Terör örgütü PKK'nın öldürdüğü gencecik isimlerden biri, Eren Bülbül. Yokluk içinde bir hayatta bir göz odada ve tüm zorluklara rağmen mutlu yaşıyordu Bülbül ailesi.
Eren'in teröristlerce öldürüldüğü güne kadar...
15 yaşını doldurmadan şehit olan yavrusunun yasını tutan anne Ayşe Bülbül, duygularını şöyle dile getirdi;
Benim acım hiç bir zaman bitmez. Benim evladım benim aklıma geldiği zaman kendime zor geliyorum. Karne günü geliyor okullar açılıyor, Eren yok. Karne gününde Eren'in ne karnesi geliyor, ne kendi geliyor. Diğer kardeşleri geliyor Anneler Günü geldiği zaman. Canlı çiçek veya öyle Eren'in kabrine getiren oluyor. Bana getiren oluyor. Bana gelen çiçekleri de götürüp Eren'in kabrine koyuyorum.
"Gelir önümde diz çökerdi"
Anneler Günü'nde Eren kırdan bayırdan gider açan çiçeklerden kırar gelir önümde diz çökerdi. Annem derdi, sen nice bundan daha iyi canlı çiçeklere layıksın. Ama anne biliyorsun ki bizim durumumuz yok. Ben oralara erişemiyorum. Benim de gönlüm buralara erişiyor. Annem sen daha nice çiçeklere layıksın. Sen bize bir hayat adadın sen bizim için bir hayata yok dedin.
"Bizi bir lokma ekmek, bir zeytin tanesi mutlu ederdi"
Burada o kadar büyük çatışma yapmışlar ki burada yarım saat çatışma sürdü. Eren'i arıyorum çalıyor ama telefona cevap veren yok. İşte orada kanlar içinde o telefon çalıyor. Bana doğrusunu deyin de beni acının üstüne getirmeyin, deyin ki bana şehit edildi. O zaman biz mutluyduk huzurluyduk. Bizi bir lokma ekmek bir zeytin tanesi mutlu ederdi. Huzura kavuştururdu eriştirirdi. Dünyamızı alsaydı yiyecek değil bizim burada olan yerimizi yok etseler yani evladımı şehit etmeseler. Öfkeli misin diyorsun benim öfkemi ne bitirecek, ben o çocukları ne zorluklardan büyüttüm.
"HDP'nin PKK'nın arkasında durmasınlar"
Ak Parti ve MHP onlardan gayrısı kendisini terörün yanında gördüğü için bize hiç gelmediler, yanaşmadılar. Bizim kapımız dediğim gibi herkese açık ama benim şimdi okur yazarlığım 5. sınıfa kadar okudum. Ben çile çekerek okuryazarlığımı unuttum. Yalnız acılı bir anne olarak şunu da aklım kesebiliyor, yani bir şehit ailesi olarak evlatlarımız şehit edilerek yani şu HDP'nin PKK'nın arkasında durmasınlar. Yani onlara destek vermesinler. Onların da bizim acımızı desteklemesi lazımdı. Bu çocuk 15 yaşını doldurmamış çileler içinde zorluklar içinde hayatımızı sürdürdük. Kimseden bir şey istemezdik, demezdik benim evladımı sonuçta PKK şehit etti.
"Ayağına giydiği kara lastik biri 40 biri 43 numara..."
Şu fareler yemiş olan montu giyinen evlat şurada toprağın altında. Ben şu resimlerine bakıyorum kıyafetlerini başımın altına koyuyorum şu resimlerle ağlıyorum, beni de anlasınlar rica ediyorum. Benim kalbim bitmiş, yüreğim bitmiş acılar beni sona getirmiş. Benim yaşadığım gecekondunun önünde ayağına giydiği çorap var tekleme değil. Ayağına giydiği kara lastik var tekleme değil. Biri 40 numara biri 43 numara... Benim o evladımdan ne istediler. Kimsenin hakkı yoktu onu hayattan koparmaya biz mutluyduk.
"İyiki varsın Eren'im"
İyi ki varsın Eren'im iyi ki vardın evladım. Eyi ki senin gibi bir evladın annesiyim, iyi ki senin gibi bir evladı vatan için şehit verdim. Onun için mutluyum. Ayakta durmak zorundayım. Boynumu eğip de benim evladımı şehit edenlerin keyfini getirmemek için ayakta durmak zorundayım.
(Kamera: Veysel Dişbudak)