Yenimahalle Halk Eğitim Merkezi yetkilileri, öğretmenevinin konukları depremzede ailelere, afetin ağır travmatik etkilerinin azaltılması için "uğraş terapisi" adı altında anlamlı ve amaçlı aktiviteler düzenleniyor.
Başkent Öğretmenevi Müdür Yardımcısı Serap Öztürk, depremzede misafirlerini ellerinden geldiğince rahat ettirmeye çaba gösterdiklerini anlattı.
Misafirlere ilk olarak psikososyal destekler verdiklerini anlatan Öztürk, şöyle konuştu:
"Daha sonrasında uğraş terapisini uygulamaya aldık. Özellikle kadınlarımızın örgü ve diğer el işleri yoluyla duygularını ifade edebileceklerini ve yaşadıkları travmayı daha rahat atlatabileceklerini düşündük. Bir depremzedemizin çorap ördüğünü gördük ve arkasından diğer misafirlerimiz için şiş ve ip temin ettik. Biz de ördüğümüz bu çorapları sembolik olarak deprem bölgesine gönderebileceğimiz fikrinden yola çıktık. Önce bir öğretmenimizle başlayan çalışmamızda 20 kişiye ulaştık. Yenimahalle Halk Eğitim Merkezimiz aracılığıyla bir örgü kursu da açtık. Çok güzel şeyler üretip deprem bölgesine göndermek istiyoruz."
Ankaralıların depremzedelere bir nebze olsun fayda sağlayabilmek için büyük çaba gösterdiğini aktaran Öztürk, "Hemen yün ve şişler geldi. Halk eğitim merkezimize iki dikiş makinesi hediye edildi. Bundan sonra kumaşlarımızı seçerek, dikeceğimiz tekstil ürünlerini deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza ulaştırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
"Uğraş terapisi ile hayata yeniden adapte olmak istiyoruz"
Kahramanmaraş Elbistan Halk Eğitim Merkezinde el sanatları alanı usta öğreticilerinden Belgin Özcan ise depremde evlerinin ağır hasar aldığını ve enkaz altında kaldıklarını anlattı.
Depremde yaralanan ablasını Ankara'ya getirdiklerinde Başkent Öğretmenevinde kalmaya başladıklarını ve burada çok güzel karşılandıklarını aktaran Özcan, "Burada her türlü ihtiyacımız karşılanıyor, herkese çok teşekkür ederiz. Ancak 'uğraş terapisi' ile hayata yeniden adapte olmak istiyoruz. Bu uğraşlarla depremzede kursiyerlerimizin yaşadıkları sıkıntıları kolay atlatmalarına yardım etmek istiyoruz. Ayrıca deprem bölgesinde çorap, atkı, bere ve kıyafete çok ihtiyaç var. Yaptığımız ürünleri deprem bölgesine göndererek onlara destek olmak istiyoruz. Acılarımızı bu uğraşlar ile biraz olsun bastırabiliyoruz" diye konuştu.
Özcan, Yenimahalle Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla takı kursu açtıklarını, ayrıca yakında ev tekstili kursu da açacaklarını belirtti.
Depremden üç kırıkla çıktı
Kahramanmaraş Elbistan'daki ilk depremin ardından köy evine yerleştiklerinde ikinci depreme de yakalandıklarını ve ailesiyle birlikte göçük altında kaldıklarını anlatan Kudret Kaplan ise arkadaşlarının yardımıyla yaralı kurtulduğunu ve belinde üç kırık bulunduğunu, korse taktığını ifade etti.
Öğretmenevinin kendileri için bir ev, bir yuva olduğunu dile getiren Kaplan, "Memleketimiz kadar olmasa da yine de iyiyiz. Ben depremden sonra 4 çocuğum ve kayınvalidemle Ankara'ya geldim. 2 çocuğum sınavlara hazırlanıyor kursa gidiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, onlara da her türlü desteği verdi. Burada onlara kurs açtılar, kitaplar, bilgisayar verdiler, her türlü imkan sağlandı. Öğretmenleri de geliyor, çocuklara derslerinde yardımcı oluyorlar" dedi.
Kaplan, "Depremin ardından hava koşullarının da etkisiyle ayaklarımız bir süre ıslak kaldığından çok üşüdü. Biraz da depremde ihtiyacı olanlar için çorap örerek işe başladık. Deprem olduğunda sanki küçük bir kıyamet koptu. Böyle böyle normale dönmeye çalışıyoruz" diye konuştu.