Son günlerde hem deniz kirliği hem de küresel iklim değişikliğinin sonucu olarak yoğun bir şekilde gözlenen, deniz salyası olarak da adlandırılan müsilaj, sucul ekosistemdeki canlılar için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Ancak deniz canlıları için tek tehdit müsilaj değil...
Sucul ekosistemdeki olmazsa olmazlardan biri mercanlar... Özellikle de sert yapılı, resif oluşturabilen mercanlar. Cladocora Caespitosa ise Akdeniz ve Türk Boğazlar Sistemi’nin resif oluşturabilen tek mercan türü.
Akla gelen birçok deniz canlısına yuva olan, beslenme, dinlenme ve üreme gibi imkanlar sunan bu mercan kolonileri biyoçeşitlilik açısından son derece önemli.
Sayısı günden güne azalan Cladocora Caespitosa’yı, bu mercan türünü yakından tanıyan isimlerden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Teknolojileri Meslek Yüksekokulu Sualtı Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Özalp ile konuştuk.
Koloni sayısı iki senede yaklaşık yüzde 30 azaldı
Uzun yıllardır su altı araştırmalarında yer alan Doç. Dr. Barış Özalp birçok çalışmaya imza attı. Bunlardan biri, geldiği nokta itibarıyla belki en kritik olanı Cladocora Caespitosa ile ilgili yaptığı çalışmalar. Özalp, yaklaşık 6 sene önce başlayan araştırmaları ve gelinen noktayı şu sözlerle anlatıyor:
“2015 yılında bölgede yürütücülüğü tarafıma ait olan, Çanakkale Valiliği destekli ‘Sualtı Biyoçeşitliliği Koruma Projesi’ gerçekleştirildi. Projede amaç, nesli tehlike altında olan kolonileri, balık ağlarının yarattığı hasarlardan korumak.
Çanakkale Boğazı’ndaki Cladocora resifleri, Türk Boğazlar ekosisteminin tek ve en geniş resif ekosistemidir ve Dardanos bölgesinden yukarıda resif bulunmaz. Bu türün oluşturduğu habitat sadece Dardanos bölgesi ile sınırlıdır.
Bölgede tespit edilen maksimum koloni sayısı 130 ve 38 sert mercan kolonisi balıkçı ağlarının üzerlerine atılması sonucu telef olmuş, ölmüş. Şu an bölgede sadece 92 adet yetişkin koloni kaldı.”
Denizdeki canlıların yuvası
Dünyada keşfedilmiş yaklaşık 6 bin mercan türü bulunuyor. Ancak bunların tamamı denizdeki canlılar için habitat oluşturma özelliğine sahip değil. Sert yapılı olmaları ve özellikle koloni oluşturabilmeleri deniz canlıları açısından hayati öneme sahip. Tıpkı Cladocora Caespitosa mercan resifleri gibi. Özalp bu özel türün canlılar açısından önemini şu sözlerle anlatıyor:
“Cladocora Caespitosa, Akdeniz'in resif oluşturabilen tek mercan türüdür. Yoğun koloniler oluşturarak diğer deniz canlılarının barınma ortamlarını yaratır. Birçok balık, ıstakoz, böcek, karides ve diğer omurgasızlar, bu türün sert iskelet yapılarının çevresinde oluşturduğu habitatta yaşam sürer, beslenir, ürer ve dinlenir.”
Yapılan ekim çalışması da balık ağlarının kurbanı oldu
Cladocora Caespitosa ile ilgili Çanakkale Boğazı’nda yapılan çalışmalar gözlemle sınırlı değil. Özalp ve beraberindeki bilim insanları, balıkçı ağları nedeniyle zarar gören kolonilerden kırılan parçalarla mercan ekimi projesi gerçekleştirdi. Ancak bu çalışma da bilinçsiz atılan balıkçı ağları tarafından zarar gördü. Özalp süreci şu sözlerle anlattı:
“2018 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığımızın desteklediği ‘Çanakkale Boğazı MercanTransplantasyon Projesi’ Türkiye’de sert mercanlar anlamında yapılan ilk çalışmadır. Balıkçı ağlarının kırdığı mercan kolonisinden ufak ama hala yaşam süren mercan poliplerini ölmeden önce kurtarıp mercan ekimi yaptığımız bir bölgeydi. Üzücü durum ise şu, 2018’de ekimini yaptığımız ve izlemekte olduğumuz mercan yavruları da balıkçı ağları nedeniyle öldü. Bu ağlar bölgedeki doğal yetişkin koloniyi öldürdü o ayrı ama bizim o kadar emek verdiğimiz, mercan transplantasyon alanındaki 5 mercan bireyini de kopartarak öldürmüş oldu. Düşünün mercan ekimi yapmışsınız, küçük bireyi büyüyene kadar ölçüyorsunuz tam yayın aşamasındasınız ve mercanı öldürüyor.”
“Acilen önlem alınması gerekiyor”
Cladocora Caespitosa sert mercan kolonisi sadece mevcut ekolojik denge için değil paleobiyolojik olarak da son derece önemli. Bölgede 100 yaşın üzerinde 4 koloni bulunduğunu söyleyen Özalp, bu kolonilerin bilimsel açıdan çok değerli olduğunu ve araştırmaların sürdüğünü vurguladı. Son olarak geriye kalan 92 sert mercan kolonisinin nasıl korunabileceğini anlatan Doç. Dr. Barış Özalp şunları söyledi:
“Alanda kolonilerin yayılım gösterdiği 720-2 bin metrekare sınırlı alana koruma şamandırası konmasına rağmen, bazı balıkçılar tarafından bölgede ağ atılmakta ve koloniler ölmektedir. Acilen bölgede, yani şamandıranın altındaki 720 metrekare sınırlı alan dahilinde balık ağı atım yasağı getirilmesi ve akabinde, çapa atımı, olta atımı gibi faaliyetlerin yasaklanması gerekmektedir. Kalan 92 koloninin tümünün ölmesi demek, birçok deniz canlısının yuvasını kaybetmesi demektir...”