Kırşehir'de "davulun efsanesi" olarak anılan 60 yaşındaki Adem Göçer, çocukluğunda soba borusu, teneke ve plastik bidonlara vurarak davulculuk mesleğine adım attı.
Adem Göçer, işin ustalarından olan dedesi ve babasının yanında uzun yıllar yetişti.
"50 yıldır davul çalışyorum"
Bu işin usta, kalfa ya da çırağının olmadığını belirten Adem Göçer, şunları söyledi:
"Küçükken teneke, bidon ve soba borusuyla bu işi beller bizim insanımız. Ben de küçükken 5 kiloluk zeytinyağı tenekeleri ve soba borularını çalarak bu işe başladım. Bizi bu işe meraklandıran büyüklerimiz. Düğünlerde güzel güzel çalıp türkü çağıranlar, davul çalanlar insanı meraklandırmaz mı? Biz de böyle meraklandık. Çok küçükken çaldım davulu babamın yanında. Yaklaşık 50 yıldır davul çalıyorum."
"Davul Efsanesi" bugünlerde UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması çerçevesinde "Yaşayan İnsan Hazinesi" için aday gösterilmenin mutluluğunu yaşıyor.
Kırşehir İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Eyüp Temur, "Neşet Ertaş’tan sonra Kırşehir’de ikinci bir yaşayan insan hazinesinin olmasını istiyoruz" dedi.
Adem Göçer, yurt içindeki konserlerin yanı sıra Almanya'dan Tayland'a kadar birçok yerde etkinliklere katıldı.
"Davul bana dedemin mirası"
Dedelerinden kalan davul çalma mirasını 5 nesildir devam ettiren Göçer, şunları söyledi:
"Babam zurna çalardı ben de onun yanında davul. O günden sonra düğünlerde, bayramlarda, konserlerde, devletimizin buyurduğu etkinliklerde hizmetlerim oldu. Dedemin davulunu ben çaldım, bıraktığı bana miras oldu."
Adem Göçer, TRT ekranlarındaki Yaşayan İnsan Hazinesi programına da katılmıştı.
Kaynak: TRT Haber, AA