Mehmet Kral, Düzce'nin Akçakoca ilçesinde Akçakoca Belediyesi ve girişimci kadınların çabaları ile kurulan Tarihi Mahalle Pazarı'nda 1940'lı yıllar ve sonralarına ait küp, su saklama kabı, gaz lambası, radyo, telefon, közlü ütü, fotoğraf ve dergileri, nostalji seven özel müşterileri ile buluşturuyor.
"Eski olsun benim olsun" sloganı ile eş, dost ve akrabalarından topladığı eşyalara gözü gibi bakan Kral, köşesinde sergilediği parçaların tarihteki işlevlerini ve onlara dair anıları anlatarak, ziyaretçilerine zamanda yolculuk yaşatıyor.
"Antika muhabbeti bize yeter"
"Antika bir hayat" yaşadığını ifade eden Kral, doğup büyüdüğü oyun oynadığı mahallenin ortasında kendisine bir köşe açtığını ifade ederek, "Hem mahalledeki bu pazarı güzelleştirme hem de sergileme yapıyorum. Mahalleme değer kazandırmak için hobimi devam ettiriyorum" dedi.
Her gün gelen yeni ürünleri temizlediğini anlatan Kral, şöyle devam etti:
"Ben araştırıyorum, buluyorum. Getirip burada insanların karşısına çıkarıyorum. Bazı aletlerin yeni nesilleri de elimde var ama insanların antika almasından yanayız. Yeni modelleri her yerde bulabilirler, tercihlerini antikadan yana kullanmalarını istiyorum. Ben 57 yıldır bu mahalledeyim.
Şu anda içerisinde bulunduğumuz 'Akçakoca Tarihi Mahalle Pazarı' çok eskilerde kadınlar pazarıymış. Buraya erkekler giremezmiş. Biz o dönemleri yaşamadık ama onların eserleri ve izlerini biliyoruz. Biz yaşamadık ama şu an onları yaşatıyoruz."
"Bizim para ile işimiz yok"
Antika kokusu arayan herkesin kendisini bulduğunu ifade eden Kral, "Benim müşterilerim hep özel. Almak önemli değil, o antika muhabbeti bize yetiyor. Bizi en çok mutlu eden karşılıklı muhabbet. Gelenin bir şey alması önemli değil. Tüm çocuklara antikayı anlatıyoruz. Aileler geldiğinde çocuklara antikayı ve tarihi anlatmak benim hoşuma gidiyor, böyle bir hizmet yaptığım için de seviniyorum. Para ile işimiz yok. Bu mahallede çoğu insanın para ile işi yok" ifadesini kullandı.
Köşesindeki en eski malzeme olan gemici fenerinin kendisi için ayrı bir değer ifade ettiğini anlatan Kral, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Elimdeki bu fener ile ben çok ders çalıştım. Önceden çok elektrik kesintisi yaşanırdı, o dönemde bunlarla ders çalışırdık. Bundan sonra lüküs çıktı, bizden sonraki nesil onu kullandı. Ama bu gemici feneri hiç bir şekilde sönmez. Ne kadar fırtına, rüzgar olsa da sönmez bu. Bunun değerini bilen biliyor. Bunların ışığında okuyanlar profesör, doktor, başbakan oldu."
Kaynak: AA