Hafta içi her gün Odun Pazarı'ndaki 20 metrekarelik dükkanına gelen 91 yaşındaki Mehmet Özuslu, emekli olmasına rağmen ömrünü adadığı mesleğini ilk günkü heyecanla devam ettiriyor.
Mesleğini severek yapan Özuslu, ilerlemiş yaşına rağmen aksatmadan her gün sabah namazı sonrası dükkanını açarak çevresindeki esnafa da örnek oluyor.
Özuslu, meslek hayatına 6 yaşında halasının oğlunun yanında çırak olarak başladığını söyledi.
Çıraklık ve kalfalık evresinin ardından 38 ay askerlik yaptığını ve dönüşte kendi iş yerini açtığını dile getiren Özuslu, yaşı ilerlediği için 25 yıldır da oğluyla birlikte çalıştıklarını kaydetti.
Özuslu, 85 yıllık meslek hayatında çok sayıda usta yetiştirdiğini ancak ekonomik kaygılar nedeniyle oğlu dışında hepsinin çeşitli alanlara yöneldiğini ifade ederek, kendisinin mesleğini hiçbir zaman bırakmayı dahi düşünmediğini anlattı.
Mesleğini çok severek yaptığını ve birçok defa ödül aldığını, bunlardan en önemlisinin de Kültür Bakanlığı tarafından kendisine verilen teşekkür belgesi olduğunu anlatan Özuslu, şöyle devam etti:
"Benim bildiğim usta yetiştirmek lazım ama yetiştiremiyoruz, çocuklarımız heves etmiyor, torunlarımız yapmak istemiyor. Niye? Çünkü zor ve eziyetli bir meslek. İkisi erkek 5 çocuğum ve 14 torunum var ama bir oğlum ve torunum bu mesleği devam ettiriyor. Bizim işte güçle çalışmak lazım. Bunun yanında maddiyat lazım.
Eskiden malzemeci bir senelik işlenecek hammaddeyi verirdi. Cumartesi günleri gelir para varsa 3-5 kuruş verirdik, yoksa sonraki haftalara bırakırdık ama şimdi paran yoksa malzeme alamıyorsun. Ben mesleğimi seviyorum, bu işi severek ve sevgi katarak yapmak lazım."
Profesörlere ders verdi
Özuslu, işe gelmediği günler canı sıkıldığını, rahatsız olsa bile çarık yaparak zamanını geçirdiğini vurguladı, meslek hayatı boyunca çeşitli kurum ve kuruluşlardan usta öğreticilik yapması için çağırıldığını ancak çoğunu kabul etmediğini belirtti.
Gaziantep Üniversitesinde yaklaşık 16 yıl usta öğretici olarak çalıştığını ve bu süreçte her eğitim öğretim döneminde en az 15-16 usta yetiştirdiğini belirterek, bunlar arasında profesörlerin ve doktorların da yer aldığını söyledi.
Özuslu, "Öğrencilerle çok güzel günler yaşadık. Onlar aynı benim evlatlarım gibiydi. Kendilerine bu işi öğrettim. Orada çok güzel günler geçirdim. Şimdi yine gönlüm istiyor o günleri." diye konuştu.
Mesleğin incelikleri
Meslek hayatı boyunca doğruluktan ve dürüstlükten hiç şaşmadığını ve en iyi malzemeyi kullandığını anlatan Özuslu, iyi bir yemeni (altı kösele, üstü deri hafif ayakkabı) elde etmek için deri seçiminin iyi yapılması, taban yapımında kullanılan manda köselesinin iyice ovalanarak yumuşatılması, ipliğin dayanıklı olması için de bal mumuyla kaplanması ve verilen emeğe sevgi katılması gerektiğini aktardı.
Özuslu'nun yemeni ustası oğlu Ahmet Özuslu da ortaokulu bitirdikten sonra babasının yanında işe başladığını ve mesleği onunla icra etmenin mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.
Babasının öğütleriyle mesleğini devam ettirdiğini dile getiren Özuslu, "Biz de çocuklarımızı yetiştirdik, inşallah onlar da devam eder de meslek ölmez. Beni üzen gerçekten bu işe gönül verip çalışmak isteyenin olmaması." dedi.
Özuslu'nun torunu Abdullah Akar da 10 yıl önce dedesinin dükkanında başladığı mesleğini çok sevdiğini ve ölmemesi için elinden gelen gayreti göstereceğini ifade etti.
Akar, yemeniciliği öğrenme amacının, dedesinin ve dayısının mesleğini ilerletmek olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA