Bursa'nın 1326'da Osmanlı Devleti tarafından fethedilmesinin ardından askerlerin zaferi kutlamak amacıyla kılıç ve kalkanlarıyla yaptığı doğaçlama figürlerle ortaya çıktığı bilinen oyun, İnebey Medresesi'nde beden eğitimi derslerinde kılıçkalkan öğreten Mustafa Tahtakıran tarafından 1900'lü yılların başında yeniden düzenlenmesinin ardından geniş kitlelerce tanındı.
Koreografi oluşturduğu oyunun bugünkü sahne düzenine öncülük eden ustasının kurduğu Tahtakıran Kılıç Kalkan Halk Oyunları Derneğinin üyeleri, 100 yılı aşkın süredir bu geleneği yaşatmak için şehirde milli bayramlar ve kurtuluş günlerinde özel gösteriler yapıyor.
Ziyaretçilere deneyimlerini aktarıyor
Üyelerden iki çocuk, 11 torun sahibi 92 yaşındaki Şevket Şardağ da derneğin kurulduğu 1956 yılından bu yana kılıçkalkan oyununu gelecek kuşaklara aktarmaya çalışıyor.
Bursa Kapalı Çarşı'da yorgancılık yaparken 1996'da emekliye ayrılan Şardağ, esnaflığı süresince dükkanı kalfasına bırakıp bu oyunu sergilemeye devam etti.
Emekli olduktan sonra kılıçkalkana olan tutkusunu devam ettiren Şardağ, oyunun sahneleneceği günlerde Setbaşı'nda derneğin bulunduğu Kılıçkalkan Evi'ne gelerek hazırlık yapıyor, ilk günkü heyecanıyla gençlere örnek olmaya ve tecrübelerini aktarmaya çalışıyor.
Oyun olmadığı günlerde de derneğe gelen Şardağ, ziyaretçilere kılıçkalkan hakkında deneyimlerini aktarıyor.
"Bir sevda, aşk meselesi"
Şevket Şardağ, 1930 yılında Kuzey Makedonya'nın başkenti Üsküp'te doğduğunu, 1955'te ailece göç ettikleri İstanbul'da bir yıl kalıp babasının işinden dolayı Bursa'ya yerleştiklerini söyledi.
Bursa'da çalışmaya başladıktan sonra kılıçkalkan derneğiyle tanıştığını belirten Şardağ, "Tahtakıran'ın yakınında bir yerde çalışırken, dernek kurduklarını gördüm ve gittim. Beni oraya kabul ettiler ve o gündür bugündür devam ediyorum. Çoğu günlerimi dernekte geçiriyorum. Sadece bir gün kapalı. O gün de bir türlü geçmiyor. Onun dışındaki günlerde arkadaşlarımla oturup çay içiyorum" dedi.
Kılıçkalkan oyunundan kopamadığını vurgulayan Şardağ, bunun kendisinde bir sevda olduğunu söyledi.
Birçok ülkede gösteriler yaptıklarını, hayatının bu oyunla geçtiğini aktaran Şardağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok güzel hislere kapılıyorum. Mutlu oluyorum. Bana huzur veriyor. Eve gidip yatıp kalkıyoruz sonra yine kılıçkalkan. 20 yıl önce hanım vefat etti. Tümüyle kılıçkalkana verdim kendimi. Burada mutluluğu, huzuru buluyorum. Kılıçkalkan bir sevda, aşk meselesi. Ömrümün yettiği kadar kılıçkalkana devam edeceğim. Bir ömrüm daha olsa yine veririm. Gösteri yapan gençleri her gördüğümde heyecanlanıyorum. Onları gördüğümde çıkıp onlarla oynayamadığım için üzülüyorum ancak yaş itibarıyla başlarında çıkıp bir tur atıp, kenarda durabiliyorum."
"Hayata karşı dik duruşun bir ifadesi"
Tahtakıran Kılıç Kalkan Halk Oyunları Derneği Başkanı Metin Dikerel, 57 yıl önce oyuncu olarak katıldığı derneğin 17 senedir başkanlığını ve müzesinin sorumluluğunu yaptığını belirtti.
Kılıçkalkanın sadece bir halk oyunu olarak görülmemesi gerektiğini anlatan Dikerel, "Kılıçkalkan mertlik, cesaret, paylaşım, kardeşlik, barış; kısaca hayata karşı dik duruşun bir ifadesidir" diye konuştu.
Bursa'da üç kılıçkalkan derneği bulunduğunu vurgulayan Dikerel, hepsinin Bursa kültürü için hizmet ettiğini aktardı.
Dikerel, Şevket Şardağ'ın kendisinin de hocası olduğuna belirterek, şunları kaydetti:
"Öyle bir kılıçkalan sevdalısıdır ki hala ilk günkü gibi heyecanlanır. Şu anda camiada bildiğim kadarıyla yaşayan tek duayen Şevket abidir. Biz de onu müzemizde, burada bağrımıza bastık. Cumhuriyet Bayramı'nda özellikle yaşanması gereken bir bayramı, dedeler, torunlar, gençler şeklinde dizayn ediyoruz. Şevket abi 'En başta ben seve seve çıkarım' der. Her Cumhuriyet Bayramı'nda en ön saflarda görev alır kendisi. Kep bağlamak bizde bir maharettir. Şevket abi bu işin ustasıdır. Ben de ondan el almaya çalıştım. Tabii ki ondan çok şey öğrendim."