Annesinde ve iki ablasında duyma kaybı olan 50 yaşındaki Mete Demirman, lisedeyken duymadığını değil, dersleri anlamadığını düşündüğü için duyma kaybını fark etmedi.
Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü'nü kazanan Demirman, 1986'da yapılan ölçümde yüzde 40 oranında duyduğunu öğrendi. Bir süre kulaklık kullanmak istemeyen, daha sonra kulaklık kullanmak zorunda kalan Demirman, duyma kaybının artması sonucu büyüyen kulaklıkların da yavaş yavaş işe yaramaması nedeniyle 2014'te koklear implant ameliyatı oldu.
Demirman, duyamadığı dönemde sinirli olduğunu ve kendisini anlamadığı için insanlara hakaret ettiğini dile getirerek, "Kulaklık kullandım bir müddet. Çalışma hayatına başlarken örs, üzengi, çekiç kemikleri çıkarılıp yerine bir parça konulan ameliyat oldum. Duymam iyi oldu ve bir süre öyle devam etti. Ancak daha sonra yine kötüleşti." diye konuştu.
“Duysaydım askere gitmeyecektim”
Askere de yanlışlık sonucu gittiğini anlatan Demirman, şöyle devam etti:
"Duysaydım gitmeyecektim. Anons etmişler 'Kulağında problemi olanlar tezkeresini alabilir.' diye. Ben bunu duymadım. Kulaklığım vardı kulağımda, o zaman küçük kulaklık kullanıyordum. Askere girince de dışarıya çıkamıyorsunuz. 'Cihazın pilini değiştirmem gerekiyor.' diyordum, 'Bakkaldan al.' diyorlardı. Gece tatbikatına çıkarmışlardı. Benim kulaklığımın pili bitti o sırada. 'Neredesiniz?' diye bağırıyorum. 'Sus, gece tatbikatındayız.' diyorlar. Sessiz olmak gerekiyormuş. Bir defasında komutan koşma cezası verdi. 'Koş' diyor koşuyoruz, 'Yat' diyor yatıyoruz. 'Yat' demediği için ben koşuyorum. Oysa 'Yat, yat' diye bağırıyormuş, ama ben duymamışım. Yemin törenini yaptıktan sonra sorunu anladılar. GATA'da epey tetkikten sonra ikna oldular. 3 ay sonra terhis oldum."
Mete Demirman, 1996'da ablasıyla Zürih'te duyma alanının önde gelen doktorlarından birine muayene olduklarını, ancak doktorun durumun ırsi olduğunu ve bir şey yapılamayacağını söylediğini aktardı.
"Duymadıkça beyin kelimelerin üzerini siliyor"
Kulak içi cihazın ardından kulak dışı cihaz kullanmaya başladığını ve hayatın kendisi için giderek zorlaştığını belirten Demirman, şunları anlattı:
"Duyma giderek azaldı çünkü kireçlenme iç kulağa doğru yürüyordu. Sonra ilerledi önce iki kulaklık, sonra daha büyük kulaklık, daha büyük kulaklık derken bir sürü kulaklık değiştirdim. Konforum çok azalmıştı, kulağım hiç çalışmıyordu. 'Koklear implant olmak lazım.' denilince, Aralık 2014'te bu ameliyatı oldum.
Ameliyattan sonra duymayı unutuyorsunuz. 1 ay tamamen sessizlik içindesiniz. 1 ay sonra ilk cihaz takıldı, onda ıslık flüt bir acayip sesler geliyordu. Çok kötü bir histi. 3 ay sonra daha iyi anlamaya başladım. Cihaz ayarı yapıldı. 1 sene sonra rahat edebildim, ancak 1 sene sonra da müzikleri algılayamıyordum. 2015, bu işe adaptasyonla geçti.
Müzik dinlerken bazı kelimeleri saklayarak, müzik içinde o kelimeyi algılamak için egzersizler yaptım. Bir de üzerine gidiyorum. Bir dernekte sekreterlik yapıyorum, böylece mecburen duymak zorundayım. Bir şeyi anlamaya çalışmak yorgunluk veriyor ama çalıştıkça daha dayanıklı oluyorsunuz."
“İmplant ameliyatı olmasaydım çok kötü olurdu”
Mete Demirman, kendileriyle iletişim kurulurken yavaş konuşmak veya kelimeleri tane tane söylemenin çok önemli olduğunun altını çizerek, ameliyatın hayatına etkisini şu sözlerle özetledi:
"Ameliyat olmasaydım, bugün söylenen her kelimeyi 3 kez tekrar ettiriyor olacaktım. Cihazlar işe yaramayacaktı. Duymadıkça beyin kelimelerin üzerini siliyor, kelimeler flulaşıyor. Sinirli olmak ya da olmamak üzerinden değerlendiriyorum. Duymadığınız için sinirli oluyor, sinirli olduğunuz için karşınızdakini kırıyorsunuz. Duyunca o kadar olmuyor.
İmplant ameliyatı olmasaydım çok kötü olurdu, şalteri kapatmıştım. Şu anda yaptığım hiçbir şeyi yapamazdım. Kulaklık takmak, gözlük takmak gibi bir şey. Her duyumuzun iyi olması lazım ki biz hayattan daha çok zevk alalım. Ben ameliyatla, hayata bağlandım tekrar."
Kaynak: AA