Antalya Belek sahilleri her yıl yaklaşık 2 bin 500 caretta caretta ve 10 Celonia Mydas türü deniz kaplumbağasına ev sahipliği yapıyor.
110 milyon yıldır süren yaşam mücadelesi
Belek’te, bilinenin aksine sadece turistik tesisler ve golf sahaları yok. Burası, Türkiye’nin en büyük caretta caretta yuvalama alanı. Hatta tüm Akdeniz’deki yuvalama alanları içerisinde ikinci sırada.
Caretta carettalar, bilinen adıyla deniz kaplumbağaları 110 milyon yıldır yaşam mücadelesi veriyor. Neslini devam ettirme yöntemleri ise oldukça etkileyici.
Karanlığın tehlikeleri örttüğü saatlerde yumurtadan çıktığı sahile geliyor. Bulduğu en güvenli alanda kazdığı yuvaya yumurtalarını bırakıyor.
Kumun sıcaklığı yavruların cinsini belirliyor
60 kilogram ağırlığındaki dev cüssesi, pinpon topuna benzeyen yumurtalarını ezebilecek güce sahip ama anne kaplumbağanın buna bir çözümü var. Açtığı çukurun üstünü dar, altını geniş kazıyor.
Deniz kaplumbağalarının gözleri nemli. Bunun sebebi kara ortamında gözlerinin kurumasını önlemek ve onları kumdan korumak.
Kaplumbağalar, yılda en az 3 kere aynı sahile çıkıp her seferinde 40-80 arası yumurta bırakıyor.
Yavruların cinsini kumun sıcaklığı belirliyor. Ortalama 29 derecenin altında olan yuvalardan ağırlıklı olarak erkekler, bunun üstündeki sıcaklıklarda yuvalardan ise dişiler çıkıyor.
Gündüz büyük tehdit
Yumurtlamayı tamamlayan anne, yuvayı özenle kapatıyor ve yırtıcıların tahrip etmesini önlemek için yine aynı özenle kamufle ediyor. Yavrular, artık kumların sadece 50 cm altında 1,5 - 2 ay boyunca doğaya emanet.
Annenin sudan çıkıp yuvayı hazırlaması ve yumurtaları bırakması yarım saatten fazla sürüyor. Kavurucu güneş ışığı ve etrafta dolaşan yırtıcı hayvanlar yumurtaları gündüz rahat bırakmayacağı için bu işlemi gece yapıyor.
Sonrasında anne kaplumbağa geride bir daha karşılaşmayacağı, karşılaşsa bile tanımayacağı yavrularını bırakarak kendi yuvasına, denize dönüyor.
Yaklaşık bir buçuk ay sonra kumun üzerinde küçük kıpırtılar kendini gösteriyor. Yavru kaplumbağalar kabuklarını kırıp dünyaya gözlerini açmaya başlıyor. Onlar da tıpkı anneleri gibi gecenin karanlığını tercih ediyor. Ancak tüm yavrular bu kadar şanslı değil. Yuvadan çıkmakta geciken ya da kumun altında yolunu kaybedenler günün ilk ışıklarına yakalanıyor.
Gün ışığı onlar için büyük tehlike. Denizin sesi onları güvenli bölgeye çağıran anne sesi adeta. Güneşin kavurucu ışıklarını, kumun kurutan sıcağını ve avcıları atlatabilen yavruların annesi deniz oluyor.
Tüm tehlikelere rağmen nesillerinin devamını sağlıyorlar
Yavruların yaşama şansı çok az. Her yıl bırakılan yumurtaların sadece binde 3’ü erişkinliğe ulaşabiliyor. Bazıları daha yumurtadayken yırtıcılara yem oluyor.
Minik deniz kaplumbağaları için suyun altında da tehlike var: Bu kez sudaki yırtıcılarla baş etmek zorundalar. Denizle buluşan yavrular 24 saat boyunca dalgalara dikey durmadan yüzüyor. Yüzme çılgınlığı denilen bu davranışlarının sebebi, avcılarının yoğun olduğu kıyı bölgesinden hızlıca uzaklaşıp sığınabilecekleri alanlara ulaşmak.
Erkek yavrular sahile bir daha hiç çıkmıyor. Dişiler ise, anne olma olgunluğuna eriştikten sonra doğdukları bu kumsallara defalarca geliyor ve tüm tehlikelere rağmen neslinin devamını sağlamaya çalışıyor.
Kaynak: TRT Haber