Muğla'da yaşayan 68 yaşındaki Melih Ağıroğlu ile Antalya'da ikamet eden 64 yaşındaki Kemal Erece ve Zerrin Ezgin, ilerleyen yaşlarına rağmen kuvvet ve kondisyon gerektiren dağcılık sporundan vazgeçmiyor.
Yurdun birçok noktasında tırmanışlar gerçekleştiren dağcılar, son olarak birlikte 5137 rakımıyla yurdun en yüksek noktası olan Ağrı Dağı'nda 4 günde zirve yaptı.
Azimleriyle takdir toplayan dağcılar, sporla sağlıklı ve dinç kalmayı amaçlıyor.
Melih Ağıroğlu, emekli olduktan sonra Muğla'nın Milas ilçesine yerleşerek spora başladığını söyledi.
"Hayatım boyunca sigara kullanmadığım için fazla zorlanmadım"
Yaklaşık 10 yıldır sporla uğraştığını ifade eden Ağıroğlu, şöyle konuştu:
"Ağrı Dağı'na 2 defa tırmanış yaptım. Merak ettiğim bir dağdı. Başka dağları da gördüm ama buranın bende özel bir yeri vardı. Buraya geldiğime memnun oldum. Yaşım da ilerlemiş ama ilk iki kamp alanına kadar kolaylıkla geldim. 4200 kampından zirveye doğru biraz daha zorluydu. Hayatım boyunca sigara kullanmadığım için çok fazla da zorlanmadım. Zirveye ulaşınca çok güzel duygular hissettim. Farklı ülkelerden çok sayıda turistin burayı yoğun şekilde ziyaret ettiğini gördüm. 68 yaşındayım ve özellikle emekli insanların sporla uğraşmalarını tavsiye ediyorum."
Kemal Erece ise 18 yıldır doğa sporlarıyla ilgilendiğini anlattı.
Sporun yaşam biçimi haline geldiğini belirten Erece, şunları söyledi:
"18 yıldır yaşam tarzımız dağlar ve doğayla özdeşleşti. Ağrı Dağı'na ilk defa 2008 yılında çıktım. Kamp alanı daha yukarıdaydı. 2 sene önce de geldiğimde fırtına nedeniyle 4900 rakımda geri döndük ama 20 gün sonra tekrar zirve yaptık. Ağrı Dağı'na 4. zirvemi yaptım. Yaşım 64, yolun yarısını 4 geçtim. Yaş önemli değil, önemli olan insanın kendisine iyi bakmasıdır. Zor, insanın kendisindedir. Tek rakibin kendinsin, kendinle mücadele edersin. Eğer azimliysen yavaş yavaş çıkarsın. Hedefin belli zaten, kimse madalya vermiyor."
"Zirvede neredeyse ağlayacaktım"
Spor sayesinde çok dinç olduğunu vurgulayan Erece, "Zirvede neredeyse ağlayacaktım. Herkesin yapamadığını yapabilmek ve sağlıklı olabilmek çok güzel bir şey. Geçenlerde arkadaşlar 'ya zirvede şakır şakır para mı dağıtıyorlar' dedi. Ben de 'şakır şakır kazandığımız paraları oraya yemeye gidiyoruz' dedim. Yani doktora vereceğimiz parayı buralara veriyoruz. Sağlıklı bir şekilde hayatımızı devam ettiriyoruz." dedi.
Zerrin Ezgin de 12 yıldır çeşitli spor faaliyetleri ve dağcılık yaptığından bahsetti.
Ağrı Dağı'nın zirvesine çıkmanın çok keyifli olduğunu dile getiren Ezgin, şunları kaydetti:
"Haz duyuyorsun. Bir şeyi başarmanın sevincini yaşıyorsun. İlkokuldan beri bütün coğrafya kitaplarında okuduğum Türkiye'nin damı denilen yerin zirvesine çıkmışız, hayal gibi. İlk çıktığımda hüngür hüngür ağlamıştım. Bizi gördüklerinde bazısı şaşırıyor, takdir edenler oluyor. Bazıları da 'Ne işiniz var, ne yapıyorsunuz orada.' diyor. Spor benim için hayat ve yaşam felsefesidir."