Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Neşet Ertaş Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencisi 19 yaşındaki Ömer Faruk Arın, üç sene önce kurduğu atölyede bağlama üretiyor.
Bağlama üretimine başlamadan önce bu işi yapan ustaların bilgisinden ve Milli Eğitim Bakanlığının bağlama üretimi ile ilgili yayınlarından faydalanan Arın, üç yıl önce yeterli bilgi birikimine sahip olduğuna inanınca ilk bağlamasını yaptı.
Evinin bodrum katındaki atölyesinde bağlama üretimine devam eden Arın, sanatın doğadan beslendiğini, enstrüman üretimi yaparken tabiata zarar vermediğini söyledi.
Bağlama yapmayı ilk düşündüğünde teknik malzeme konusunda sıkıntı yaşadığını belirten Arın, atölyesinde kullandığı malzemelerin bir kısmını kendisinin yaptığını, bir kısmını ise eskicilerden topladığından bahsetti.
Ağaçlara zarar vermek istemedi
Bağlama yapmak için ağaca ihtiyacı olduğunu söyleyen Arın şöyle konuştu:
"Bahçede bir sürü ağaç vardı ama ben bir şey üretmek için dahi olsa onlara zarar vermek istemedim. Çevrede bulduğum kütükleri değerlendirmek için bir kenara ayırdım. Önce kurumasını bekledim. Bu 3 seneyi kapsayan uzun bir süreçti."
Arın, sadece bağlamanın telini hazır olarak kullandığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Kütüğü, testere yardımıyla uygun ölçülerde bağlama tekne formu vererek kesiyorum. Kabataslak dışının oymasını bitirdikten sonra iç oymasına geçiyorum. İç oyması bitince dış kısmının son dokunuşlarını yapıyorum. Sapını, kapağını takıyorum. Tesviyesini yaptıktan sonra cilasını atıyorum. Perdelerini belirleyip tellerini bağladıktan sonra ise bağlama kullanıma hazır hale geliyor. Perdelerini misinadan bağlıyorum. Misinalar renkli satılmıyor. Koyu bir renk elde etmek için kumaş boyası ile boyuyorum."
"Emek gerektiren bir iş"
Bağlama üretiminin sabır ve emek gerektiren bir iş olduğunu belirten Ömer Faruk Arın, bağlama teknesini el aletleriyle 32 günde oyduğunu anlatarak, "Torna tezgahında seri üretimle yapılmış bağlamam da var ama kendi yaptığım bağlamayı çalarken daha çok keyif alıyorum" dedi.
Aşık Said, Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş gibi pek çok değere sahip olan Kırşehir'in, "ozanlar diyarı" olarak anıldığına vurgu yapan Arın, müzikle harmanlanan kentte enstrüman üretiminin yetersiz olduğunu savundu.
Kaynak: AA