Rusya’da yaşayan 80 yaşındaki Vladislav Bolkunov’a iki yıl önce cilt kanseri teşhisi kondu. Ülkesinde iki kez ameliyat olan hastanın kanseri tekrarladı.
Farklı ülkelerden birçok merkeze tedavi için başvuran Bolkunov’a Türkiye’deki doktorlar olumlu döndü ve ameliyat için İstanbul’a geldi.
Tümör, 10 saatlik operasyonla alındı
İki yumruk büyüklüğündeki sol gözünü tamamen kaplamış, kemiklere, tükürük bezine ve boynuna yayılmış olan tümör, farklı alanlardan 3 doktorun girdiği ve 10 saat süren operasyonla başarılı bir şekilde alındı.
Sol gözü de dahil olmak üzere tümörün çıkarıldığı bölge kendi dokuları ile kapatıldı. Ülkesindeki hekimlerin ‘15 gün yaşamaz’ dediği Bolkunov, bir gün yoğun bakımda kaldıktan sonra normal odaya alındı. Şu anda yürüyüp, konuşan ve yemek yiyebilen hasta Türk doktorlarına teşekkür etti.
Ağrılarının hafiflediğini söyleyen Bolkunov, ülkesinde müze müdürü olarak görev yaptığını ve iyileşince işine geri dönmek istediğini dile getirdi. Doktorlara minnettar olduğunu aktaran Bolkunov, taburcu olmayı dört gözle beklediğini ifade etti.
“Ameliyattan çıkabilir miyim? korkusu vardı"
Hastaya uygulanan operasyonu ve son durumunu anlatan Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Uzmanı Prof. Dr. Yakup Çil, şöyle konuştu:
“İleri evrede olan kanser 80 yaşındaki hastanın sol yüz bölgesindeki organların büyük bir kısmına yayılmıştı. Hasta daha önce yurt dışında aynı nedenle 2 kez ameliyat olmuş. Ancak kanser nüks etmiş ve yayılmış. Üçüncü operasyon için başvurulan ülkeler arasında biz de vardık. Değerlendirmelerimiz sırasında ameliyat için ciddi bir planlama yapılması gerektiğine karar verdik. Hastanın yaşı ilerlediği için operasyon başarılı sonuçlansın diye gerekli tüm tedbirleri aldık. Ameliyat 10 saat sürdü ve başarılı geçti. Ameliyattan sonra tedbir amaçlı hastayı yoğun bakıma aldık, şu anda normal odaya geçti. Şimdi yemeğini yiyor, hareket ediyor, yürüyor. Ciddi bir operasyon olduğu için hastayı takip edip tedavisine devam edeceğiz. Tümör 2 yumruk büyüklüğüne ulaşmış durumdaydı. Bize geldiğinde hastanın en büyük korkusu ameliyattan çıkıp çıkamayacağı yönündeydi. Bu süreçte hızlı müdahale etmeseydik, 15-20 gün içerisinde hastayı kaybedebilirdik. Çünkü kanser hızlı bir şekilde ilerliyordu. Belki 10 gün daha beklesek tümörü alamayacaktık. Sol taraftaki göz ve kemik bölgesini çıkardığımız için oraya flep dediğimiz kendi damarlarından oluşan dokular getirdik. Hastayı bu hafta içerisinde taburcu ederiz ama takip edeceğiz” dedi.
“Tümörü hızlıca almasaydık beyne ulaşabilirdi"
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Harun Küçük de “İleri evre yanak ve göz altından başlayan tümör yüz kemiklerine yayılmış. Oradan ilerleyerek göz çukuru içerisine girmiş ve sol yanaktaki tükürük bezine kadar gelmiş. Tükürük bezinin içerisinde ilerledikten sonra çene üstü kemiğinin üzerine doğru yayılmış ve boynun alt tarafında lenf nodlarına kadar gelmişti. Tümör yayılım sırasında yüz sinirini tutmuş, kemikleri, gözü invaze etmişti. Hızlıca içeriye doğru ilerliyordu. Sinüslerin içerisi boş olduğu için tümör orada bir dirençle karşılaşmıyor ve agresif olarak derin yapılara doğru ilerliyordu. Eğer tümörü hızlıca almasaydık, göz çukuru ve sinüslerin içerisinden beyne ulaşabilirdi. O zaman hastayı ameliyata da alamazdık. Atardamarları da tutabilirdi yine tümörü almamız imkânsız hale gelirdi” diye konuştu.
“Talep doğrultusunda protez göz yerleştirebiliriz"
Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Şimşek ise şunları söyledi:
“Tümör göz çukuruna, yumuşak dokuya yayılmıştı. Göz küresi beyne komşudur, oraya atlaması muhtemeldi. Multidisipliner bir yaklaşımla göz içi dokularını tamamen temizledik. İyileşme tamamlanınca kozmetik açıdan görsel olsun diye protez göz yerleştirebiliriz, bu yönde planlama yapıyoruz. Gözü almasaydık olmazdı çünkü tümör göz kaslarına yayılmıştı. Yaşaması için tek şansı buydu. Birinci amacımız hastayı yaşatmaktır. Ameliyat öncesinde sol gözüyle çok az bir şekilde görüyordu. Operasyon yapılmasaydı zaten günler içerisinde o görme yetisi kaybolacaktı."
13ºC
Ankara
