Aksaray Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Osman Doğanay, antik kentin şimdiye kadar yapılan kazılarla daha çok Helenistik, Roma ve özellikle Bizans dönemi kültür varlığıyla anıldığını söyledi.
Kentin daha erken dönemlerdeki iskanına dair ipuçlarına ulaşmak için misyon belirlediklerini aktaran Doğanay, bu kapsamda geçen yıl antik kentin batı yönündeki alanda 5 metrekarelik sondaj kazısı başlattıklarını ve yaklaşık 4 metre derine indiklerini anlattı.
Doğanay, bu yıl da aynı bölgede 5 metrekarelik alanda daha kazı çalışması başlattıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Burada yaptığımız kazılar neticesinde özellikle Tunç Çağı'nın bir tahribatla sona erdiğini tespit ettik. Zaten bütün İç Anadolu Bölgesi'nde Tunç Çağı yani milattan önce 1200'ler, yangınla veya bir tahribatla sona eriyor. Burada aynısını bulduk. Tunç Çağı erken evresinin ikinci bölümüne ait idollere (Çok tanrılı dinlerde küçük boyutlu tanrı ya da tanrıça heykelciği) ve ağırşarklara (Dokumacılıkta kullanılan yarım küre biçiminde pişmiş toprak, ağırlık) rastladık. Bunlar özellikle kentin milattan önce 5 bin yıl öncesine ışık tutan veriler. Dolayısıyla buradaki kazılar, Tyana Antik Kenti'nin 5 bin yıl öncesine ışık tutuyor. Gittikçe bu alanı büyüteceğiz ve daha fazla kültür varlığı ortaya çıkaracağız."
"Jeolojik tabakalara 7-8 metre sonra ulaşacağız"
Kazılarda çıkarılan Erken Tunç Çağı'na ait 5 idolün çok önemli olduğunu vurgulayan Doğanay, bu idollerin dokumacılıkta kullanılan ağırşarklarla Niğde Müzesi'nde sergilendiğini anlattı.
Doğanay, kazıda önemli kültür varlıkları bulduklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Niğde-Kapadokya lokasyonunda şimdiye kadar bilinmeyen idoller ve ağırşarkların burada bulunması çok önemli. Kültepe'de biliniyor ama Niğde bölgesinde bunlar hiç çıkmamıştı. Yani bu sondaj çalışmasının en önemli verileri bunlar. Burada titiz çalışma devam ediyor. İki kazıyı eşitleyip daha derine ineceğiz ve eminim kentin kalkolitik, neolitik dönemlerine kadar uzanacağız. Dolayısıyla buradaki kazılarımız neticesinde kentin en az 10 bin yıl öncesine ait verilerine ulaşacağız. Zaten bulduğumuz kabuklu bir deniz canlısı fosili nummulitler cinsi deniz canlısına ait. Bu erken Tunç Çağı'nın ikinci evresine ait tabaka içinde ele geçti. Bu da bize ipuçları veriyor, muhtemelen jeolojik tabakalara 7-8 metre sonra ulaşacağız."