek yöneticileri olduğunu, halkla en çok iç içe olan kurumun muhtarlık olduğunu ifade etti.
Elvan, yedi düvele karşı mücadele eden Türkiye'nin güçlenmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin tek vatan, bayrak, millet olarak kıyamete kadar güçlü bir şekilde yaşamadı lazım. 2023, 2053 hedeflerine mutlaka ulaşması lazım. Demokrasiyi, darbe tortularından, darbe ve vesayet yönetimi olabilecek zayıflıklardan mutlaka kurtarmamız lazım. Türkiye'de hakimiyetin kayıtsız ve şartsız milletin kılınması lazım." diye konuştu.
Söz sahibinin yalnızca millet olmasını istediklerini vurgulayan Elvan, egemenliğin gerçek anlamda kayıtsız ve şartsız milletin olmasını hedeflediklerini ve bunun için çalıştıklarını anlattı.
Elvan, 16 Nisan'daki halk oylamasına da değinerek, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin birliği, bütünlüğü, milletimizin bekası için, kalıcı bir istikrarın oluşması için, ekonomimizin şahlanması, ülkemizin küresel bir güç olması için ki Türkiye güçlü olmak zorundadır, cumhurbaşkanlığı sistemine, yeni bir hükümet sistemine ihtiyacımız var. Bu her hangi bir siyasi parti meselesi değil, memleket meselesidir. Memleketimizin geleceğini, bekasını, güçlenmesini ilgilendiren, demokrasimizin daha da iyi noktalara ulaşması için gerekli olan bir düzenleme."
Yeni anayasa değişikliğine yönelik "rejim değişikliği" iddialarını da eleştiren Elvan, şunları kaydetti:
"Bu bir rejim değişikliği değildir, Türkiye Cumhuriyeti dağ gibi, Toroslar gibi dimdik ayaktadır, ilelebet de ayakta kalacaktır. Rejimle ilgili şu 18 maddelik anayasa değişikliğinde bir cümleyi, kelimeyi bana gösterebilirler mi? Hayır. Ama milletimizi kandırmak, milletimizi başka alanlara çekmek amacıyla rejim değişikliği diye 'temcit pilavı'na çevirdikleri kavramı ortaya atıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti 1923 yılında kurulmuştur, ilelebet cumhuriyet olmaya da devam edecektir. Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Cumhuriyetimizin temel nitelikleriyle ilgili en ufak bir değişiklik söz konusu değildir. Peki yapılan nedir? Yapılan, hükümet sisteminde bir değişikliğe gitmektir."
Elvan, yeniden şekillenen dünyanın, güçlü hükümetlere ihtiyaç duyduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin bugün olduğu gibi gelecekte de güçlü yönetimlere sahip olmasını arzu ettiklerini ifade etti.
Yeni anaysa ile ilgili "fazla yetki" tartışmalarına da değinen Elvan, "Diyorlar ki 'çok yetkisi var, 80 milyon adına her şeyi yapacak.' Yok böyle bir şey kardeşim. Şu anda siz TBMM'yi seçtiniz, TBMM içerisinden bir hükümet, bir başbakan çıktı mı? Çıktı. Başbakan ile cumhurbaşkanının yetkilerini birleştirip tek bir kişide topluyoruz. Başbakanın yetkisi neyse, yeni gelen cumhurbaşkanının yetkisi de o olacak. Tam aksine bazı kısıtlamalar da olacak. Kanun tasarısı sevk etme yetkisini hükümetten alıp, Meclise veriyoruz. Ama güçlü bir yürütmeyi getiriyoruz. İcraata yönelik, hükümetin yatırımlarına, üretimlere, işletmelere yönelik, kurumların iyi çalışmasına yönelik düzenlemeleri hükümet doğrudan yapacak. Yeni cumhurbaşkanlığı hükümeti yapacak." dedi.
Bürokratik sıkıntıların hizmetleri ve yatırımları yavaşlattığına işaret eden Elvan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle bunun ortadan kaldırılacağını ifade etti.
"Ekonomiye yönelik algı operasyonları beklentiyi düşürdü"
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), 2016 yılına ilişkin üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladığını anımsatan Elvan, şu değerlendirmede bulundu:
"2016 yılı bizim için sıra dışı bir yıldı. 2016 yılında da biz büyümeye devam ettik. Neden sıra dışıydı? Rusya kriziyle karşı karşıya kaldık, turizm sektörümüz daraldı, tarımda kuraklık ve sel felaketleriyle karşı karşıya kaldık, bu alanda bir daralma yaşandı, 15 Temmuz darbe girişimi oldu, yurt dışının değişik ülkelerinin Türkiye aleyhinde, Türkiye ekonomi aleyhinde kampanyaları yürüttüğü o dönemleri halbuki ekonomimizde ciddi bir bozulma yokken maalesef böyle bir kampanya yürüttüler. Bütün bunları dikkate aldığımızda son çeyrekte yüzde 3,5 oranında büyüdük. 2016 yılının bütününde de büyüme rakamımız yüzde 2,9. Piyasadaki beklenti, 2,2, 2,3 gibiydi. Bu beklentiyi düşüren nedir? Özellikle ekonomiye yönelik yapılan algı operasyonları. Türkiye'miz, onca engellemelere rağmen büyümeye, güçlenmeye devam ediyor. Ülkelerinde hiç bir sıkıntı yaşamayan Avrupa ülkeleri bir bakın aşağı yukarı 1,5 civarında büyüdüler. İşte bizim farkımız. Biz büyümeye, güçlenmeye Allah'ın izniyle devam edeceğiz."