Türkiye geneli mayıs ayı yağışları, normalinin ve geçen yılın aynı döneminin üzerinde gerçekleşti. Mayıs yağışları, geçen yıla göre yüzde 51 artış gösterdi.
Akdeniz Bölgesi'ne mayısta geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 84 daha fazla yağış düştü. Mayıs normali 43,9 milimetre olan ve geçen yıl aynı dönemde metrekareye 36,2 milimetre yağış düşen Akdeniz Bölgesi, bu dönem 66,6 milimetre yağış aldı.
Kuraklığın en fazla etkilediği kentler arasında yer alan Antalya'da, son 63 yılın en yüksek mayıs ayı yağışları görüldü.
Turizmin yanı sıra bir tarım kenti olan ve ülke ekonomisine önemli oranda katkı sunan Antalya'da, yağış artışı üreticileri memnun etti.
Devlet Su İşleri 13. Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre de son dönemdeki yağışlar bölgedeki baraj ve göletlerin su seviyelerini iyi düzeye getirdi.
Yeterli düzeyde su bulunan baraj ve göletler, 15 Mayıs itibarıyla sulamada kullanılmaya başlandı. Sulama faaliyetleri dolayısıyla baraj ve göletlerin doluluk seviyelerinin değişkenlik gösterdiği belirtildi.
Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dursun Büyüktaş, mevcut yağışların tarımsal faaliyetleri olumlu yönde etkileyeceğini söyledi.
Özellikle nisan ve mayıs döneminde uzun yıllık ortalamaların ve geçen yılın çok üzerinde yağış meydana geldiğini belirten Büyüktaş, bu durumun rekolteyi yükseltebileceğini vurguladı.
Antalya'ya mayısta düşen yağışların bitkisel üretime fayda için biraz geç kaldığını dile getiren Büyüktaş, "Ancak yağışlar barajların dolması açısından faydalı oldu. Tarımsal üretimde suyu daha çok haziran, temmuz ve ağustos aylarında kullanıyoruz. Bu dönemde kullanabilmek için kış yağışlarını depolayabilmemiz gerekiyor. Bu nedenle son yağışlar yaz aylarındaki üretimimizin sigortası olacak. En azından bu yaz su sıkıntısı beklemiyoruz" diye konuştu.
"Hububatta ciddi rekolte kaybı yaşanabilirdi"
Ülke genelinde ocak, şubat ve mart ayı yağışlarında ciddi düşüklük olduğunu hatırlatan Büyüktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yağışlardaki düşüş trendi devam etseydi tarım açısından özellikle hububatta ciddi rekolte kaybı yaşanırdı. Son yağışlar düşük seyretseydi hububatın deposu dediğimiz orta Anadolu'da hububatta minimum yüzde 40 rekolte düşüşü olurdu. Bu kayıp bölgemiz için de geçerli olurdu. Küresel iklim değişikliğiyle mevsimlerde kayma yaşanıyor, bu yağışları mart ve nisanda görmemiz gerekiyordu."
Büyüktaş, kuraklığın tarımsal faaliyetler üzerindeki etkisini azaltmak için mevcut kaynakların verimli kullanılması gerektiğini vurguladı.
Sulama yöntemleri ve bitki deseninin verimi artırmada önemli rol oynadığına dikkati çeken Büyüktaş, "Suya az ihtiyaç duyan bitki desenini, suyu daha iyi kullanabilen sulama yöntemlerini tercih etmeliyiz. Basınçlı sulama yöntemleri dediğimiz damla sulama, yağmurlama sulama, suyu doğrudan bitkinin ihtiyaç duyduğu yere iletilmesini sağlayan toprak altı damla sulama son yıllarda önem kazanıyor." ifadelerini kullandı.
Gerekli önlemler alınmalı
Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Merdun ise yılın en çok yağış alınan dönemlerinde Antalya'nın bazı bölgelerinde orta ve şiddetli kuraklık yaşandığını söyledi.
Merdun, bölgedeki kuraklığın devam etmemesi için önlem alınması gerektiğini kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bölgemizin geleceği risk altında, kuraklığı etkileyen tarım ve sanayi sektöründe acil önlemler alınmalı. Suyun tasarruflu kullanılması, tarımda gelişmiş teknolojilerin artırılması, yağmur suyu hasadı, yer altındaki ve üstündeki su dengesinin korunması, içme ve sulama kullanımında su kayıpların azaltılması ve atık suların arıtılması gibi unsurları iyi yönettiğimizde ihtiyaç duyulan suya istediğimiz zaman erişebiliriz."