Takvimler 6 Şubat 2023'ü, saatler ise 04.17'yi gösterdiğinde Türkiye yıkıcı bir depremle sarsıldı.
Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde meydana gelen depremin etki alanı o kadar büyüktü ki Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Hatay ve Elazığ da bu şiddetin yıkım yaşattığı şehirler oldu.
Birçok insanın enkaz altında kalmasına yol açan deprem sonrasında tüm Türkiye alarma geçti. Bölgeye, büyükşehirler ve çevre illerden AFAD başta olmak üzere birçok arama kurtarma ve sağlık ekibi yönlendirildi.
"Asrın felaketi" olarak hafızalara kazındı
Görevlendirilen ekiplerin yanı sıra binlerce sağlık çalışanı ve arama kurtarma ekibi de gönüllü olarak deprem bölgesine gitmek için havalimanlarına koştu.
Yıkıma uğrayan şehirler, 6 Şubat'ta saat 13.24'te Elbistan'da meydana gelen 7,6 büyüklüğündeki ikinci depremle yeniden sarsıldı.
Asırlardır meydana gelen doğal afetlere bakıldığında bu depremler, oluşturduğu hasar ve yol açtığı can kaybıyla "asrın felaketi" olarak hafızalara kazındı.
Yaralıların tedaviye hızlı erişimi için uçaklar semada mekik dokudu
Binlerce binanın enkaza dönüştüğü bölgede arama kurtarma çalışmaları günlerce aralıksız devam etti. Enkazdan çıkarılan yaralılar, kurulan sahra hastanelerinde yapılan ilk müdahalenin ardından tedavilerinin devamı için deprem bölgesine yakın iller ile İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalya gibi büyükşehirlere nakledildi.
Yaralıların nakli, Cumhurbaşkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Sağlık Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesindeki uçak ve helikopterlerle sağlandı.
Yoğun bakım donanımlı, sedyeli ambulans uçaklar ve helikopterler, bu süreçte yaralıların tedaviye hızlı erişimi için günlerce semada mekik dokudu.
Kamu, özel ve üniversite hastaneleri seferber oldu
"Sağlık başkenti" olarak adlandırılan İstanbul, yaraların sarılması için bu süreçte etkin rol oynadı.
Tüm kamu, özel ve üniversite hastanelerinin alarma geçirildiği şehre ilk yaralılar, 6 Şubat'ı 7'sine bağlayan gece getirildi.
Uçaklardan alınan yaralılar, kara ambulanslarına nakledilerek hastanelere sevk edildi.
Hastanelerdeki birçok branş doktoru, gece gündüz demeden el birliğiyle yaralıların şifa bulmaları, hayata tutunmaları ve ezilmelere bağlı uzuv kayıpları yaşamamaları için çalışıp kesintisiz hizmet sundu.
İlk 24 saatte İstanbul'dan bölgeye 32 tır gönderildi
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, depremlerin ardından İstanbul'dan bölgeye gönderilen sağlık ekipleri ve ekipmanın yanı sıra kente getirilen yaralılara sunulan sağlık hizmetlerine ilişkin AA muhabirine konuştu.
Memişoğlu, Kahramanmaraş'ta yaşanan deprem sonrası saat 04.30 sularında kendilerine haber gelmesinin ardından dönemin İstanbul Valisi olan Ali Yerlikaya'nın başkanlığında AFAD merkezinde bütün hizmet gruplarının toplandığını söyledi.
Depremin büyüklüğü kendilerine ilk andan itibaren bildirildiği için bütün hazırlıkları da buna göre yaptıklarını aktaran Memişoğlu, sağlık sisteminin duruma ilk reaksiyon veren sistemlerden biri olduğu ifade etti.
Prof. Dr. Memişoğlu, saat 05.00-06.00 civarında Yerlikaya'nın talimatıyla Türk Hava Yollarının 2 uçağı ile kentten 1 seyyar hastane ile 17 acil müdahale çadırının, birçok acil sağlık ile UMKE ekibinin bölgeye gönderildiğini dile getirdi.
Ekiplerin ilk 12 saatte deprem bölgesinin en uç noktasına ulaştığını belirten Memişoğlu, aynı zamanda İstanbul depremine hazırlık aşamasında biriktirilip depolanan çadır ile ilaç gibi sağlık malzemelerinin depremin ilk 24 saatinde 32 tırla bölgeye sevk edildiğini kaydetti.
Ambulans uçakların koordinasyonu iki bölgeden sağlandı
Memişoğlu, İstanbul'dan gönderilen sağlık personeli ve ekipman hakkında şu bilgileri verdi:
"Toplamda 5 bin 800 personel bölgeye gitti ve depremin ilk bir ayında orada hizmet ettiler. Bölgeye toplam 91 tır, 52 ton malzeme gönderdik. Oradan da 21 bin 800 hasta buraya getirilerek tedavi edildi. Bunların bir kısmı yakınları olduğu için İstanbul'a gelen ya da getirtilen hastalar. Bir kısmı uçakla, bir kısmı kara yoluyla geldi. Şu anda İstanbul'da deprem nedeniyle yaralanan 17 hastamıza yatarak tedavi hizmeti sunuyoruz."
Depremzedelerin hastanede evlerinde gibi hissetmeleri için giyim kuşamları, kendileri ve ailelerinin psikolojik destekleriyle diğer ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla plan yaptıklarını anlatan Memişoğlu, o dönemde ambulans helikopter ve ambulans uçaklarla yaralıların bölgelerden alınıp tedavileri için kente getirilmesi konusunda koordinasyona ilişkin, "Özellikle Adana Havalimanı'nda bir başkan yardımcım, bir acil hizmetleri başhekimimiz bu işin koordinasyonunu orada yaptı. Burada aynı şekilde bir başkan ve bir başkan yardımcımız da sadece uçak organizasyonlarını yaptılar. Aynı zamanda Sabiha Gökçen ve İstanbul havalimanlarından ikişer, üçer personel gönderdik" ifadelerini kullandı.
Görevlendirildikleri sağlık kuruluşlarını ayağa kaldırmak için çabaladılar
Böyle bir toplumun mensubu olmaktan gurur duyduğunu vurgulayan Memişoğlu, şöyle devam etti:
"O gün binlerce hekimimiz, sağlık çalışanımız havaalanlarına koştular ve 'Biz gitmek istiyoruz.' dediler. Tamamen gönüllülük esasında. Hatta 'Bizi niye uçağa almıyorsunuz?' diye o kadar çok baskı aldık ki birçok sınıf arkadaşım dahi beni aradı. Halbuki biz onları bir planlama dahilinde gönderdik. Çünkü bir anda herkesi göndermek, orada nereye gideceği belli olmadan, planlama yapmadan mümkün değildi. Gidenlerin her birine de orada bir şey olduğu zaman bizi arasınlar diye telefonlarımızı verdik. Mesela bir ekibimizi bir hastaneye planladık. Bütün hastanemiz oradaki hastaneyi ayağa kaldırmaya çalıştı."
Prof. Dr. Memişoğlu, süreç içerisinde hissettiklerini dile getirerek, bunları yaşamanın kendileri için de çok dramatik olduğunu sözlerine ekledi.