Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 sanık hakkında hazırlanan çatı iddianamesinde, emniyetteki örgüt kadrolarının 2014'ten itibaren terör örgütü PKK'nın işini kolaylaştıran işlemler gerçekleştirdiğine dikkat çekilerek, 6-7 Ekim 2014 Kobani olayları sırasında öldürülen Yasin Börü'nün cesedine ve olay yerine müdahalede kasten ihmalkar davranıldığı ve olayların büyümesinin beklendiği belirtildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede FETÖ'nün diğer terör örgütleriyle ilişkisi somut örneklerle anlatıldı.
"PKK'ya karşı savaşı 'siyasi kaldıraç' olarak kullanmışlar"
İddianamede, FETÖ'nün 2007 ve sonrasında devlet içerisinde vazgeçilemez bir konum elde etmek amacıyla, PKK'ya karşı savaşı, devletin stratejik kurumlarına sızmak ve ele geçirmek için "siyasi kaldıraç" ve "zıplama tahtası" olarak kullandığı tespitine yer verildi.
FETÖ'nün, PKK’ye karşı mücadele görünümü altında, uzun yıllardan beri sızmak ve ele geçirmek istediği Türk Silahlı Kuvvetlerini, örgütün emri altına aldığı ifade edilen iddianamede, 17 Aralık 2013 sonrasında bu stratejisinden vazgeçen örgütün, PKK ve bunun uzantısı yapılanmaların en büyük savunucusu ve destekçisi olduğu kaydedildi.
Emniyetin içindeki FETÖ kadrolarının, 2014 yılından itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde PKK'nın işini kolaylaştıran işlemler gerçekleştirdiğine dikkat çekilen iddianamede, konuya ilişkin şu ifadelere yer verildi:
"Hakkari'de polis aracından yola torpil atılıp patlaması sağlanarak halkın olaylara karışması amaçlanmıştır. Barış sürecini bitirmek için Cizre'de olaylar başlamış, 2015 yılının Ocak ayının ikinci yarısında günlerce müdahale edilmeyip ölümlerin artması beklenerek örgüt için fayda sağlanmaya çalışılmıştır. Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014 Kobani olayları sırasında bir apartmandan dövülüp atılarak öldürülen Yasin Börü'nün cesedine ve olay yerine müdahalede emniyet kasten ihmalkar ve geç davranarak olayların büyümesini beklemiştir."
Karayılan'ın 15 Temmuz öncesi talimatı
PKK'nın sözde yöneticilerinden Murat Karayılan'ın 15 Temmuz'un hemen öncesinde "Darbe yapacağı için askere eylem yapılmaması, polis ve özel harekatçılara eylem yapılması" talimatını verdiği belirtilen iddianamede, 15 Temmuz’dan hemen sonraki bir hafta boyunca terör örgütünün, eylemlerini polise yönlendirdiğine dikkat çekildi.
İddianamede, darbe girişiminin başarısız olmasının hemen ertesinde ise Karayılan'dan gelen ikinci talimatla "eski talimatın uygulanması" sürecinin başladığı, bunun ardından Diyarbakır, Mardin, Van, Hakkari, Şırnak, Cizre, Yüksekova'nın yanı sıra Karadeniz Bölgesi, Elazığ ve Antalya’nın Kemer ilçesinde eylemlerin gerçekleştirildiğine işaret edildi.
Öte yandan iddianamedeki somut örnekler arasında, FETÖ mensubu bir hakimin serbest bıraktığı PKK üyesinin 1 Nisan 2016'da Silopi'de bir polisi şehit etmesi, bir canlı bombaya ait pusulayı taşırken yakalanan PKK'lı kuryenin FETÖ'nün ışık evinde barındığının ortaya çıkması, bir gizli tanığın ifadesinde Tokat'ta FETÖ'ye ait bir iş yerinde 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden önce Öcalan posteri ve PKK'ya ait amblemlerin basıldığını belirtmesi de yer aldı.