1939-1945 arasında yaşanan 2. Dünya Savaşı, yıllarca silinmeyecek acı izler bıraktı.
Yaklaşık 65 milyon insanın hayatını kaybettiği savaş, Almanya’nın Polonya’yı işgali ile başlarken, yaşananlar çok kısa yayılarak bütün dünyayı sarstı.
Henüz 1. Dünya Savaşı’nın etkilerini tam anlamıyla atlatamayan Türkiye’de ise belirsizlik havası hâkimdi.
Türkiye o dönemde, Almanya, Sovyetler Birliği, İngiltere gibi ülkelerin yoğun baskısına rağmen tarafsız kalmayı tercih etti.
Savaşın başlamasıyla birlikte Almanya’nın önlenemez ilerleyişi, Türkiye’nin de gözünü korkutmuştu.
Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Balkanlardan gelebilecek bir istilayı önlemek için İstanbul Büyükçekmece’den Karadeniz kıyılarına kadar uzanan yaklaşık 200 km uzunluğunda “Çakmak Hattı” adı verilen bir savunma hattı inşa edilmesini kararlaştırdı.
Çakmak Hattı projesi 2. Dünya Savaşı henüz başlamadan İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak tarafından Mustafa Kemal Atatürk’e teklif edildi.
Mustafa Kemal Atatürk ise savaşın toprak üzerinde kazanılacağı düşüncesini öne sürerek bu teklifi reddetti.
Atatürk’ün vefatının ardından savaşın da başlamasıyla Çakmak Hattı inşası yeniden gündeme geldi.
İnşası tamamlanamadı
Günün şartları da göz önünde bulundurularak koruganların yapımına başlansa da yüklü miktarda çimento ve çelik gerektiren bu yapıların inşası kaynak yetersizliğinden tamamlanamadı.
Sadece bir bölümünün inşası tamamlanan Çakmak Hattı koruganlarını bugün görebilmek hala mümkün.
Çatalca, Büyükçekmece, Karadeniz hattı boyunca yer yer karşımıza çıkan bu yapılar hava ve tank saldırılarına karşı dirençli olarak tasarlanmış.
Silah ve mühimmat aktarımı için birbirlerine tünellerle bağlı olan koruganlarda su kuyuları ile birlikte olası saldırıları püskürtmek için top ve makineli tüfek mazgalları da bulunuyor.
İstanbul’da özellikle Büyükçekmece Gölü kenarlarında yaygın olarak görülen Çakmak Hattı koruganlarının sayıları Çatalca bölgesinde hatırı sayılır miktarda fazlalaşıyor.
“Müze olarak düzenlenebilir”
Bahçeşehir Üniversitesi İnkılap Tarihi Öğretim Üyesi Dr. Nuri Yazıcı koruganların Avrupa’daki örneklerinin müze olarak yaşatıldığını söylüyor.
Çakmak Hattı’nın şu anki görüntüsünden kurtulması gerektiğinin altını çizen Yazıcı, Türkiye’nin koruganlarının da müze olarak düzenlenerek gelecek nesillere aktarılması gerektiğini düşünüyor.
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu