Terör soruşturması kapsamında tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında hazırlanan iddianamede, terör örgütü PKK'nın sözde yöneticilerinin talimatları ve yapılan açıklamalarının ardından Sur, Bağlar, Silvan, Bismil, Lice, Dicle, Hazro ilçelerinde terör saldırılarında artış meydana geldiği belirtildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yüksekdağ hakkında 4 ayrı suçtan 30 yıldan 83 yıla kadar hapis cezası istemiyle 92 sayfa olarak hazırlanan iddianame 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Yüksekdağ'ın eylemlerine geniş yer verilen iddianamede, sanığın değişik tarihlerdeki konuşmalarıyla örgütün propagandasını yaptığı kaydedildi.
İddianamede, PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet siteleri ve yayın organlarından yapılan çağrılar, PKK/KCK terör örgütünün sözde yöneticilerinin verdiği talimatlar doğrultusunda Yüksekdağ'ın da katıldığı birçok toplantıda sözde "öz yönetimi" desteklediği aktarıldı.
Sözde "öz yönetim" ilanının ardından terör saldırısı arttı
İddianamede, sözde "öz yönetim" ilanına sahip çıkılması ve destekleyici mahiyette açıklamaların ardından Sur, Bağlar, Silvan, Bismil, Lice, Dicle, Hazro ilçelerinde güvenlik güçlerine, kamu kurum ve kuruluşlarına, vatandaşların ev, iş yeri ve araçlarına yönelik, el yapımı bombalı, molotoflu, havai fişekli, uzun namlulu silahlı, roketatarlı saldırılarda ciddi oranda artışların meydana geldiği vurgulandı.
Demokratik "özerklik" talebinin demokratik hakların geliştirilmesine yönelik politik taleplerden ibaret olmadığı belirtilen iddianamede, talebin sahibinin bölgede yaşayan vatandaşların ya da bölgede siyaset yapan partiler değil, aksine terör örgütünün bizzat kendisi olduğu ifade edildi.
"Sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye ve PYD'ye yaslıyoruz" sözleri
İddianamede, bir TV programına katılan Yüksekdağ'ın Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki bir programda, "Sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye ve PYD'ye yaslıyoruz" sözlerinin hatırlatıldığı iddianamede, Yüksekdağ'ın sözlerinin arkasında olduğuna yer verildi.
Bir siyasi partinin eş genel başkanı ve milletvekili olan şüphelinin siyasi faaliyet görünümü altında gerçekleştirdiği eylemlerinin salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyeceği belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Türkiye Cumhuriyeti devletini 'işgalci' olarak nitelendirmiştir"
"Yüksekdağ, DTK'nin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında, yaptığı konuşmalarda kazılan çukurların kapatılması, barikatların kaldırılması, bombalı/mayınlı tuzaklamaların imha edilerek sokakların ve mahallelerin güvenli hale getirilmesi yönünde operasyonel çalışma yapan güvenlik güçlerini ve Türkiye Cumhuriyeti devletini 'işgalci' olarak nitelendirmiştir. Saldırıları gerçekleştiren terör örgütü mensuplarının taleplerinin kendi talepleri olduğunu ve onların sözcüleri olduklarını beyan ederek halkı direnişe çağırmaları yönündeki eylemlerinin halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu oluşturduğu anlaşılmıştır."
Son dönemde Sur ve Cizre ilçelerinde teröristlerce çukur kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırılarını Yüksekdağ'ın yaptığı açıklamalar ile sahiplendiği ifade edilen iddianamede, Yüksekdağ'ın bu saldırıları "direniş/mücadele" saldırılara yönelik gerçekleştirilen operasyonların "toplu katliam ve abluka" olarak, etkisiz hale getirilen teröristleri "şehit" olarak nitelendirdiğine dikkat çekildi.
İddianamede şunlar kaydedildi:
"Yüksekdağ, bölücü terör örgütüne açıkça destek verdiği, güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili olumsuz bir algı da oluşturulmaya çalışmıştır. Şüpheli silahlı örgüt mensuplarının masum göstererek, bölücü terör örgütünün çıkarları doğrultusunda ülkemizin bölünmez bütünlüğü aleyhine açıklamalar yapmıştır. KCK çatı örgütlenmesinin, Türkiye'de örgüte müzahir sivil toplum kuruluşu görünümlü yapılanmaları, tek çatı altında toplama amacını güden oluşumu, böylelikle KCK örgütlenmesine ve terörist başı Abdullah Öcalan'a bağlılığın gösterildiği anlaşılmıştır."
İstenilen ceza
İddianamede, Yüksekdağ'ın üzerine atılı olan "terör örgütü yöneticiliği", "toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet", "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik", "suç işlemeye tahrik" suçlarından 30 yıldan 83 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. AA