Şeyda Yılmaz, 2014'te Düzce Üniversitesinde öğrenci olduğu dönemlerde böbrek taşı dökme şikayetiyle gittiği hastanede yapılan testler sonucu böbrek kanseri olduğunu öğrendi.
Tedavisine başlanan Yılmaz'ın 2015'te yapılan ameliyatla sağ böbreği alındı. Yılmaz ameliyattan bir süre sonra yorulma, halsizlik, vücudunda morluklar oluşması üzerine doktoruna başvurdu.
Şikayetlerin böbrek kanseri nedeniyle geçirdiği ameliyattan kaynaklı olmadığı anlaşılınca Yılmaz, Ankara'daki Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Hastanesine sevk edildi.
Yılmaz'a, burada yapılan tetkikler sonucu böbreğinin alınmasından 10 ay sonra aplastik anemisi tanısı konuldu.
5 yıl bu hastanede tedavi gören Yılmaz, kök hücre nakli için Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi'ne (TÜRKÖK) başvurdu.
Yaklaşık 1,5 yıl nakil bekleyen Yılmaz, nakil ve tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuşarak, yarım bıraktığı eğitim hayatına devam etti.
Şeyda Yılmaz, atama sürecinde yaptığı tercih sonucu 5 yıl tedavi görüp kök hücre nakli olduğu hastaneye 2021'de hemşire olarak geri döndü. Yılmaz, tedavi sürecinde kendisiyle ilgilenen hemşirelerle şimdi aynı mesaide yer alıyor.
Yılmaz, böbrek kanserinin ardından ortaya çıkan şikayetleri, yapılan ameliyata yorduğunu anımsatarak, üniversitede görmeye başladıkları dahiliye dersinde kan hastalığı anlatılırken, belirtilerin tamamının kendinde de olduğunu fark ettiğini, bunun üzerine doktora başvurduğunu anlattı.
"5 sene bu hastanede yaşadım, burası benim evim"
Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Hastanesi'nde kendisine aplastik anemisi tanısı konulduğunu kaydeden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"TÜRKÖK'e başvurduk, kemik iliği nakli zor bir süreç, 5 yıl tedavi gördüm. Hastalık bitene kadar izole bir hayat yaşıyorsunuz. Tedavimin ardından okulu bitirdim, atama süreci başladı. Tercihlerimde ilk sıraya tedavi olduğum hastaneyi koydum. Ben 5 sene bu hastanede yaşadım, burası benim evim gibi. Bunu hep şöyle adlandırdım; yuvaya dönüş, gidiyorum ama başka bir yere değil, bildiğim, hep gördüğüm, tanıdığım insanların yanına. Şu an, nakil beklerken rol model aldığım insanlarla çalışıyorum, bu çok gurur veriyor bana. O insanların yanına dönmenin benim için çok daha güzel olacağını düşündüm."
"Hayallerimi yaşıyorum"
Yılmaz, "Burada çalışmak bazen zor, aynı şeyleri tekrar tekrar yaşayabiliyorsunuz. Ama hayalimi gerçekleştirmenin motivasyonu var. Hayallerimi yaşıyorum. Yeni gelen biri alışmakta zorlanır, ben zaten ailedendim." dedi.
Aynı hastalığı atlattığı için hastalara motivasyon olabildiğini belirten Yılmaz, hastaların psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunda onlarla aynı şeyleri yaşadığı için kolaylıkla destek olabildiğini söyledi.
Bir hastasının annesinin "Seni gördüğümde kızımın iyileşeceğine dair umutlarım artıyor" dediğini aktaran Yılmaz, "Ben o anneye motivasyon vermişim. Ben de hastayken iyileşen insanları gördüğümde demek ki 'Birileri yapabildiyse ben de yapabilirim' motivasyonuyla biraz daha hayata sarılıyordum. Bunu görmenin onlara iyi geldiğini bildiğim için bunu paylaşıyorum. Ben 2017'deki hayalimi 2021'de gerçekleştirdim." diye konuştu.
Yılmaz, kök hücre nakli bekleyen hastalardan asla umutsuzluğa kapılmamalarını isteyerek, şunları söyledi:
"Umutsuzluğa kapılmak bize fayda sağlamıyor. Çünkü gelecek bizim, bizim çabalarımızla bu hastalık süreci atlatılacak. Ben iyileşeceğime dair umudumu hiç kaybetmedim. Hastayken kurallara uydum ama hayattan kendimi hiç izole etmedim. Hastayken kendinizi sadece hasta yatağında değil, gelecekte görün."
"Birinin üç tüp kan vermesiyle başlayan serüvenin sonuç bulmuş haliyim"
Yılmaz, kök hücre bağışının önemine de dikkati çekti. Kan bağışı, kök hücre bağışının öneminin yeterince bilinmediğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Ben yıllar önce birinin üç tüp kan vermesiyle başladığı bir serüvenin sonuç bulmuş haliyim. İnsanlar kan vermekten ve kök hücre bağışından çekinmesinler. Çünkü birini hayata bağlayan gerçekten o verdiğiniz üç tüp kan olabiliyor. O kişiye minnettarım. Hayatta birinin size ömür boyu minnettar kalmasını böyle sağlayabilirsiniz."