İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Belediyeler Birliği Meclis Toplantısı'na katıldı. Toplantı öncesinde konuşan Soylu, göç konusuna değinerek geri dönüşlerde ciddi adımlar atıldığını belirtti.
İstanbul'da ve Türkiye'nin birçok yerinde çalışma başlattıklarını aktaran Soylu, şunları söyledi:
"İstanbul'a doğru yüklü bir akım söz konusu oldu. Yılbaşından itibaren buna ait bir tedbir almaya başladık. İstanbul'dan yılbaşından itibaren 85 bin kaçak göçmeni yakalayarak geri gönderme merkezlerimize veya ülkelerine sevk ettik. 12 Temmuz'da İstanbul'da başladığımız adımda şu ana kadar 60 bin Suriyeli kayıtlı olduğu illere doğru gidiyor. Eğer bu balansı sağlayamazsak Allah muhafaza bazen birileri tarafından kışkırtılan hadiselerin ve birtakım gerginliklerin önüne geçmekte zorlanacağımızı burada ifade edeyim."
Barış Pınarı Harekatı ile Güvenli Bölge tesis edildiğinde geri dönüşlerin hızlanacağını belirten Soylu, bölgesinde göçmen sayısı fazla olan belediyelerin, bu konuda kabiliyet geliştirmesi ve bilgi sahibi olmasının sürece katkı sağlayacağını ifade etti.
Soylu, belediyeciliğin tarihsel gelişimine değinerek bu konuda doğu medeniyetinin, batı medeniyetinden önde olduğunu söyledi.
Belediye başkanlarının başarısının, devletin gücü ve başarısı üzerinde doğrudan etkisi olduğunu belirten Soylu, "Eğer belediyecilik yeteri kadar güçlü ve verimli olmazsa insanlara hizmet, refah ve huzur üretme noktasında yetersiz kalırsa, ülkemizin, Türkiye'mizin topallayacağı aşikardır. Türkiye, bugün terörle mücadelede önemli bir başarı ve ivme kazanmış durumdadır. Bu başarıda, Doğu ve Güneydoğu'daki belediyelerin hizmet üretir hale gelmesinin payı çok büyüktür." diye konuştu.
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nda 2014'te yapılan değişikliklerin, Türkiye'nin tarihindeki en önemli reform olduğunu vurgulayan Soylu, söz konusunda kanunda gerçekleştirilebilecek yeniliklere ilişkin de yoğun çalışma yürüttüklerini anlattı.
E-Belediye Projesi
Bakan Soylu, e-Belediye projesinin, Türkiye'nin en önemli projelerinden olduğunu ancak Bakanlık olarak bu projenin yürütücüsü konumunda bulunmayacağını ifade etti.
Belli bir aşamaya getirdikleri projenin yüzde 90-95'ini Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredeceklerine değinen Soylu, Bakan Murat Kurum ile yaptıkları istişare sonucu bu yolu birlikte almaya karar verdiklerini söyledi.
Soylu, e-Belediye sistemiyle belediyelerin verdikleri hizmetler için yaptıkları birçok ödemenin ortadan kalkacağını vurguladı.
E-Belediye projesinin yerli ve milli bir yazılım olduğunun altını çizen Soylu, pasaport alırken verilen parmak izlerini, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün sistemindeki parmak izleriyle bir araya getirmek istediklerinde ilgili firmanın buna izin vermemesiyle bu sisteme olan ihtiyacı bir kez daha gördüklerini bildirdi.
Sistemin, Türkiye Belediyeler Birliği sistemiyle entegre edileceğini ifade eden Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sistemin, Elektronik Belge Yönetim Sistemi'ni hali hazırda 9 büyükşehir, 15 il, 160 ilçe, 36 belde, 5 su ve kanalizasyon idaresi genel müdürlüğü olmak üzere toplam 225 kurum kullanmaktadır. Keza 587 belediye, personel hizmet alım modülünü, 824 belediye de sosyal yardım modülünü kullanmaktadır. 2019 yılı sonunda tüm modüllerin tamamlanmasıyla hedefimiz, 600 belediyenin sisteme dahil olmasıdır. 2020 yılı sonuna kadar da tüm belediyelerimizin sisteme dahil olmasını planlıyoruz. Toplam 2 milyar liranın üzerinde bir tasarruf sağlanacak."
"Bu yıl 345 bin kaçak göçmen yakaladık"
Türkiye'nin terör, göç ve uyuşturucuyla aynı anda mücadele ettiğine dikkati çeken Soylu, uyuşturucu ve göçün, yerel yönetimlerle doğrudan temas halinde olduğunu dile getirdi.
Göçle mücadele çalışmalarına değinen Soylu, göç meselesinde kaçak göçü önlemek, gönüllü geri dönüşler ve uyum başlıklarını takip ettiklerinin altını çizdi.
Bu yıl yakalanan kaçak göçmen sayısının 345 bine ulaştığını aktaran Soylu, "Irak'ın kuzeyi de dahil olmak üzere oradan başlayan Akdeniz'e kadar varan hatta bir terör devletini gözümüz açıkken bize kabul ettirebilmeleri mümkün değildir." dedi.
Batı'nın, Barış Pınarı Harekatı ile Türkiye'nin bölgede demografik yapıyı değiştireceğini iddia ettiğini hatırlatan Soylu, "Allah'tan korkun. Biz Afrin'de, Cerablus'ta, Azez'de, Mare'de, El Bab'da demografi mi değiştirdik? Türklerdi, Kürtlerdi, Araplardı, Müslümanlardı, Hristiyanlardı... Az bir sayı da olsa o bölgede bizim eminliğimiz ve güvenliğimiz altında hem döndüler hem hayatlarına devam ediyorlar." diye konuştu.
Soylu, pek çok Suriyeli ailenin, oluşturulan güvenli bölgeyle ilgili doğru bilgi edinemediğinden istese de ülkesine dönemediğine dikkati çekerek bununla ilgili kaymakamlıklarda danışma kurulları, valiliklerde de yönetim merkezleri oluşturduklarını anlattı.
"İstanbul'da 4 bin 500 tabelanın bin 500'ü değişti"
Arapça tabelaları belli bir nizama getirmek istediği için kendisinin "din düşmanı" ilan edildiğini vurgulayan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Geçen gün bir ilimizde olay oldu. 200'ün üzerinde Suriyelilere ait dükkanı harap etmek istediler. Nereden buldular bu dükkanları? Tabelalarından buldular. Emniyet güçlerimiz engelledi. O şehirde yaşayan bir çocuk, kızı taciz etmiş. Bu Suriyeli demişler, seviyoruz ya böyle şeyi. Sonra tespit ettik, Ankara'da cezaevindeymiş. 2-3 gün izin alıp gelmiş, o haltı yemiş. Sonra orada birileri, meseleyi Suriyelilere yıkmak istemiş. Devlet olarak ve yerel yöneticiler olarak bu tedbirleri almak zorundayız. Şu anda İstanbul'da 4 bin 500 tabelanın bin 500'ü değişti. Vali Bey, 10 Kasım'a kadar diğerlerinin değişeceğini de söyledi. Belediyelerle iş birliği içerisinde güzel bir şekilde bu adımlar atılıyor. TSE'nin bir standardı var yüzde 75'i Türkçe, yüzde 25'i Arapça şeklinde."
Süleyman Soylu, Türkiye'nin 2011'de geri gönderme merkezlerinin bin 500 kapasiteli olduğunu belirterek şu anki kapasitenin 21 bin olduğunu ve bunun Avrupa'daki ülkelerin toplam sayısına denk geldiğini söyledi.
Belediye başkanlarına göçmenler konusunda bazı uyarılarda bulunan Soylu, olumlu işlerin önünün olumsuzlukların önlenmesiyle açılacağını bildirdi.
"Göçün biteceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz"
İçişleri Bakanı Soylu, "Bunun (göç) biteceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yıl sonu itibarıyla yakalayacağımız 400 bin göçmenin 200 bini Afgan. Şu anda Afgan kaçak göçmen yakalamasında 150 bine geldik. Bunun üçte birinden fazlasını gönderdik. Şu ana kadar 10 bine yakın Pakistanlı kardeşimize de memleketlerine gönderdik. Yakaladığımız bunun dört katı." ifadelerini kullandı.
Suriyelilerin karıştığı suç oranlarının, ortalama bir vatandaşın suç oranının yarısı kadar olduğuna işaret eden Soylu, adli olarak büyük bir sorunla karşı karşıya olunmadığını ancak algı açısından provokasyonlara maruz kalındığını aktardı.
Uyuşturucudan kaynaklı ölümler
Uyuşturucuyla mücadele çalışmalarına değinen Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
"2016'da uyuşturucuya bağlı ölümler, tam da sentetik uyuşturucuların arttığı zaman pik yaptı, 550'den 920'ye çıktı. Ben korktum ve titredim, açık söyleyeyim. Bir sonraki yıl 941'e çıktı, hızlıca tedbir alıp sahayı baskılamamız sayesinde 2018'i 657 ile kapattık. Eylül ayları itibarıyla geçen yıl 205, bu yıl 140. Yani aşağıya doğru bir trend içerisindeyiz. Size bu konuda söyleyeceğim parklardaki ışıklandırmalar, kameralar... Birbirine entegre kamera olmasına gerek yok elimizden geldiğince inanın yol yapmaktan daha kıymetlidir. Normal kamera olsun, kameralar, ışıklar caydırıcıdır. Bunu yapmak zorundayız."
"Benim bir tek kırmızı çizgim var o da terör"
Afetle mücadele konusunda yapılması gerekenlere ilişkin Soylu, kentsel dönüşüm meselesinin Türkiye için tedbir anlamına geldiğini dile getirdi.
İletişimin artmasıyla hizmet kalitesinin arttığını ve problemlerin azaldığını bildiren Soylu, belediye başkanlarına "İçişleri Bakanlığı kapısı size 24 saat açıktır. Hiç siyasi partisine falan bakmam. Benim bir tek kırmızı çizgim var o da terör. Terörün dışında kim varsa emrine amadeyiz." diye seslendi.
Bakan Soylu, trafik kazalarında yaya ölümlerinin bir yılda yüzde 34 azaldığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA