Yargıtay, bir gencin, alışveriş merkezinde (AVM) kız arkadaşına laf atanlardan dayak yediği olayda alışveriş merkezi yönetiminin sorumlu olduğuna ve gence manevi tazminat ödemesi gerektiğini kararlaştırdı.
İstanbul'da bir alışveriş merkezinde kız arkadaşıyla gezen genç, mağazalardan birinde kız arkadaşına laf atanlarla tartıştı.
Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından dövülerek yaralanan M.T, olayda gerekli güvenlik önlemlerini almayan mağaza, AVM yönetimi ve güvenlik şirketi hakkında manevi tazminat talebiyle dava açtı.
Davalılar, olayda kendilerine husumet düşmeyeceğini savunarak davanın reddini istedi.
İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinde görülen dava, M.T'nin uğradığı haksız fiil karşısında güvenlik personeli ve davalı şirketlerin herhangi bir kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle reddedildi.
Yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozdu
Mağdur M.T'nin kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 13. Hukuk Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını davacı yararına bozdu.
Dairenin kararında, alışveriş merkezlerinin son yıllarda yaygınlaştığı, çok çeşitli sayıda, markada mal ve hizmet sunulan bu merkezlerde bulunan tüketicilerin mal ve can güvenliklerinin sağlanması bakımından her türlü önlemin alınmasının zorunlu olduğu vurgulandı.
Somut olayda, davacının alışveriş amacıyla bulunduğu mağazada kız arkadaşına laf atılması nedeniyle tanımadığı kişilerle tartışmaya başladığı ve 4 kişinin saldırısına uğrayarak dövülmek suretiyle yaralandığının Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasıyla sabit olduğu belirtildi.
"Hiçbir güvenlik engeliyle karşılaşmadılar"
Davacıyı mağaza içinde döverek yaralayan 4 kişiye olay sırasında müdahalede bulunulmadığı, zanlıların hiçbir güvenlik engeliyle karşılaşmadan alışveriş merkezinden çıkarak gittikleri aktarılan kararda, mağaza ve AVM içinde güvenlik kamerası bulunmadığı için M.T'yi yaralayanların kimliğini tespit etmenin de mümkün olmadığı kaydedildi.
Kararda, etkin bir güvenlik kamerası sistemi kurma ve çalışır halde tutmanın, merkezin büyüklüğü ve müşteri potansiyeline göre yeterli sayıda güvenlik görevlisi istihdam ederek hizmet verilmesini sağlamanın AVM yönetiminin sorumluluğunda olduğu bildirildi.
Mağaza çalışanları da kusurlu bulundu
Olayın meydana geldiği mağaza içinde de güvenlik kamerası bulunmadığına işaret edilen kararda, derhal iletişim kurularak güvenlik görevlilerinin zamanında olaya müdahalesini sağlamayan mağaza çalışanlarının da kusurlu oldukları belirtildi.
Kararda, "AVM güvenlik şirketinin ise hizmet verirken merkezin herhangi bir bölümünde meydana gelebilecek olaya en kısa sürede ulaşmasını sağlayacak tedbiri almak, AVM içinde sağlıklı ve etkin telsiz iletişim sistemi kurarak, güvenlik zafiyeti oluşmasını önlemek, AVM'lerin kapı güvenlikleriyle koordinasyonu sağlayarak faillerin merkezden çıkışlarını engellemek, meydana gelen olaylarda faillerin kimlik tespitlerini yaparak kolluk görevlilerine teslim etmekle yükümlü oldukları" ifade edildi.
Karar
Somut olayda bu önlemlerin hiçbirinin gereği gibi yerine getirilmediğinin anlaşıldığı vurgulanan kararda, şu ifadeler yer aldı:
"Davalıların AVM'ye gelen tüketicilerin can ve mallarının güven içinde olmalarını, tehlikelerden korunmalarını sağlamak için gerekli önlemleri almaması, sağladığı güven duygusunu boşa çıkarması, hukuka ve Medeni Kanun'un 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırıdır. Tüm bu değerlendirmelere göre davacının uğradığı haksız fiilin gerçekleşmesinde davalıların kusurlarının bulunduğu gözetilerek uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır."