TUSAŞ Motor Sanayii'nin ürettiği 13 adet PD-170 motoru İHA platformlarında kullanılmak üzere yıl sonuna kadar teslim edeceği haberi, gözleri bir kez daha yerli ve milli hava unsurlarına çevirdi. PD-170, savunma çevrelerinde ‘insansız hava araçları ihtiyaçları doğrultusunda üstün teknik özelliklere sahip olan ve bu platformlarda kullanılabilecek üstün nitelikli milli bir turbodizel motor’ olarak tanımlanıyor.
Kısa süre sonra 13 motorun daha teslim edilmesi, Türkiye’nin İHA-SİHA açısından havadaki mevcut pozisyonunu nasıl etkileyecek, bu teslimat ne anlama geliyor ve daha da önemlisi PD-170’in ülkemiz için önemi ne? Bu soruların yanıtını Savunma Politikaları Uzmanı Arda Mevlütoğlu'ndan aldık.
Geliştirme safhası tamamlandı
PD-170’in, ANKA gibi operatif sınıf insansız hava araçlarında (İHA) kullanılmak üzere geliştirilen bir motor olduğu bilgisini paylaşan Mevlütoğlu, “Daha önce ANKA’da, yurt dışı menşeli bir motor kullanılmaktaydı. Bu teslimat ile birlikte PD-170’in artık geliştirme safhasını tamamladığı, bir ürün haline geldiğini söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Bu teslimatın hem İHA alanında hem de motor teknolojileri alanında ayrı ayrı önem taşıdığına dikkat çeken Mevlütoğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye böylelikle bu sınıftaki İHA’ları meydana getiren en önemli bileşenlerden biri olan motor konusunda bağımsızlık kazanmış oldu. Öte yandan PD-170 ile elde edilecek deneyim ile motor Ar-Ge alanında yetkinliğimiz artacak.”
Havadaki ANKA sayısı artabilir
Arda Mevlütoğlu, “Bu teslimatın kısa vadedeki yansıması ne olur?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Faal durumdaki ANKA’ların sayısının artmasını bekleyebiliriz. Zira motorun üretiminden bakım–onarımına kadar tüm süreçlerinde bir bağımsızlık elde edileceği için, kritik bir alanda dışa bağımlılık azalacak. Dışa bağımlılığın azalması, uçuşa hazırlık oranında artışı da beraberinde getirecektir.”
Psikolojik bariyer aşıldı
PD-170’in motor gibi kritik bir alanda yurt dışı bağımlılığının kırılması bakımından sembol bir proje olduğunu söyleyen Mevlütoğlu, “Türkiye PD-170 ile ilk kez ANKA gibi kompleks ve gelişmiş bir hava aracının motorunu kendi imkanları ile geliştirip üretmeyi ve hizmete almayı başardı. Bu, önemli bir psikolojik bariyerin aşılması anlamına geliyor. Nitekim TS-1400 turboşaft motor projesi ile de bir sonraki aşama kat edilmiş olacak” dedi.