Elazığ'da hayvancılıkla uğraşan ailelerin beraberlerindeki hayvanlarıyla yaylalara yolculuğu kimi zaman görsel bir şölene dönüşürken, kadınlar için ise zorlu bir mesainin başlangıcı oluyor.
Derma çatma çadırlarda mücadele veriyorlar
Eşleri, çocukları ve aile büyükleri ile yaylalara çıkan binlerce kadın, zor yaşam koşullarında derme çatma çadırlarda günlerini çalışarak geçiriyor.
Mesaileri gün doğumu ile başlayan ve hava kararana kadar süren kadınlar, elektrik ve su tesisatının olmadığı yaylada odun ateşinde yemek pişiriyor, su taşıyor, hayvan güdüyor, çamaşır yıkıyor, çocuklarına bakıyor.
"Mecbur olmasak gelmeyiz"
Elazığ Palu'da uzun yıllar terör nedeniyle kapalı olan 2 bin 500 rakımlı Deştibotan Yaylası'na göç eden 36 yaşındaki Ayşe Bahçecioğlu, evlendikten sonra kendisi için yayla yaşamının başladığını söyledi.
16 yıldır eşi ile yaylaya geldiğini belirten Bahçecioğlu, keçi beslediklerini ve onların sütünden elde ettikleri ürünleri satarak geçimlerini sağladıklarını anlattı.
Yemek pişirirken, çocukları yıkarken zorluk yaşadıklarını ifade eden Bahçecioğlu, "Yaylada yaşamak çok zor. 6 çocuğum var. Mecbur olmasak gelmeyiz" dedi.
"Şehirdekilerle bizim işimiz aynı mı?"
Çocuğu olmadığını yaylaya eşi ile çıktığını belirten 47 yaşındaki Meral Bahçeci de yaylada günün güneş doğmadan başladığını belirtti.
Meral Bahçeci, evi gibi gördükleri çadırların temizliğini yaptıklarını, yemeklerini yaptıktan sonra hayvanlarla ilgilendiklerini, yaylada yaşamın zor geçtiğini anlattı.
Bahçeci, "Şehirdekilerle bizim işimiz aynı mı? Burada zorluk var. Yayla ile şehir aynı değil. Köy ile yayla aynı değil. Gece olduğu zaman elektrik yok. Bulaşıkları çeşmede zor yıkıyoruz. Ekmek pişirmek zor oluyor" dedi.
Kadınların emeği olmadan yaylada yaşam sürmek zor
Yayladaki çocuklardan 13 yaşındaki İpek Bahçecioğlu ise 2,5 yaşındaki kardeşinin bakımı konusunda annesine yardım ediyor.
İpek Bahçecioğlu, derslerinde başarılı olduğunu, okuyup beyin cerrahı olmak istediğini söyledi.
Mehmet Arıkanoğlu, zor şartlar altında yaylada kaldıklarını, kadınların emeği olmadan yaylada yaşam sürmenin zor olduğunu, onların sayesinde işlerin yürüdüğünü belirtti.
Kaynak: AA