Gözleri ve yüzünde aniden ortaya çıkan şişlik sonrası kaldırıldığı hastanede 'nefrotik sendrom' teşhisi konulan 2 yaşındaki Gözde Usat, 7 ay boyunca diyaliz tedavisi gördü.
Kalp fonksiyonları günden güne azalan ve nefes darlığı yaşayan küçük Gözde’nin yaşadığı sıkıntılara dayanamayan anneanne Fatma Karşıdağ, torunu için ameliyat masasına yattı.
Gözde, 59 yaşındaki anneannesinden alınan kendi böbreğinin 4 katı büyüklüğündeki organla yeniden doğdu.
Nevşehir Kapadokya’da yaşayan Esma ve Ömer Usat çiftinin ikinci çocukları Gözde Usat, 14 aylıkken gözleri ve yüzünde ortaya çıkan şişlik sonrası hastaneye kaldırıldı.
İlk etapta doktorların alerji teşhisi koyduğu küçük kızın şişlikleri devam edince aile bu kez soluğu Kayseri’de bir hastanede aldı. Yapılan tetkikler sonrası Gözde’ye 'nefrotik sendrom' teşhisi konuldu.
Küçük Gözde’ye 7 ay boyunca ev ortamında periton diyalizi tedavisi uygulandı. Tedaviden olumlu sonuç alınamadı ve küçük kızda böbrek rahatsızlığının yanı sıra kalp yetmezliği de başladı.
Gözde'nin yaşadığı sıkıntılara dayanamayan anneanne Fatma Karşıdağ, torununa böbreğini bağışlamak istediğini söyledi. Yapılan tahlillerde anneanne ve torunun uyumlu olması sonucu Karşıdağ, Gözde için İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir’de ameliyat masasına yattı. Anneanneden alınan 4 katı büyüklüğündeki böbrek, Gözde’nin küçücük bedenine şifa oldu.
Oyun oynayacağı zamanları diyalizde geçirdi
Yaşadıkları sıkıntılı dönemi anlatan anne Esma Usat, "Bizim için çok zorlu bir süreçti. Gözde çok huzursuz oluyordu. Oyun oynayamıyor, ablasıyla vakit geçiremiyordu. Sürekli yatakta diyaliz tedavisinin bitmesini bekliyordu. Ablasıyla oyun kuruyorlardı tam oynayacakları zaman ‘diyaliz saati geldi’ diyerek Gözde’yi alıyordum. Annem de Gözde’nin yaşadığı sıkıntıları gözlemliyordu. Bu duruma çok üzüldü. ‘Ben böbreğimi vereceğim’ dedi. Onun sayesinde tedavi için İstanbul’a geldik. Gözde anneannesi sayesinde ikinci kez hayata bağlandı. Şu an durumu çok iyi. Çok mutlu ve sağlıklı. Diğer yaşıtları gibi hayatına devam edecek. Anneme de bizi buralarda yalnız bırakmadığı ve organını bağışladığı için çok teşekkür ediyoruz" dedi.
Kalbi foksiyonları yüzde 100 düzeldi
Operasyonu gerçekleştiren İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, küçük kızın kendi böbreğinin 4 katı büyüklüğünde bir organla nasıl yaşama tutunduğunu şöyle anlattı:
"Kronik böbrek hastalığının nedeni birçok hastamızda farklı olabiliyor. Gözde, ‘nefrotik sendrom’ adı verilen bir böbrek rahatsızlığına yakalandı. Diyaliz tedavisi devam ederken kalbinin pompalama fonksiyonları düştü. Bize getirildiğinde uzmanlarımız Gözde’nin bu şekilde ameliyata giremeyeceğini belirtti. İlaç ve diyaliz yöntemleriyle bunu düzeltmeye çalıştık. Bu işin tek tedavisi nakil olduğundan ailesinden anneannesi böbreğini bağışlamaya karar verdi. Anneanne ‘torunum için hazırım’ dedi. Gözde 10 kiloyla ameliyata girdi. Anneannenin böbreği Gözde’nin karnına yerleştirildi ve diyalizden o anda kurtuldu. Kreatin düzeyi aynı günün akşamında düzeldi. Kalbin pompalama fonksiyonlarında ertesi gün yüzde 100’lük bir düzelme gördük. Organ nakli gerçekten bir mucize. Konu çocuk olunca durum daha da hassaslaşıyor. Sonuçta küçücük bir organ söz konusu. Gözde’nin yaşadığı tüm olumsuzlukları 2 saatlik bir operasyon ile ortadan kaldırdık. Gözde bu anlamda güzel ve anlamlı bir örnek oldu."
Nakillerin yüzde 15'ini pediatrik nakiller oluşturuyor
Günümüz teknolojileriyle birlikte küçük yaştaki çocuklara kolaylıkla nakil yapılabildiğini söyleyen Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, "10-15 yıl öncesine kadar böyle küçük çocuklara organların takılmasıyla ilgili teknik birtakım endişeler vardı. Ama günümüz tıp uygulamaları bunu ortadan kaldırdı. Bırakın 10 kiloyu artık 5 kiloluk bir çocuğumuza bile yetişkin organını takabilecek teknik donanıma sahibiz. Bir çocukta eğer kronik böbrek yetmezliği gelişmişse, çocuğun aşı takvimi de uygunsa, kilosu 5-6 kilogram civarına geldiyse nakli geciktirmemek gerekir. Gerçekten 250 gramlık organ parçası, mucizevi bir dokunuşa neden oluyor. Çocuklar hasta olmasın ama olduklarında ve hayatta kalmaları için tek seçenek haline geldiğinde bunun en güncel tedavisi olan organ naklini tavsiye ediyorum. Türkiye’de genel duruma baktığımızda, böbrek nakillerinin yüzde 10-15’ini pediatrik nakillerin oluşturduğunu söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
"Böbrek yetmezliği kalbi de etkiliyor"
Küçük Gözde’de gelişen kalp rahatsızlığı hakkında bilgi veren Çocuk Nefroloji ve Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ozan Özkaya ise "Çocuklardaki böbrek yetmezliği sürecinde özellikle diyaliz aşamasında kalpte olumsuz etkilenmeler de olabiliyor. Kalp kaslarının çalışması azalabiliyor. Gözde’nin de diyalize bağlı geçirdiği süreçle ilişkili olarak kalbinin pompalama gücü oldukça azdı. Diyalizin çalışmasında da sorun vardı. Bize geldiğinde solunum güçlüğü de çekiyordu. 10 gün boyunca onu nakile hazırlamak için kalbini güçlendirici ilaç tedavileri uyguladık. Vücudundaki fazla sıvıyı uyguladığımız diyalizle aldık. Nakilden sonra kalbi destekleyici ilaçları verdik. Diyaliz sonrası kalbin durumu çok iyi hale geldi. Kalbin pompalama gücünün azalmaması adına bu çocukların nakil olması gerekiyor. Nakilden sonra kalp kendini toparlıyor ve bu sorunlar ortadan kalkıyor. Diyalize bağımlı olan çocukların mümkün olduğunca erken dönemde nakil olmalarını öneriyoruz" dedi.
Kaynak: DHA